Anadolu, kültürler mozaiğidir, nice topluluklar, halklar gelmiş geçmiş. Nice hükümdarlar at sürmüş, kılıç kuşanmış… Yıllar, yüzyıllar, bin yıllar içerisinde toplumlar arasında bir ortaklaşma zemini oluşmuş. İç içe geçen kültürleri artık ayırt etmek mümkün bile değil. Bırakın başka değerleri, kebapta bile ‘bizim, sizin’ tartışması sürüyor.
Güzel bir sonbahar günü, Bölge Toplantısı için gittiğimiz Diyarbakır’da ve ardından Mardin’de yılların oluşturduğu o bütünlüğü yaşadık. Otobüsçülerin ve sektörün yaşadığı sorunların çözümü için konuşur, görüş bildirirken ‘birlik ve beraberlik’ vurgulandı asıl olarak. Çünkü hem sektör olarak otobüsçülerin hem de ülke olarak hepimizin o ‘birlik ve beraberlik’e ihtiyacımız var.
Kimi arkadaşlar, Edirne’den Diyarbakır’a, resimden şiire, hak ve adaletten teknolojiye her alanda sözümün olmasını çekemedi. Sosyal paylaşım sitelerinden aktardıklarımı anlamayan, anlamak istemeyen, kabul edemeyenler hemen bir karalama kampanyası başlattı. Oysa ben, “bir çiçek açsın bin fikir yarışsın” diyenlerdenim. Aynı şekilde, sevgiyle açılan kapılardan geçilebileceğini, sevginin paylaşılarak çoğaltılabileceğini savunanlardanım.
Daha ayrıntıları tam olarak bilinmese de, Kurban Bayramı sonrası uygulamaya geçeceği Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından açıklanan, uçak biletlerine getirilen tavan ücret sınırlaması hepimiz için önemli. Ben uçakların karşısında değilim; onlar da olacak, vapur ve tren de… Madem rekabet var, kim daha iyi, seri, güvenli ve noktadan noktaya hizmet veriyorsa yolcu onu seçsin. Kendini yenilemeyen, uyarlamayan da yarışı bıraksın. Ancak havayollarının tavan ve taban bilet ücretleri biz otobüsçülerin işini de yapacakları programları da etkileyecek. Bunun göz ardı edilmemesi gerekir.
“Günle beraber geçti cancağızım ne varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” demiş Hz. Mevlana. O zaman ne duruyoruz, geleceğe dönük yeni şeyler söylemenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bana sorarsanız, Mevlana’nın sözünü ettiği ‘dün’ Diyarbakır toplantısında bitti. Bugün yeni bir gündür.
O nedenle de ‘sepet koluna, herkes yoluna’ demek yaraşmaz bize. Bize Şeyh Edebali’nin öğüdü gerekir: “Ananı, Atanı say, bereket büyüklerle beraberdir./Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin./Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma, gördün söyleme, bildin bilme.” ■