Dr. Zeki Dönmez
Tüm ülkemize geçmiş olsun. Kaybettiklerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara da acil şifa dileklerimi sunmak istiyorum.
Depremin yoğun gündemi içinde pekçok şeyin ifade edilmesi, yazılması, aktarılması akla geliyor. Ancak bir taraftan da insanın eli de gitmiyor. Ama yine de birkaç hususa değinmeden edemeyeceğim.
Ulaştırmanın önemi
Yolcu ve yük taşımacılığının önemli olduğu herkesçe biliniyor. Deprem ve benzeri afet dönemlerinde ise işin içine insan yaşamı girince ulaştırmanın önemi hem biraz daha artıyor. Hem de duygusal bir boyut kazanıyor.
Ve mevcudun önemi ile yeterliliklerini değerlendirmeden olmuyor.
Yalnışıyla doğrusuyla Hatay’a bir havalimanı yapıldı. Ne yazık ki, başlangıçta bundan faydalanma imkanı olmadı. Eğer faydalanabilseydi öncelikle Hatay’ın kaderi biraz daha iyileşirdi. Bazı taşımaların buraya yapılmasıyla diğer illere gidebilecek imkanlarda artabilirdi.
Keza, önemli bir karayolu ağına sahibiz. Ancak bunlar hem biraz daha fazla olsaydı hem de depreme ve iklim koşullarına dayanıklılık yönünde daha üst düzey yeterliliklerde olsaydı. Çok daha iyi hizmet sunulabilirdi. Bir de var olan imkanların trafik yönüyle pek de iyi kullanılmadıklarını gördük.
Taşımacılık kapsamında olmasa bile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ilgi alanında olan iletişim konusun da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Ne yazık ki, bunda da yetersizlik yaşandı. Ulaştırma alanındaki yetersizlikler olmasaydı kayıplarımız epey daha az olabilirdi. Bu hem bir eleştiri hem de ulaştırmanın önemini anlatan bir durum.
Tavan ücret tarifesi
Deprem bölgesi ile diğer iller arasında yapılacak ev eşyası taşıması için İçişleri Bakanlığı’nca bir tarife yayınlandığını öğrendik. Bunu iki yönüyle ele almak gerekiyor. Birincisi bunun gerekçesi olarak belirtilen fahiş ücret alınması. Şüphesiz ki, her olayda fırsatçılık yapacak kötüler olabilir. Peki yük taşımacılığında da bu gerçekten oldu mu? Olduysa tabiki üzücü. Ama fırsatcılık olmasa bile daha uygun şartlarda taşıma yapma amacı var ise bir problem olmadığını düşünebiliriz. Bunun bir diğer yönüde İçişleri Bakanlığı’nca yapılmış olması. Karayolu Taşıma Kanunu Ulaştırma Bakanlığı’na bu yetkiyi açık bir biçimde veriyor. Bir ihtiyaç var ise onun yapmasını beklerdim. Bilmem İçişleri Bakanlığı’nın müdahil olmasını gerektiren ihtiyaç veya mevzuat var mı?
Kendinizi koruyun
Şüphesiz ki, devlet düzeni içinde yaşayan toplumlarda devlet bireylerin korunmasına yönelik her türlü tedbiri almak zorundadır. Buna depreme dayanıklı binaların yapılması, satılması, kiraya verilmesi ve kullanılması da dahildir. Ancak buna rağmen kendinizi korumak sorumluluğunuzu unutmayın. Daha ucuz, daha büyük, daha manzaralı, daha gösterişli gibi özellikleri olan binalar yerine sağlam binaları almaya çalışın. “Sağlam binayı nereden bileceğim” diyerek sorumluluktan kaçmayın. Bir binanın benzerinden daha ucuz olması, bir binanın aynı fiyata satılan benzerinden daha büyük olması...gibi haller her zaman şüphenizi çekmeli. Bir de mümkünse müteahhit yeterliliğini soruşturun. ■