Aklın yolu bir ise…

Karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün en büyük sıkıntısı, birlik olmaması… Hep bir aradayız, işimiz de, kârımız da, kazancımız da bir ama düşüncede buluşamıyoruz. Haksız rekabet bizimle girdi hayatın içine. Çünkü biz otobüsçüler başlattık herkesten önce…

Sektörün yaşını Cumhuriyetle birlikte tarihlendiriyoruz, ama kurumsallaşmasını o tarihlere kadar indiremiyoruz. Galip Öztürk, ilk olarak bu sektörün kurumsallaşması gerektiğini, örgütlenip tek ses tek yürek olması gerektiğini söyledi. Kim dinledi, kim o yolda yürüdü hepimiz biliyoruz. Ama yiğidi öldür hakkını yeme.

Öncelikle hoş geldin diyorum Galip Öztürk’e… Şimdi, birilerinin paçası tutuşmuştur, şöyle bir baksın çevresine görecektir. Çünkü Galip Bey, akılcıdır, verimliliğe dikkat eder, önem verir. İstanbul Otogarı’nın Türkiye’yi taşıyan sektörü taşıyamadığı apaçık ortada. Mısır’daki sağır sultan duydu, kaldı ki Galip Bey duymasın… Nasıl da sıkışıyor, nasıl da yetmiyor, nasıl da zorluyor zaten zor durumdaki sektörü, hepimiz biliyoruz.

Galip Öztürk, bizim gazetemizi de okuyor muhakkak. Bu hafta Alibeyköy Terminali çalışanlarının sözlerini dikkate alacaktır. Kaldı ki, gazetedeki arkadaşlar demeçleri, yer darlığı dolayısıyla daha çok veremediklerini söylediler. Bunu, bizim federasyonlarımızın anlı şanlı, biraz da yandan çarklı yöneticileri bilmezler mi? İstanbul Otogarı, sektörün kalbi, beyni… ama artık yetersiz. Stent takmak yetmez, by-pass da gidermez… Tebdili mekanda ferahlık vardır demiş atalarımız. Sektörün sesine kulak verin.

Sektör tek ses, tek yürek olmalı, daha öncelerde olduğu gibi. Bu kadar yatırımın yapıldığı, bu kadar insanın ekmek yediği, bu kadar önemli hizmetin verildiği bir sektörün mensupları sorunlarını nasıl olur da çözemez. Benim aklım almıyor. Asıl önemlisi, “kör tuttuğunu beller”miş ya… bizim ağzı laf yapanlarımız da tutturmuşlar Bayrampaşa da Bayrampaşa. Peki, kime ne yararı var? Hadi, siz gelip gitmiyorsunuz, giriş çıkışınızdan haberiniz yok… Kaptanlarınıza da mı soramazsınız? Onlara bir sorun, bir dokunun bin ah işitin. Yolculara tek tek sormanız da gerekmez… Onlarla otobüs personeli yüz yüze geliyor her seferde. Muhakkak konuşmuş, ilenmişlerdir. Bir sorun bakalım ne cevap veriyorlar.

Belediye, yeni cep otogarlarını sektörle birlikte planlamalı, otobüslerimizi de göz önüne alarak ulaşım ağlarını düzenlemeli ve sürdürülebilir ulaşıma hizmet veren terminaller kurmalı. Yepyeni otogarlarla daha iyi ve seri hizmet verebiliriz… ■