Belge ticareti sektöre zarar veriyor

TURİZM TAŞIMA

Ece Transfer Genel Müdürü Musa Hatipoğlu, turizm taşımacılığı alanında öncelikle çözülmesi gereken konunun D2 yetki belgesindeki usulsüz araç çalıştırmaları olduğunu belirterek, “Bazı firmalar sahip oldukları belgelerin ticaretini yapıyor, buradan gelir elde edelim anlayışı ile yaptıkları bu iş sektörün geneline çok ciddi zararlar veriyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bu sorunun çözümü için adımlar atması gerekiyor” dedi.

Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2003 yılında, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin de 2004 yılında yayınlanarak yürürlüğe girdiğini belirten Ece Transfer Genel Müdürü, “Bu süre zarfında hem kanun hem de yönetmelik maddelerinde birçok değişiklik yapıldı. Kimi zaman sektör mensuplarının görüşü alınarak, kimi zamanda Bakanlık tarafından bir anda yapılan değişiklikler oldu. Tabii, burada herkesi memnun etmek kolay değil. Düşünceler, talepler farklı. Ama sektörün de bir işleyişi var. Öncelikli hedef sektörün işleyişini kolaylaştırmak, engelleri kaldırmak olmalı. Ancak bu süreçte mevzuatın kapsamının dışındaki işleyişlere de izin verilmemesi gerekiyor” dedi.

Usulsüz sözleşmeli araçlar

Sektörün işleyişine en çok zarar veren ve düzeltilmesi için adım atılması gereken noktanın başında D2 yetki belgesindeki usulsüz sözleşmeli araç çalıştırılmasının geldiğini vurgulayan Musa Hatipoğlu, “Bu durum turizm firmalarına zarar veriyor. Aslında işin içinde olan turizm taşıma firmaları da konunun farkında, ama nedense gündeme pek getirilmiyor. Oysa sözleşmeli araç yetki belgesine kayıt edilirken mevzuat diyor ki, ‘kendi nam ve hesabına bireysel araç taşıma yapılamaz’. Buraya kadar her şey normal, fakat bazı firmalar bu belgeyi ticarete dökmüş durumda. Bunu neden niçin yaparlar bilemiyoruz… Ciddi yatırımlar yapmış, gereklikleri yerine getirmişler ama yıllık 3 veya 5 bin TL’ye D2 yetki belgesinin kullanılmasına izin veriyorlar. Bize göre burada mevzuatın açığından faydalanılıyor. İşini düzgün yapmaya gayret eden tüm firmalara da zarar veriliyor. Hatta belgeyi kiraya veren firma bile bundan zarar görüyor, ama farkında dahi değiller” dedi. 

Haksız kazanca dönüşüyor

Sektörde bireysel taşımacı olarak adlandırılan bir kavram olduğunu, bu kavramın mevzuat içinde de yer aldığını belirten Hatipoğlu, “Evet, bu kavram mevzuat içinde var. Ama yapılması gerektiği şekilde değil. Normalde bireysel taşımacı, aracını ihtiyacı olan şirkete bağlar, vergisel yükümlülüğünü yerine getirir. Bağlı olduğu firmada aracıyla mesleğini yapar buna bir engel yok, ama belgeyi kiralayıp kendine bireysel şekilde çalıştı mı işin yönü tamamen değişiyor. Bu iş süreci de haksız kazanca dönüşüyor, fatura kesemiyor. Çünkü acentesi yok. Turizm ve taşımacılık adına vergilendirmesi yok, ofis gideri yok, yetki belgesi için 75 koltuk tamamlama zorunluluğu yok. Ayrıca birçoğunun vergi levhası bile yok. Şimdi bir yolcu adına, düşünsenize transfer siparişi vermiş ve ufak bir yanlışlık sonucu yolcu saatinden geç alınıyor ya da yolda bir sorun oluşuyor, arıza vs. gibi ve bu aksiliğe karşı yolcu uçağını kaçırdı diyelim veya havalimanından, otelinden hiç alınmadı. Bunun arkasında kim nasıl duracak? Yolcu hakkını aradığında D2 yetki belgesini kiraya veren firma mı, yoksa seyahat acentesi mi sorumlu olacak? Cevap hiçbiri, çünkü belgeyi kiraya veren firmanın da acentenin de bu yolcudan haberi dahi olmayacak. Çünkü belgenin biri x firmadan diğeri x acenteden. Peki, yolcunun suçu var mı? Yolcu ne bilsin belgenin kiralık olduğunu ve karşısında gerçek bir firma olmadığını. Çünkü bu kişiler gerek internet sayfasında gerekse sosyal medya üzerinden reklam veriyor. Kendine bir firma ismi yapıyor, acente gibi pazarlama yapıyor. 

D1 belgeliler ve TÜRSAB acenteleri 

Konuyu, D1 belgeliler ve TÜRSAB acenteleri açısından değerlendirmek istediğini belirten Musa Hatipoğlu şunları söyledi: “D1 yetkili firmalar içinde sözleşmeli araç hakkı var. Yani sektörde bireysel otobüsçü diye hitap ettiğimiz çalışanların, kafasına göre -bir ilden bir ile otogardan- yolcu alması mümkün mü, alabilir mi? Alamaz, üstelik daha yerine getirmesi birçok gereklilik var, sonuç itibarı ile bu örneğe bakacak olursak benzer bir sistem turizm ve transfer taşıması içinde olmalı. Ayrıca pek bahsetmedik, ama bazı TÜRSAB acenteleri plakayı maalesef kiraya veriyor. Sadece D2 yetki belgesinden bahsetmek de konun bütünlüğü açısından aslında yanlış. Ne de olsa TÜRSAB plakası ve D2 yetki belgesi bir elmanın iki yarısı ve işin özü bu konu tümden ele alınmalı. Hem Turizm Bakanlığı hem de Ulaştırma Bakanlığı tarafından belge ticaretinin önüne geçilmesi için şartların bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. Konuyla ilgili bazı önlemler almak mümkün, ancak bu konu bakanlıklarımızın öncülüğünde sektördeki firmalar ile birlikte bir çalışma fikir alışverişi ile mümkün olduğuna inanıyoruz ve umuyoruz ki kısa bir zaman içinde çözüme ulaşacaktır” dedi. ■

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.