Yerel seçimlerden iki ay önce başlayan propaganda çalışmalarıyla bütün adaylar deyim yerindeyse beynimizi oydular. Şöyle yapacağız, böyle yapacağız… Yol, su, elektrik zaten çözümlenecek, doğalgaz, sosyal tesisler, özel yapılar, kültür merkezleri… yapılabilir mi, yapılma ihtimali var mı, hiç bakmadan sıraladı hepsi. Yeter ki oy gelsin!
Bırakın bir yerleşim merkezinin durumunu, insan cebindeki paraya bakmadan, gelirini hesaplamadan, giderini gözetmeden ekmek bile almaz. Peki, onca zaman mangalda kül bırakmayıp vaat üstüne vaat edenler aktifini pasifini incelememişler mi? Muhakkak incelemişlerdir. Ancak “amaan, kimse nasıl olsa hesap sormaz” diye sumen altı edip atmışlardır bir kenara.
Hepinizi bilirsiniz, hatırlarsınız, Süleyman Demirel’in duruma ve konuma uygun hoş lafları vardır… Ne diyordu Demirel? “Borç yiğidin kamçısıdır.” Öyleyse “enkaz devraldık” diye timsah gözyaşı dökeceğine sık dişini, çalış; çöz sorunları. Bütün şirinlikleri, mazbatayı alana kadardı bunların. Şimdi taze gelin gibi yok yerim dar, yok yenim dar diye ağlamaya başladılar. Hemen her yerleşim merkezinde işbaşına yeni gelen yöneticinin yaptığı bu, başka bir şey değil.
Bizim bir sözümüz var: Madem maçan yemiyordu, ne işin vardı baldıran bahçesinde. Bu işin ne kadar zorlu, ne kadar sıkıntılı, ne kadar sorunlu olduğunu bile bile talip oldunuz. Bile bile oy istediniz. Gözlerimizin içine baka baka vaat ettiniz. Sonra, işin başına geçince, daha 25 gün ya oldu ya olmadı… Hemen yan yattı, çamura battı. Nerede o yoğurdun bolluğu!
Biraz düşününce nedeni de, niyesi de çıkıyor ortaya. Böyle timsah gözyaşı dökerlerse, seçmen verdiği vaatlerin hesabını sormaz, en azından yumuşatarak sorar.
Herkes kendinden sorumludur, ama gerek mülki amirler gerekse belediye başkanları o yerleşim merkezindeki bütün insanlardan, hatta kuş, çiçek, böcekten de sorumludur. Onları hayvan, bitki, insan diye ayırmadan yükümlülüğünü yerine getirmelidir.
Yıllardır peşinden koştuğum için iyi bildiğim bir konuda; A1 belgeli binek otomobillerle yapılan yolcu taşımacılığının kanunlar çerçevesinde yerine getirilmesi için belediyelerin çalışma yapması gerektiğini bilmem söylememe gerek var mı?
Ben bunları yazarken İstanbul’da UKOME, aldığı kararla otobüs terminalinden, binek otomobillerin 25 dakikaya kadar ücretsiz yararlanması konusunda bir açıklama yaptı. Şimdi kırk kafadan kırk ses çıkıyor. Peki, kardeşim, bu durum yeni mi çıktı ortaya? Neden tedbirini almadın? Başarı, sizi kazandıranları kazandırmanızla doğru orantılıdır. Anlayana… ■