Taşıma Dünyası gazetesinin birinci sayfasında yer alan “YHT, yolcumuzun yüzde 30’unu alacak” haberi otobüsçüler arasında büyük yankı buldu. Beni arayıp ne olacağını soranlar da oldu.
Önce çuvaldızı kendimize batırmalıyız, “çuvaldız az gelir, mızrak” dediğimde, “biz kazık üstündeyiz, mızrak dediğin dokunmaz bile” diye sıkıntısını dile getirdi otobüsçü arkadaşlarım.
YHT dediğimiz yüksek hızlı tren, Ankara-Eskişehir arasında çalışıyor. Eskişehir merkezli otobüs firmalarının yolcusunu aldı. Ankara-Konya, Eskişehir-Konya da öyle… Pahalı olmasa hiç yolcumuz kalmayacak, o derece.
Yolcumuzun yüzde 20’sini uçak aldı, yüzde 30’unu da tren alırsa, zaten yüzde 15 kadarı otomobili tercih edip gitmişti… Söyler misiniz, nasıl olacak şehirlerarası otobüsle yolcu taşımacılığı sektörünün durumu?
Lafa gelince; yolcunun yüzde 90’ını taşıyoruz diye mangalda kül bırakmayan otobüsçüler, bu durum karşısında nasıl tutum takınacak? Nedir kıstasınız, neye göre ölçtünüz, okkayla mı tarttınız diye sorsak ne cevap vereceksiniz? Bugün, karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün hareket alanı daralmıştır, daha da daralacağından başka. Anlı şanlı derneklerimiz, onları çatısı altında buluşturan federasyonlarımız, ağzı laf yapan yöneticilerimiz var… Bir çözüm yolu gösterirler mi? Firma çalışanı, personeli, tedarikçisi, yedek parçacısı, banko görevlisi toplam 10 bini aşkın insan ve bir o kadar da onların kazancını bekleyen aileler var. Birilerinin bir şeyler söylemesi gerekmez mi? Toplantı yapmak kolay, havanda su dövmeden, sorunların çözüm yollarını gösterecek bir söylem kim geliştirecek?
Onca yatırım yapan var, yeni güzergahlarda yeni sefer başlatanlar var, yeni otobüs alanlar var… Ama en çok ağlayan da onlar. Hiç mi hesap kitap yapmazlar, hiç mi geleceği görmezler? Ankara-İstanbul arası, otobüsçünün kurtarıcı güzergahıdır. Her saat yolcusu vardır, ama az ama çok yolcu bulunur ve her firma, her otobüs belli açıklarını bu hat üzerinden kapatır. YHT ile o imkan da kapanıyor. Borç harç yeni otobüs aldıklarını söyleyenler var, ama deniz bitti. Bir yerlerden gelmesi gerekir ki harcanabilsin. Bütün yollar tıkanıyor… Bir kez daha soruyorum: Otobüsçü ne yapacak?
Acımız büyük…
Soma’da yaşanan maden kazası yüreğimizi yaktı. Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Yazık değil mi onlara, yazık değil mi geride kalanlara? Para hırsı o kadar mı gözünü karartır insanın? Bir de kalanlar var… çocukların, eşlerin, anne babaların yaşadığı travma sözle anlatılır gibi değil.
Başımız sağ olsun. Umarım bu son ulusal yasımız olur. ■