7 Şubat 2024 tarihinde, Bakanlıklararası Ulaştırma Toplantısı Ankara’da gerçekleştirilecek. TOBB tarafından organize edilen bu toplantıda; Bakanlıklar arasında bir koordinasyonun sağlanabileceği bir kurulun oluşturulmasını talep edeceğiz. Ulaştırma hizmetlerinde birden fazla bakanlıkla yürüttüğümüz işlerimiz var. Dolayısıyla haklı olduğumuz konuların bile çözümünde sıkıntılar yaşıyoruz. TOBB organizasyonuyla, bakanlıklardan yetkililerin katılacağı bu toplantı gerçekleştirilecek.
Mevzuatlar arasındaki çelişkiler
Toplantıdaki amacımız; bugüne kadar kanunlar ve yönetmelikler arasındaki çelişkileri gündeme getirmek. Toplantı için belirlenen 3,5 saatlik süre biraz kısa gibi görünüyor. Aslında bu ilk toplantı olacak, taleplerimizi aktaramadığımız takdirde bir toplantı daha talep edeceğiz. Seçimlerden önce taleplerimizi şekillendirip seçimler sonrasında bunların uygulamaya girmesi için Ulaştırma
Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklarla koordinasyon sağlamaya çalışıyoruz.
Toplantının gündeminde birçok madde var. Biz de meslek örgütleri olarak toplantıya yönelik hazırlığımızı yaptık. Toplantıya kamudan çok fazla katılım olacağı için çok sayıda kişi ile gitme şansımız yok. Az sayıda meslek örgütü temsilcisi ve yine az sayıda firma sahibi ve yöneticisi toplantıya katılabilecek. Sektör Meclisindeki arkadaşlarımızla katılım sağlayacağımız bu toplantıda uzun yıllardır biriken sorunlarımızın çözümü için güzel bir fırsat yakalayacağımızı düşünüyorum. Umarız, ilgili bakanlıkların temsilcileri, toplantının amacına uygun bir şekilde gerekli notları alırlar ve bundan sonraki süreçte Ulaştırma Koordinasyon Kurulunun kurulması için gerekli adımlar atılır.
İşin içine, 4925 sayılı Kanun, 1618 sayılı TÜRSAB Yasası, 5216 sayılı ve 5393 sayılı Yerel Yönetimler Yasası gibi birçok mevzuat giriyor. Mevzuatlar arasında çelişkiler doğabiliyor, UKOME’lerde sorunlar yaşanabiliyor. Farklı uygulamalar ile karşılaşılabilinir. Belediyeler, özellikle yetkileri olmadığı halde servis araçlarına turizm belgelerini verebiliyorlar. Haksız ve yıkıcı rekabet ortamı doğabiliyor.
Hazır şahıs araçları var
D2 ve B2 belgelerinde özmal-kiralık oranını artırma yönünde bir talebimiz de var. Firmaların yatırım yapma şansı yok, ama piyasa da çalışmaya hazır şahıs araçları var. Burada tek bir şartımız var: D2 belgesine kayıtlı kiralık taşıtların kendi nam ve hesabına fatura kesmelerinin önlenmesi gerekiyor. Yoksa korsan taşımacılık yapıyorlar.
Korsan ve denetim
Korsan taşımacılık ve denetim konularını da gündeme taşıyacağız. Özellikle D4 belgelerinin şehirlerarasında dolaşımına müsaade etmek bu sektöre vurulacak en büyük darbedir. Şehirlerarası taşıma, mesafeye bakılmaksızın şehirlerarası otobüsçülerin hakkıdır. Ulaştırma Bakanlığının denetim kadrosu son derece yetersiz, kayıt dışı ve korsan taşımacılıkta ciddi vergi kaybı var. İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı denetime yönelik ciddi bir yapılanmayla donatılmalı. Denetimler de yetmez, yaptırımların da ağırlaştırılması gerekiyor.
UETDS ve ATS konularını da görüşeceğiz. ATS konusunda Maliye, İçişleri ve Sanayi Bakanlığı’nın da devreye girmesi gerekiyor. Onun için, bir kez daha tekrar ediyorum: Ulaşım Koordinasyon Kurulu kurulmalı ki, mevzuat ile ilgili sıkıntıları çok daha hızlı şekilde çözüme kavuşturabilelim.
Yine popülist söylem
Toplantıda otogarlarla ilgili konuları da gündeme getireceğiz. İstanbul’da, yerel seçim süreciyle birlikte, 2019 yılında olduğu gibi yine Büyük İstanbul Otogarı’nın taşınması vaatler arasına girdi. Sayın Murat Kurum da İstanbul Otogarı’nın taşınacağına yönelik bir açıklama yaptı. 2019’da Sayın Binali Yıldırım adayken aynı şekilde bunu gündeme getirmişti. Sayın Ekrem İmamoğlu da adayken söylemiş, ancak başkan olur olmaz, İstanbul Otogarının iyileştirilmesine yönelik çok önemli çalışmalar yürüttü ve otogar çok daha güzel şekilde hizmet verir hale geldi.
Sayın Murat Kurum’un yaptığı bu açıklamayı popülist bir söylem olarak görüyorum. Bu otogarın kime ne zararı var? Konumu, erişim imkanları ile çok uygun bir yerde. Yolcunun yüzde 60’ı raylı sistemlerle otogara ulaşıyor. Dünyanın her yerinde otogarlar insanların erişimine en uygun yerlerde inşa edilir ve hiçbir zaman da yeri değiştirilmez. Otogarı, İstanbul’un daha dışına taşımak bu kentin insanına eziyet ve maliyetten başka bir şey getirmeyecek ve ters istikamette trafik sorununu daha da büyütecektir. Ortalama 12-15 km ile İstanbul Otogarı’na erişen insanlar, eğer taşınma söz konusu olursa 40-50 km ile ulaşacaklar. Bu vaat, Sayın Murat Kurum’un incelemeden, araştırmadan gündeme getirdiği bir konu bizce. Kendisi ulaşım bilimci de değil.
Büyük İstanbul Otogarı’nın taşınması İstanbul’a ihanettir, sektöre ihanettir
Bu doğru bir karar değildir ve gözden geçirilmesi gerektiğine ve bu şekilde yanlış bir vaatte bulunulmasını da hiç doğru bulmuyoruz. Yine Sayın Kurum, 6 tane lojistik merkez yapacağını vaat ediyor, ama yolcu taşımacılığında merkez terminaldir. Lojistik merkezler yük taşımacılığı için aktarma merkezleridir. Biz, burada da bir kavram karmaşası olduğunu görüyoruz.
Anadolu Yakası Otogarı ve cep terminaller
Büyük İstanbul Otogarı’nın taşınmasından önce Anadolu Yakası Otogarı’nın çözümünü bekliyoruz. Önce bu konuda adımlar atılsın. Avrupa Yakasında cep terminalleriyle ilgili çözümler üretilsin. Sayın Murat Kurum isterse biz kendisine otogar ve cep terminalleri ile ilgili bir sunum yapabiliriz. Olmayacak duaya âmin denmez. Belediyeyi yönetmeye aday kişilerin bu tür projelerde önce sektörün görüşünü alması gerektiğine inanıyoruz. Transfer merkezleri ve servis sorunlarımız var, onlar üzerinde çalışma yapılmalı.
Fikrimizi alın, fikrinizi alalım
Sektörümüzün siyasete bakışı farklı. Her partiden insanlara hizmet veren bir sektörüz. Her siyasi parti adayının da bizim fikrimizi almasını isteriz. Türkiye’de ulaşım bilimi yok. Üniversiteden mühendislik eğitimi almış insanlar daha sonra ulaştırma konularına da eğilmişler. Ama gerçek anlamda ülkemizde ulaşım mühendisliği ile ilgili bir kavram yok. Bu çerçevede, birtakım önyargılı bakışları değiştirmemiz gerekiyor. Siyasetçiler ve yönetmeye aday olanlar öncelikli olarak bu temeli atmalılar. ■