Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!

“Dünle beraber geçti cancağızım 

Ne varsa düne ait

Şimdi, yeni şeyler söylemek lazım” diye sesleniyor Mevlana, bizlere yüzyıllar öncesinden. 

Tarihten, tecrübelerden ders almak gerekir. Bugüne kadar Dünya üzerinde milyarlarca insan yaşamış, ama sadece birkaçı tanınıyor ve sadece onların birkaç sözü hala anlamını kaybetmemiş.

Mevlana’nın sözleri bize yol göstermeli.

Sıralayalım dilerseniz:

Haksız rekabeti bırakın.

Komşunuzun yaptığı işi kötülemek yerine siz, çok daha iyisini, kalitelisini yapmaya çalışın.

Tebdili mekanda ferahlık vardır; yani değişim rahatlatır.

Bugüne kadar her telden çaldık, söyledik… birbirimizin söylediklerine hiç değer vermedik. Öyleyse bu defa onların dediklerine kulak verelim. Belki de aynı şeyi söylüyoruz da birbirimizi dinlemediğimiz için istenenlerin farkında bile değiliz.

Bu görüşleri geliştirmek mümkün, uzatmak da… Aklınıza gelenleri ekleyin, işte yolcu taşımacılığının yaşadığı sıkıntılar.

Bu sıraladıklarınızın altına Dünyanın en pahalı akaryakıtını, verginin de vergisinin alınmasını, devletin diğer taşımacılık modlarına tanıdığı imtiyazları ekleyin bir de. 

“Lamı cimi yok”, derdi eskiler; her şey meydanda ve mazerete ihtiyaç yok anlamında. Tabii, aynı şekilde “ne hakla, 35’e bakla” sözünü de unutmamak gerekir.

Motorlu Taşıt Vergileri’ne gelen zamları nasıl yorumlayacağımı soran meslektaşlarıma, “Böyle başa böyle tarak”, “insan aradığını bilmezse hak ettiğini bulur” diye cevap verdim. Haksız mıyım ama? 

Gücümüzü, görüşümüzü birleştirirsek karayoluyla yolcu taşımacılığı eski güzel günlerine döner. Yok, eğer “hep bana rab bana” der de nalıncı keseri gibi kendimize yontarsak, aynı güzergahta onlarca boş otobüsle hem kendi kuyumuzu kazarız yani iflas bayrağını çekeriz hem de devletin ithal ettiği petrol ürünlerini heba etmiş oluruz. Doğayı kirletmek ve daha da önemlisi haklı gururumuz olan dünya standartlarının da üzerinde kaliteyle verdiğimiz hizmet artık torunlarımıza anlattığımız hatıra olarak kalır. ■