Akışkanlık artıyor...

Geçen hafta örneklerle  “Kalkın - Kalkındır” demiştik. 

ABD memurlarını zorunlu ve ücretsiz izne gönderdi, bazı devlet işleri yapılamayacak veya gecikmeli yapılacak.  Anlaşılan neden şu; hükümet her Amerikalının genel sağlık sigortasının olmasını; karşıtları ise bu sigortanın iptal edilmesini istiyor. Ek bütçe çıkamıyor ve hükümet kemer sıkıyor, memur azaltıyor. Memur, işçi değil... Durum biraz da ideolojik…

Ek bütçeyi mecburen çıkaracaklar. 

Para basmaya devam edecekler demek ki. 

Avrupa ve Japonya para basıyor zaten.  Yine de küresel büyüme tahminleri küçüldü.

Bu durum Gelişmekte Olan Ekonomiler’e yarayacak mı, yoksa onları kolaycılığa sürüklemeye devam mı edecek?

* * * 

11. Ulaştırma Şura’sının sonuçlarına bakarsak…

Önümüzdeki 10 yılda, geçmiş 10 yılın 5 katı kadar demiryolu yapılacak; 

geçen 10 yılda 4 kat artan havayolcusu, gelecek 10 yılda 3 kat daha artacak.

Haberleşmede, yani telekomünikasyonda, 2 yıl içinde internetsiz yer ve köy kalmayacak. 

Bu ulaşım ve erişim akışkanlığı; ekonominin hızlanmasına, verimin artmasına yardım edecek, elbette.

* * * 

Türkiye’nin ihracat erişimi 2.800km. İsrail’in 5.800, Güney Kore’nin 5.600, Brezilya’nın 10.000 km.

Bu erişim yaklaşık 3 saatlik uçuşa denk gelir. Bu da dünya ekonomisinin üçte birine, 23 trilyon dolara, ulaşmak demektir. Ne kadar uygun bir merkezde olduğumuzun göstergesi…

Öte yandan, 18 trilyon dolarlık dünya ihracatından aldığımız pay 0,16 trilyon dolar, sadece yüzde 1!

Paylarımızı arttırmak için Ar-Ge kadromuzu geliştirmek, bunun için temel bilimler ve matematik eğitimimizi geliştirmek… Bunun için de orta öğretimde aldığımız 459 puanlık geçmez notu ve üniversite sınavında 8.500 kişinin aldığı sıfır notlarını düzeltmemiz gerekiyor.

Bu düzeltmeleri kalkınmaya yayarak, erişim ve paylaşımı düzelterek yapabileceğiz. 

Geçen hafta bu hedefleri ayrıntılı olarak ele almıştık; gündemlere taşımak, dikkatlere ulaştırmak isterim. 

Bayramınızı kutlarım. ■