Son zamanlarda hayatımızda sıkça duyduğumuz “Adam yok” ifadesinin altında yatan sebep ne olabilir diye düşündüğümüzde bazı değerlendirmeler yapmak istedim.
İster iş hayatında, ister özel yaşantımızda, ister siyasette bu ifadeyi sıkça duyuyoruz. Büyük ihtimalle kullananların içinde biz de varız. Bu yazıyı yazmadaki en büyük etken, bir dönem birlikte çalışıp daha sonrası yollarımız ayrılan kardeşçe çok sevdiğim bir iş arkadaşımın bu konu ile serzenişte bulunmasaydı.
Onunla iş ilişkisi ile başlayan ilişkimiz daha sonraları gerçek arkadaşlığa dönüştü. İş hayatında yollarımız ayrılmış olmasına rağmen gerçek hayatta ilişkimiz hep devam etti.
Bir konuşmamızda bana “Abi, sen beni yetiştirdin, ben de, benden sonra devam edecek bir kişiyi yetiştirmek için gayret ediyorum. Fakat buna uygun nitelikte bir kişiyi bulamıyorum” diye yakındı.
Onunla ilk karşılaştığımız ortamda bana karşı sahip olduğu önyargılar nedeniyle son derece olumsuz tavırlar sergileyen bu insan, daha sonraları eleştirmesine rağmen olumlu davranışlarımı gayet iyi irdeleyerek benimsedi. sonrasında ise objektif bir bakış açısı ile duygusal sergilediği olumsuz tavırları sona erdi.
Çalışma hayatımın son döneminde başladığım bu işte, ekip arkadaşlarımla ilk konuşmamda bu pozisyona sonsuza kadar devam etmeyeceğimi, yerimi bu ekibin içinden bir arkadaşa devredeceğimi açıkça ifade etmiştim.
Tabi bu insanın öncelikle bu pozisyonu hedeflemesi ve buna uygun bir çalışma ve davranış sergilemesi gerektiğinin de altını çizmiştim.
Yani liyâkatli olması bunun ön koşulu olması yanı sıra, sıkı çalışma, dürüst çalışma ve kendini her alanda yetiştirme olduğunun bilinmesinden doğal bir şey yoktur.
Zaman içinde, birlikte çalıştığımız süre içinde buna uygun olacağını düşündüğüm kişiye bildiklerimi ve tecrübelerimi aktarmaktan hiç bit zaman çekinmedim.
Geçmişte benim yöneticim olan bazı insanların pis profesyonellik sergilediğini gördüğüm için o insanlardan olmamaya özellikle çalıştım. Önemli olan mevkiler ya da makamlar değil önemli ve kalıcı olan insani ilişkiler olduğunun bilincini yakaladım.
Otobüs satışında, ilk ve en önemli şeyin ilişki olduğunu defalarca yaşadım. Dün de bugünde en önemli kriterin bu olduğunu düşünüyorum. Ürün bilgisi finans bilgisi veya teknik bilgi değildir otobüsün satışını sağlayan sadece ilişkidir. Bunların bilinmesinin önemi yoktur gibi bir iddiada bulunmuyorum tabii. Ancak doğru ilişki kurulamaz ise bildiğiniz teknik bilgi veya finans bilgisinin işe yarayacağına da inanmıyorum.
Aynı şekilde kadın erkek ilişkilerinde “adam yok” lafını sıkça duyuyoruz. Burada adam ifadesi asla cinsiyet içermez bir erkeği tanımlamaz.
Adam, ademden türetilen bir tanımdır. Bu sebeple iinsan anlamında kullanılmak zorundadır.
Kadın ya da erkek fark etmez insan insandır ve hepsi ademoğlu yani insanoğludur.
Günlük hayatımızda kullandığımız bu kelime bizim temsilcimiz olan siyasetçiler için de kullanılıyor.
Siyasetçi dediğiniz kişi bizlerden biridir. Uzaydan gelmediklerine göre bizler, kendi düşüncelerimize benzer kişileri içimizden seçiyoruz. Dolayısıyla onlar bizi temsil ediyor ve bizim temsilcimiz oldukları için kesinlikle bizim örneğimizdirler.
Her şeyi eleştirmeye alışkın bir toplum haline gelmiş olmamıza rağmen nedense hiçbirimiz kendimizi eleştirmiyoruz. İnsanın kendisini eleştirmesi, eksiklerini tespit etmesi ve bunu ifade etmesi insani bir tavırdır ve kesinlikle insanı küçültmez aksine yüceltir. Maddi varlığımız hızlı olarak artarken bazı değerlerimizin hızlı olarak eksiliyor olması üzüntü kaynağımdır.
Ne zaman adam olur sorusunun karşılığı zenginliğimizin, rütbelerimizin artması ya da bilgimizin artması değil yalnızca insan olmamız ile mümkün.
Eğer insan olmaz isek hiçbir şey olmamız mümkün değil. Bunu anladığımız gün adam olmayı hedefleyerek daha iyi bir dünya için çalışmamız mümkün olabilecek.
Değilse kendimiz için çalışıp dünyayı bitirmeye devam edeceğiz. ■