27.02.2017, 10:52

Otobüsçü, bu zor günleri de aşar

Gazetemizin bu sayısında şehirlerarası uzak mesafe tarifeli yolcu taşıması yapan otobüslerin seçenek arayışları konu ediliyor. Karayolunda önceki sıkıntılara katlanan bu otobüsçülerin, yeni köprülerin ve tünellerin hizmete girmesi sonrasında rahatlaması beklenirken önceden düşünmedikleri seçeneklere yönelmesi çok dikkat çekici. Biliyoruz ki, bunun nedeni bunlara Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve yollarını kullanma zorunluluğu getirilmesi. Benim, eziyet, zulüm ve haksızlık olarak gördüğüm bu durumu bir kez daha anlatayım. 

Karayolu taşımaları yük ve yolcu diye ikiye ayrılır. Tüm yük taşımaları UDH Bakanlığından alınan C, K, L, M, N ve P gibi belgelere kayıtlı yük taşıma araçlarıyla yapılır. Bu araçların hepsi YSSelim Köprüsünü kullanma zorunluluğundadır. 

Tüm şehiriçi taşımacılar muaf

Yolcu taşımaları ise bir belediyenin yetki alanı içinde yapılanlar (başlayıp bitenler) ve bir belediyenin yetki alanının dışına taşanlar olarak ayrılır. Belediye alanındaki yolcu taşımalarında yetki belediyenindir. Büyükşehir belediyeleri için de aynı şey geçerlidir. Onlar, ilin tamamında yetkilidirler. Dışına taşılan alanın başka bir belediyenin başka bir belediyenin yetki alanı olması durumu değiştirmez. Bir belediyenin alanında gerçekleşen taşımalar, araç türüne göre otomobil, minibüs veya otobüs olsunlar ya da taşımanın türüne göre sabit hatlı (taksi veya minibüs dolmuşlar, belediye veya özel halk otobüsleri, servis araçları) veya serbest (taksi, turizm veya sosyal organizasyon grubunu taşıyan minibüs veya otobüsler) olabilir. İstanbul’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin verdiği izin belgesiyle çalışan her türlü yolcu taşıma aracı YSS Köprüsünü kullanmak zorunluluğundan muaftır. 

Sadece tarifeli taşımacılar zorunlu

Bir belediyenin yetki alanı dışına taşan yolcu taşımaları ancak UDH Bakanlığının A, B, D gibi yetki belgeleriyle yapılabilir. Bunlardan B1 ve D1 belgeleriyle sabit hatlı, tarifeli, B2 ve D2 belgeleriyle hatta tabi olmaksızın tarifesiz serbest grup taşıması yapılabilir. Boğaz köprülerini kullanan Bakanlık belgeli taşıtlardan B2 ve D2 belgeliler YSS Köprüsü kullanma zorunluluğuna tabi tutulmazken B1 ve D1 belgelilere bu zorunluluk uygulanıyor. Köprü kullanımına ilişkin İstanbul UKOME ve UDH Bakanlığı kararlarında, bu anlamda net bir ayrım bulunmamakla birlikte uygulama tam olarak böyle. Zira YSS Köprüsü kullanma zorunluluklarında belge ayrımı yapılmaksızın ‘otobüs’ dendiği halde bu ayrım sürüyor. YSS kullanımının getirdiği büyük zorluklar düşünüldüğünde B1 ve D1 belgeli otobüslere yapılan eziyet veya zulmün ayrıca hukuksuz olduğu da görülüyor. 

Boğaz geçiş sayıları…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2013-2017 döneminde, aylık Boğaz geçiş araç sayılarını yayınlamış. 2013-2015 döneminde, FSM biraz daha yoğun olmak üzere, iki köprünün geçiş sayıları hafif artmış. 2016’da YSS’in biraz yük almasıyla diğerlerinin yükü biraz azalmış. 2017 başında Avrasya Tünelinin de hizmete girmesiyle hem eski iki köprünün yükü biraz daha azalmış hem de zaten fazla yükü olmayan YSS’in yükü daha da hafiflemiş. Önceden 190 bin olan 15 Temmuz Köprüsünden geçen günlük araç sayısı 2017’de 167 bine, FSM’den geçen araç sayısı ise 230 binden 164 bine düşmüş. Yani FSM’nin yoğunluğu büyük ölçüde azalmış. Günlük 135 bin geçiş taahhüt edilen YSS’de 2016’da 28 bin 600 olan sayı 2017’de Avrasya Tünelinin açılmasıyla 21 bin 500’e gerilemiş. Günlük araç taahhüdü 68 bin 500 olan Avrasya’nın başlangıçtaki günlük rakamı 31 bin olmuş. Yeni geçilen tam gün çalışmada Avrasya’nın rakamı biraz daha artabilir. 

Otobüslerin durumu…

Verilen sayılar içinde her türlü araç bulunuyor. Bu nedenle araç türüne göre ayrım kolay değil. Söyleyebileceğimiz şu ki, günlük 21 bini aşkın YSS geçişi içinde tüm yük taşımaları ile B1 ve D1 belgeli tüm otobüsler de bulunuyor. Günlük B1 ve D1 geçişinin tek yönde bin, karşılıklı 2 bin olduğunu söyleyebiliriz. Bunların YSS’den geçmemeleri, günlük geçiş sayısını 20 binin biraz altına düşürebilir. Bu da taahhüt edilen 135 bin rakamı yanında hiç de önemli değildir. Yani B1 ve D1 belgeli otobüslere yapılan haksızlık ve hukuksuzluk köprü geçiş taahhüdünün sağlanmasına bir katkı da yapmıyor. Öyleyse…

Maliyet ve idari açıdan…

Otobüsçülerin talebinin 15 Temmuz değil, yükü önemli ölçüde azalmış olan FSM olduğu düşünülürse, diğer araçların bu köprüyü kullanımına bir olumsuzluk gelmeyeceği de görülür. 
Bugüne kadar haklı taleplerine hiçbir olumlu yanıt alamayan otobüsçüler YSS kullanımının getirdiği akaryakıt, zaman ve yolcu kayıplarına çözüm aramakta son derece haklılar. Akıllarına gelmiş olan Marmara’yı yolcu ve otobüslerle birlikte İDO feribotlarıyla geçme isteği de olumlu görülüyor. Umarım, maliyet veya idari açılardan bir sorunla karşılaşmadan bunu başarırlar. Denizyolu kullanımını teşvik eden UDH Bakanlığı da buna destek olmalı. Bu çözüm başarısız olduğunda daha önce denenip sürdürülemeyen denizyolu+karayolu kombine taşıma seçeneği de düşünülmeli. Yine karşıya kendi çabalarıyla geçecek yolcuların Bandırma ve Bursa Güzelyalı iskelelerinden kalkışlarına izin verilecek tarifeli otobüsleri kullanmaları da akla gelmeli. 

Hani şu “komşunun kötüsü adamı mal sahibi yaparmış” örneğinde olduğu gibi tarifeli otobüsçülere yapılan haksızlık, belki de çok daha lehlerine olabilecek çözümler getirebilir. Bunu canı gönülden isteyerek söylüyorum. Bu kuvvetli arzumun nedeni de kendilerinin haksız biçimde ağır mağduriyete uğradıklarına inanmamdır. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159