İnsanına göre değişir ama tuttuğunuz takım kazanınca mutlu; kaybedince de mutsuz veya siyasi tercihiniz kazanınca mutlu, değilse mutsuz… Maaşınızda beklediğiniz oranda zam gelince mutlu; değilse mutsuz... Görüldüğü gibi mutlu olmanın beklentler ile doğrusal bir ilişkisi var.
Günümüz yetişkinler dünyasında zaman, sürekli bir telaş,koşuşturma, kazanç kaygısı ile geçmekte; Tüm bu çabaların karşılığında elde edilmek istenen şey, çok para kazanma, sonucunda da mal, mülk edinme, araba, villa, fabrikalar elde etme. Peki, tüm bu çabalar her halde mutlu olmak içindir diye düşünüyorum.
Elde edilen somut gelirler, yaşanan zevkler ve ev, araba vs gibi emtialar gerçekten bizi mutlu edebiliyor mu? Yoksa daha çok kaos, karmaşa ve zorluk içine mi sokuyor ? Çoğumuz, mutluluğu varılacak bir hedef olarak görürüz, bazıları ise başına konacak bir talih kuşu gibi. Eğer şansınız varsa mutlu; yoksa mutsuz.
İnsana ters gelse de, çok para ile mutluluğun hiç bir ilgisi yoktur. Benzer şekilde başarıyı yakalamak, şöhret sahibi olmak da insanı mutlu etmez. Esas olan, insanca yaşayacak bir standarda sahip olmaktır. Elbette ki yokluk ve sefalet içindeki bir insanın mutlu olması mümkün değildir ama insanca yaşayacak bir gelirin üzerinde para sahibi olması da konforlu bir hayat sağlar ama mutlu etmez.
Paranın mutluluk getirmeyeceği düşüncesi, “Easterlin Paradoksu” olarak adlandırılır. Easterlin‘in 1970’lerin başında Amerika, Japonya ve İngiltere’de yaptığı araştırmalara göre, ailelerin geliri artınca mutluluk seviyeleri artmıyordu. Amerika’da piyangodan büyük ikramiyeyi kazananlar üzerinde yapılan araştırmada da benzer sonuçlar elde edildi. Piyangoyu kazananların mutlulukları ortalama bir yıl sürüyordu.
Antik Yunan’da mutluluk, ahlaklı olmak ve erdemli bir hayat yaşamak demekti. Aristo “Mutluluk, ancak erdemli ve kusursuz bir karaktere sahip olmakla mümkündür. Kişi ancak hayatının bütününü soylu bir biçimde yaşarsa mutlu olabilir.” der. Platon ise mutluluğun akıl, arzular ve ruhun uyumuyla yakalanacağını söyler. En güzel mutluluk tanımını Epikür yapmıştır. Mutlu olmak için insanın üç şeye ihtiyacı vardır: “Dostluk, Özgürlük ve Düşünmek.”
Epikür’ün mutluluğu bulma yolu, son derece yalındır. Epikür, evinin bahçesinde buluştuğu dostlarıyla sıradan ama lezzetli yiyecekler yemekten ve sohbetten zevk alır. Epikür’e göre insan, anlamlı bir hayat yaşamak için düşünmeli ve fikirlerini dostlarıyla paylaşmalıdır. Bütün bunları yapabilmek için de özgür olmalıdır. Epikür’ün dediği gibi mutlu olmak için özgür olmaya ihtiyacımız var. Özgür olmayan insan mutlu olamaz. Dostlara ihtiyacımız var.
Dostlarla bir sofrayı paylaşmaya ve onlarla sohbet etmeye ihtiyacımız var. Bir de elbet, hayat hakkında düşünmeye ve bu hayatı anlamlandırmaya ihtiyacımız var. Mutlu olmak için gerçekten, “özgürlük, dosluk ve düşünebilmek” yeterli.
Mutlu olmak için başka kimseye, hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Mutluluk hayattaki bedava olan şeylerle elde ediliyor. İnsan; içinde sevgiyi, şefkati büyüttüğü zaman mutlu oluyor. Başından yeterince sıkıntı geçmiş her insan bilir ki, mutlu olmak için zengin olmak, başarılı olmak ya da şöhret sahibi olmak gerekmez.
Unutulmamalıdır ki, mutluluk öğrenilen bir şeydir. Eğer sağlıklıysak ve insanca yaşayacak kadar bir gelirimiz varsa mutlu olabiliriz. Mutluluk, aramakla bulunacak bir şey değildir, onu inşa etmek gerekir. Sağlık bile başlıbaşına mutlu olmamız için yeterli bir sebeptir.
Başa dönersek “Kimseden bir şey beklemeyince, mutlu oluyorsun.”
Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Sağlıklı, mutlu ve birlik ve beraberlik içinde nice seneler kutlamak dileğiyle... ■