Eşim, yıllardır kahrımı çeker, otobüsçünün gecesi gündüzü olmadığı için uzun yıllar hep yolumu gözledi. Artık kaptanlık koltuğuna oturmadığım için birbirimize daha çok vakit ayırabiliyoruz. Geçen gün, iftardan sonra, “Ramazan sona eriyor, havalar da düzeldi, gezmeye gitmek istiyoruz. Arkadaşlarımı da toplayacağım, Maşukiye’ye gidelim. Bir servis tutarız, ucuza da gelir. Hem günümüzü değerlendirmiş oluruz hem de keyifli bir etkinlik yapmış oluruz” dedi.
“Olmaz” dedim, “Eğer istersen, seni kendim, otomobilimle götüreyim, arkadaşlarınla orada buluş.” Şaşırdı. Yılların otobüsçüsü, işletmecisi Salim Altunhan, seyahat fikrine karşı çıkıyor. Olacak şey mi?
“Bir çay demle, gel otur, anlatayım” dedim ve anlatmaya başladım.
“Şehirlerarası yolculuk yapacak otobüsler, hatta taksiler bile belli belgeler almak zorundadır. Otobüsler, bildiğin gibi can taşıyor. Kaptan şoför, sırtında 45-50 kişinin sorumluluğunun yüküyle direksiyon sallıyor. Sen ya da siz, şimdi diyorsunuz ki lalettayin bir araç bulalım, bizi götürsün. Olur mu? Hangi otobüs götürecek? Belgesi var mı? Teknik donanımı yeterli mi? Sürücüsü yolcu taşımayı, onların sorumluluklarını almayı haiz mi?”
Dışarıdan bakınca çok kolay. Buluyorsunuz bir otobüs, artık fabrika servisi mi olur, okul servisi mi, köy otobüsü mü, doluşuyorsunuz ve yola çıkıyorsunuz. Sonra da Muğla’da birkaç gün arayla iki kez yaşanan, birçok ailenin ocağına incir ağacı diken ölümlü kazalar meydana geliyor.
Herkesçe anlamı bilinen bayramlarda seyahat daha çok yapıldığı için firmalar da otobüs kiralıyor, artan talebi karşılayabilmek için. Firmaların da araç kiralarken çok dikkatli olması gerekir. Yine aynı durumla karşı karşıyayız. Yolcu, kısa tatilini alabildiğine değerlendirmek istiyor, otobüsçü de, zaten zor durumdaki firmasını hiç değilse kurtaracak bir faaliyet peşine düşüyor. Bireysel otobüsçü azaldığı kiralananlar ya servis aracı ya köy otobüsü… Sürücülerinin de uzun yol tecrübesi yok. Üstüne üstlük, araçların teknik anlamda yeterlilikleri bilinmiyor. Üç yolcu daha fazla taşımak, iki ek sefer daha koymak isterken can ve mal kayıplarına yol açan kazalar yapılıyor.
Yolcu otobüsleri otogar çıkışlarında denetleniyor. Gezi amaçlı tarife dışı yapılan bu tür seyahatlerde otobüsler otogardan yola çıkmadığı için denetimleri bulunmuyor. Yoğun trafiğin içinde denetim de yapılamadığından, işte Muğla’da olduğu gibi elim kazalar yaşanıyor, hepimizi üzen.
El öpmeye gideceğim derken bayram keyfini hüzne çevirmemek için yolcuların da, firmaların da, trafikte yol alan tüm unsurların da dikkatli olması gerekir.
İyi bayramlar diliyorum. ■