Otokar 15 bininci SULTAN otobüsünü üretti

4 yıldır 25 kişi ve üstü yolcu taşımacılığında Türkiye otobüs pazarının en çok tercih edilen markası olan Otokar, aynı zamanda son 6 yıldır da Sultan ile küçük otobüs pazarındaki liderliğini koruyor. Sultan otobüsleri, Navigo ismi ile başta Avrupa olmak üzere 30’dan fazla ülkede kullanılıyor. 

Otokar Genel Müdür Yardımcıları Ali Rıza Alptekin, Basri Akgül, Murat Ulutaş’ın  ve 15 bininci Sultan’ın üretiminde görev alan çalışanların katılımlarıyla 3 Mart Pazartesi günü Sakarya üretim tesislerinde bir tören düzenlendi. 

Törende konuşma yapan Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Alptekin bu zamana kadar 15 bin Sultan ürettikleri için çok mutlu olduklarını belirterek, “1967 yılında Türkiye’nin ve Avrupa’nın ilk küçük otobüs üretimini gerçekleştiren şirket olarak küçük otobüs üretimine döndüğümüz 2002 yılından bugüne kadar 15 bin adet Sultan ürettik. 2002 yılında pazara girdiğimiz sene ikinci konuma gelme başarısını göstermiştik. Bu başarı o yıldan beri devam etti. Lider olmak kadar liderliği korumak da zordur, derler. Son 6 yıldır Sultan otobüslerimiz ile Türkiye’nin en çok satılan küçük otobüs markasıyız. Bu başarıyı korumak için kullanıcı beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda ürünümüzü, üretim teknolojilerimizi ve yöntemlerimizi sürekli olarak iyileştiriyor ve geliştiriyoruz. Otobüslerimizle ülkemizde ve dünyada binlerce yolcunun ulaşımına hizmet etmekten mutluluk ve gurur duyuyoruz. Sultan otobüslerimiz bugün Erzurum’dan İzmir’e, Samsun’dan Antalya’ya, Navigo ismi ile Fransa’dan İtalya’ya, İspanya’dan Almanya’ya kadar farklı yol ve iklim koşullarında başarı ile hizmet veriyorlar. Bu başarımızın sırrı ise kullanıcı isteklerini göz önünde bulundurmak, bu taleplere en kısa sürede ve en iyi şekilde cevap verebilmekte saklı. Ve elbette burada bulunan tüm Otokar çalışanlarının yaptıkları işte en iyiyi hedeflemesi ve ürettikleri araçlara duydukları güven, araçlarımızın her gün daha da mükemmel hale gelmesini sağlıyor” dedi. 

Otokar müşteri ve çalışanlarına teşekkür eden Alptekin, “Bugün 15 bininci Sultan otobüsümüzü banttan çıkarıyorsak bu, tabi ki müşterilerimiz ve çalışanlarımız sayesinde. Bizi 6 yıldır liderliğe taşıyan ve bize güvenen müşterilerimize çok teşekkür ediyor, otobüslerimizin yapımında emek ve alın teri ile görev alan tüm Otokar çalışanlarının ellerine sağlık diyorum” diye konuştu. 

Tören sonrası gazetecilere fabrika turu yapan Otokar Genel Müdür Yardımcısı Basri Akgül, Denizli Belediyesi’ne, 57’si Kent, 60’ı Doruk olmak üzere toplam 117 aracın önümüzdeki günlerde  teslim edileceğini açıkladı.

Akgül, otokar araçlarının test merkezinde, Otokar’ın Avrupa’ya sattığı Terito isimli aracın Türkiye de de satılmaya başlanacağını söyledi. Türkiye’de Kent U ismiyle satışa sunulacak araçla ilgili bilgi veren Akgül şunları söyledi:  Önden ve ortadan kapılı 12 metrelik bir araç. Bu aracın ismi Terito. Bizim Kent aracımızın kısa mesafede yolcu taşıyacak koltuklu tipi. Avrupa’da bu araçlar daha çok 30-40 kilometrelik mesafelerde toplu taşıma amaçlı olarak kullanılıyor. Türkiye de Kent U olarak satışa sunacağız. Bu aracın Euro 5’ini kamu kuruluşlarına sattık. 2016’dan sonra Euro 6 olarak satmaya başlayacağız. Biz bu aracı geçen sene Ankara’ya satmaya başladık. Yeni büyükşehir yasası ile birlikte belediyeler, tüm il sınırlar içinde toplu taşıma yapacaklar. 100 km ilerdeki köyden de, yolcuları şehir merkezine getirmek zorundalar ve bunu toplu taşıma ile yapacaklar. Belediyelere artık bu tür araçlar da ihtiyaçları olacak. O nedenle yıl içerisinde belediyelere bu aracın tanıtımını yapmaya başlayacağız” 

Basri Akgül, ürettikleri araçların gövdesinin sağlam bir araç olduğunu bunu pazardan gelen bilgilerle de teyit ettiklerini belirterek, şunları söyledi: 

“Biz, araçlarımızın gövde konusunda çok sağlam olduğunu söylüyoruz. Otokar araçlarının kolay kolay kırılmayacağı söylenir. Bunun nedenlerinden biri de, araçların testlerini geliştirme aşamasında yapıyor olmamız. Biz araçlarımızı yaparken içine taşıma kapasitesi kadar su bidonlarını dolduruyoruz. Camlarını takıyoruz, ama iskelet olduğu gibi gözüküyor. Ve, aracın nereleri kırılıp kırılmıyor bunlara bakıyoruz. Ona göre araçta gerekli güçlendirmeler yapılıyor. Bu bilgiler mühendisliğe gidiyor. Mühendislik bir takım hesaplamalarını yeniden yapıyor. Mümkün olduğu kadar en sağlam gövde, ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.  

Akgül, Türkiye’de sadece Otokar’da bulunan, aracın soğuk hava şartlarında nasıl performans gösterdiğini dinamometre aracıyla gözlemleyen laboratuvarı da sektör basını ile paylaştı. Bu laboratuvarın Türkiye’de sadece kendilerinde bulunduğunu vurgulayan ve ihtiyaç halinde bu laboratuvarı diğer araç üreticilerinin de kullanımına açtıklarını dile getiren Akgül, “Bir aracın eksi 20 derecede Erzurum da, ya da eksi 25 derecede Kars ta şoför sabah kalktığı zaman kontağa çevirdiğinde  çalışması lazım. Biz burada eksi 20, eksi 30 dereceye kadar sıcaklığı düşürüp aracı buz tutturuyoruz. Ve gelip kontağa çevirdiğimizde araç çalışıyor mu çalışmıyor mu ona bakıyoruz. İkincisi aracın ısınmasına bakıyoruz. Burada bizim bir tane dinamometre var. Sanki araç yolda gidiyormuş gibi bu dinamometre ile aracı zorluyoruz. Mesela çok soğuk şartlarda araç nasıl performans veriyor. Rahat gidebiliyor mu, Dışarıda hava 40 derece iken araç rampa çıkıyor, yolda hararet yapıyor mu yapmıyor mu bunları motor testleri de burada dinamometreye bağlı olarak yapılıyor. Biz buralarda araçlarımızı daha pazara vermeden araç 40 derecede ya da 55 derecede ya da eksi 20, 30 derecede çalışacakmış gibi bu laboratuarlarımızda tüm araçlarımızı test edebiliyoruz. Araca rüzgar veriyoruz, önden sanki gidiyormuş gibi. Laboratuarda her türlü şartı simüle etme şansımız var. Bu  tesisimizden aynı zamanda diğer markalara da, hizmet veriyoruz. Geliyorlar burayı kiralıyorlar. Hangi şartlarda, ne yapmak istediklerini bize söylüyorlar. Biz gerekli simülasyonları yapıyoruz, burayı onlara sunuyoruz. Onlar bilgilerini bizimle paylaşmak isterlerse paylaşıyorlar.  Bizden istifade etmek isterlerse destek veriyoruz” 

Türkiye’de sadece Otokar’a ait olan Elektromanyetik Uyumluluk Test Merkezi’nin Otokar’ın muharebe tankı Altay projesi için kurulduğunu belirten Test ve Validasyon Bölüm Müdürü Erdal Usta, “Altay ana muharebe tankının  içinde çok fazla elektronik bulunmakta, bir kısmı Aselsan bir kısmı Otokar elektronikleri. Tüm bu elektroniklerin birbirini bozmadan, çalışma fonksiyonlarını, performanslarını etkilemeden bir arada uyumlu çalışması gerekiyor. Dolayısıyla biz bu odada bu elektroniklerin uyumlu çalışıp çalışmadığını tasarlıyoruz. Bu, Avrupa’nın en iyi tesisi. Burası sadece tank ve ticari vasıtalar değil farklı amaçlarla yapıldı” dedi. 

Elektro Manyetik Uyumluluk Test merkezi sayesinde araçlarda bulunan ABS, ASR gibi aktif ve pasif güvenlik elektronik sistemlerinin herhangi bir olumsuz durumdan etkilenmeyeceğini dile getiren Erdal Usta şunları söyledi: “ABS ASR sistemleri ve sürücünün önündeki gösterge panelinde de yine aracın tüm fonksiyonlarını kontrol ettiği elektronikler bulunmakta. Bu elektromanyetik enerjiler dış dünyada yüksek gerilim hattını  altından geçerken oluşabilir, veya bir havaalanında hizmet veren bir otobüs o esnada havaalanı uydu trafiği veya haberleşme trafiği esnasında oluşan o enerjilerden etkilenebilir. Tüm bu enerjilerden etkilenmeyecek bir aracı  tasarımını yapabilmek için böyle bir odaya ihtiyacımız var. Burada bulunan antenlerin her bir farklı dalga boylarında farklı frekanslarda enerjiler oluşturan ve aracın elektroniklerini test etmeye bu güvenlik unsurlarının araç üzerinde uygulanıp uygulanmadığını görmemize yarayan test ekipmanlarıdır. Aynı zamanda her bir aracın  trafiğe çıkabilmesi için de bu testten geçebiliyor olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.