Dört haftadır demiryolu güzergahlarındaki çevresel faktörlerle alınması gereken önlemleri, en son Hollanda, İspanya üzerinden Çek Cumhuriyeti örneğiyle irdeledik. Buradan yola çıkarak hem ülkemizdeki hızlı demiryolu gelişmesine hem de giderek artan güzergahlara ve seferlerine yönelik bir durum muhasebesi yapmış oluyoruz… Aşağıda ele aldığımız değerlendirme Çek Cumhuriyeti’ndeki bir yıllık dönemi kapsamaktadır.
Değerlendirme
Elde edilen veriler, 2’si Ocak ayı, 15’i Şubat, 4’ü Mart, 5’i Nisan, 4’ü Mayıs, 3’ü Haziran, 4’ü Temmuz, 5’i Ağustos, 5’i Eylül, 4’ü Ekim, 4’ü Kasım ve 5’i Aralık olmak üzere gerçekleşen 60 hayvan-demiryolu taşıtı çarpışması esasına göre çeşitli prosedürlerin kombinasyonu olarak değerlendirilmiştir (Şekil 1).
Kruskal-Wallis ANOVA sayesinde hayvan türleri arası önemli istatistiksel farklılıklar kaydedilmiştir. Bu teste göre, karaca ile sülün, karaca ile yaban domuzu, karaca ile kızıl tilki ve karaca ile yırtıcı kuş arasındaki istatistiksel önem farkı hesaplanmıştır.
Gözlemlenen hat kesiminde her bir ay için hayvan-tren çarpışmalarının düzenliliği ki kare ile test edildiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
• Karaca-ki kare: 12.66667, sv = 11, p =0.315674
• Tavşan-ki kare: 6.800027, sv = 11, p = 0.815037
• Sülün-ki kare: 1.000000, sv = 1, p =0.317311
Sonuçlara göre önem derecesi p= 0.05 olup hayvan-taşıt çarpışmalarında aylara göre önemli bir fark olmadığı görülmektedir. Şekil 2 ve Şekil 3’te çayır alanlarında en sık kaza meydana gelen yerlerde türlere göre değişim görülmektedir. Bu, gözlemlenen hattın çevresindeki arazinin yüzde 84,2 ile çayırlarla kaplı olduğunu ve bu alanda hayvanların besin için göç ettiğini göstermektedir.
Şekil 4 çayır alanlarda neden hayvan-tren taşıtı kazalarının yoğun yaşandığını daha açık göstermektedir. Fakat Kruskal-Wallis ANOVA ise çarpışmanın gerçekleştiği noktada yersel farklılıklara önemli derecede bir istatistiksel farklılık olmadığını göstermektedir ve her bir bölgedeki ilgili farklı ölçeklerin hesaba alınmadığı da gerçektir.
1999-2000 yılları çalışması
Mevcut durumda, bir sonraki çalışma Çek Cumhuriyeti’nde Trhový Štěpánov ve Benešov u Prahy arası demiryolu hattında yürütülmektedir. Çalışma alan 33 km’lik bir hat olup çok sayıda farklı yaşam alanından geçmekte ve konuya daha kapsamlı bir bakış açısı gerektirmektedir. Bu hattaki ilk araştırma 1999-2000 kışında yapılmış olup hat boyunca belirli sayıda yürüme çalışmalarını içermekte, tren tarafından ezilen hayvanların iskelet analizleri yapılmaktadır. Analizler kazaya en çok maruz kalan türlerin karacalar ve tavşanlar olduğunu göstermektedir. Kazaya maruz kalma oranları, yabani tavşanlarda yüzde 32, toynaklılarda yüzde 22, etoburlarda yüzde 18, kuşlarda yüzde 10, böcekçillerde yüzde 4 ve sürüngenlerde yüzde 2’dir. Bu bulgular hattın yarma ve dolgularında belirgin bir yükseklik engeli oluşturmadığı kesimlerdeki ceset artıklarından elde edilmiştir. Kotlandırılmış ve çalılıklarla çevrili olan bu noktada, sülün ölüleri bulunmuştur. Hattın yarma bölgelerinde hareket halinde karacalar olmasına karşın, bu geçiş noktalarında veya civarında herhangi bir karaca ölüsüne rastlanmamaktadır. Bütün karaca veya tavşan ölülerine hattın açık ve düz kesimlerinde rastlanmakta olup bu bölgeler hayvanların uzun süreli ve düzenli olarak bulunduğu yerlerdir. Çek Cumhuriyeti demiryolu personeline göre en yoğun hayvan-tren çarpışmaları gece saatleridir. Mevcut çalışmaya kıyasla yaban hayatında çarpışmalardan en çok etkilenen türler tavşanlar ve karacalardır. Mevcut çalışmaya göre çarpışmalar en çok tarım alanlarından geçen yerlerde görülmektedir.
Yeni bir çalışma
Mayıs 2006’da, Trhový Štěpánov ve Benešov u Prahy demiryolu hattında bir diğer araştırma projesi yürütülmüştür. İkinci araştırmanın analizinde, karaca ölümlerinde bir artış gözlemlenmiştir. Mevcut çalışmanın sonuçlarına kıyasla, bu çalışmada büyük orman alanlarında da yüksek miktarda tren-hayvan çarpışması olduğu ortaya konmuştur.
2008 yılında Çek Cumhuriyeti’nde Moravya Dağlarında yapılan bir araştırma projesi olduğu da bilinmektedir. Demiryolu hattının 6 km’lik bir kesiminde (Dobrá voda u Pelhřimova – Hříběcí) demiryolu ulaştırmasına bağlı olarak hangi türlerin en çok tehdit altında olduğunun tanımlanması amacıyla düzenli bir değerlendirme için haftalık keşif yürüyüşleri gerçekleştirilmiştir. Hayvanlar, kan kokusu üzerine eğitimli bir köpeğin de eşliğinde tespit edilmiştir. Hemen hemen bütün çalışma kesimi ormanlık bir alandan geçmektedir. Bu hat sadece bölgesel trenleri içermekte olup kısıtlı bir demiryolu yük taşımacılığı yapılmaktadır. Gözlem periyodunda (1 yıl) 10 karaca, 3 tavşan ve 1 yaban domuzu ölüsü bulunmuştur.
Norveç’te çit uygulaması
Bir başka çalışmada, Norveç’ teki demiryolu hattı boyunca çit uygulaması, peyzaj uygulaması ve besin çeşitliliğinin etkinliği incelenmiştir. 1.045 hayvan-taşıt çarpışmasının kaydedildiği bir lokasyonda, 1985’te başlatılan ve 1990’da tamamlanan çalışma sürecinde memeli ölümlerinde yüzde 46’ya varan azalma tespit edilmiştir. Peyzaj ve besin çeşitlendirmesi uygulamalarının ölüm azaltmalarında başarılı olduğu ispatlanmıştır. Demiryolu hattı boyunca gürültü bariyeri uygulaması da etkilidir, fakat bu birçok hayvan için tümüyle bir engel oluşturmakta, arazi bölünmesine sebep olmakta ve bariyer etkisinde önemli bir artışa neden olmaktadır. Çit uygulamasının etkinliği ise bu çalışmada sorgulanan önemli bir noktadır. Çalışmanın sonuçlarına göre hayvan ölümlerinin azaltılması bağlamında en uygun yöntem peyzaj çalışmasıdır.
Bu araştırma ile bahsi edilen çalışmaların kıyaslanmasıyla, Çek Cumhuriyeti’nde lineer yapılarda demiryolu hattından en çok etkilenen türün karaca olduğu ve bunu tavşanın takip ettiği sonucuna varılabilir. Yabani hayvan türleri için, ölüm trafik kazalarının en görünür etkisidir. Her yıl milyonlarca hayvan kara ulaştırmasından kaynaklı ölmekte veya yaralanmaktadır. Son otuz yıldır hayvanlara en yükü kaybı verdiren insan aktivitesinin ulaştırma olduğu ve avlanmayı bu konuda geride bıraktığı düşünülmektedir.
2015 yılının hepinize sağlık, huzur, mutluluk ve başarı getirmesini dilerim. ■