Bir zamanlar otobüsçüler, Türkiye’nin ana ulaşım sistemi olan karayolu yolcu taşımacılığı sektörünü güçlendirmek, hizmet kalitesini yükseltmek ve daha güvenli, daha seri seyahat hizmeti sağlamak için Avrupa’ya fuarlara giderdi. O zamanlar, şimdiki gibi yurtdışına çıkış şimdiki kadar kolay değildi, bilirsiniz… Yine de fuarları takip eder, hizmet kalitesini yükseltmek için uğraşırlardı.
Yıllar içinde şartlar değişti ve dünyanın en büyük otobüs fuarlarından biri olan Busworld İstanbul’da da yapılmaya başladı. Artık kimse Kortrijk’e gitmek mecburiyetinde kalmıyor. Tabii ki gidenler oluyor, orada şanla, şerefle sergilenin Türk üretimi araçları ve yan sanayi markalarını göğüsleri kabararak takip ediyorlar. Avrupalılar geliyor artık İstanbul’a. Hem bizim hizmet kalitemizi gözlüyorlar hem de sistemimizi kendi ülkelerine uyarlamak için görüşmeler yapıyorlar.
Bir özlü söz var, şöyle diyor: “Boş teneke içinde bezelye tanesi kuru gürültü yaparmış.” Türkiye artık hem ekonomi olarak hem otobüsle şehirlerarası toplu taşımacılık sektörü olarak “boş teneke” değil. Bunu fuarlarda görüyoruz. Türkiye’nin boş olmadığının bir diğer delili de aynı tarihlerde yine İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından düzenlenen 13. İslam Zirvesi. Bu da gösteriyor ki Türkiye, özellikle İstanbul önemli bir merkezdir.
Geçtiğimiz hafta otobüsçülerin yaptıkları yatırımlara değinmiş ve ülke ekonomisini taşıyıcı bir güç olduğunu yazmıştım. Busworld Fuarında otobüs üreticileri ve tedarikçilerle yan sanayiciler yeni ürünlerini sergilediler. Fuara yine yatırımlar damgasını vurdu.
Başta terör olmak üzere yaşanan birçok sorunun çözümünde ekonomik hareketlilik belirleyici oluyor. Busworld Fuarı, ekonominin can damarı olan şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunu gösterdiği için önemli. Şimdi, biz otobüsçülerden önce devlet adamlarına ve bürokratlara iş düşüyor. Onların yapması gereken, seyahat özgürlüğünün önündeki detay sayılabilecek engelleri kaldırmak ve seyahat teşvikini arttırmaktır. Böylelikle “cesur yürek” olarak nitelediğim otobüsçülük sektörünün güçlendirilmesini sağlayacaklardır. Bu da yerel ya da bölgesel değil, sathi ferahlık sağlayacaktır. Bu güzel cennet ülkemiz için hepimiz canla başla çalışıyoruz, daha müreffeh, daha huzurlu, daha konforlu yaşamak için.
Bir kere daha tekrar ediyorum: otobüsçülüğün gelişmesinin yolunu açarsanız semeresini toplumsal olarak alırız. ■