Hepimizin bildiği gibi, yap-işlet-devret modeliyle Belediye’den alınan İstanbul Otogarı’nın işletmecisi Avrasya Terminal İşletmeleri (AVTER). AVTER sadece Türkiye’nin en büyük ve en hareketli otogarı olan İstanbul Otogarı’nı işletmekle kalmıyor, aynı zamanda Samsun, Çanakkale, Kayseri, Çarşamba ve Batum otogarlarının da sahibi. Yani, karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün en önemli unsuru. Peki, AVTER’in en büyük ortağı, hatta neredeyse tamamına yakın hissesinin sahibi kim? Galip Öztürk.
Galip Öztürk, yolcu taşımacılığı sektörünün en önemli kişilerinin başında geliyor. Zekasıyla, girişkenliğiyle, kararlılığı ve ileri görüşlülüğüyle tanınan Öztürk, ülkemizin ana ulaşım sistemi olan otobüsçülüğün daha da gelişmesi, büyümesi ve güçlenmesi için kafa yoruyor. Tabii, iş adamı olarak önce kendi firmasını düşünecektir. O da çok iyi biliyor ki otobüsçülük biterse, yani sektör çökerse kendi firması da bitecektir. Yani, kendi firmasını koruması için öncelikle sektörü korumalıdır.
Türkiye’nin önemli iş adamları arasında yer alan Galip Öztürk’ün, otobüsçülüğün yanı sıra başka birçok alanda da yatırımı var. O alanlarda da başarıdan başarıya koşmasını isteriz canı gönülden. Ancak kendisinin asıl işi, işinin ana omurgası otobüsçülük. Otobüsçülüğü koruyup kollamasına kimse ses çıkarmaz, hatta alkışlar bile.
Bu kadar geniş bir alanda mal ve hizmet üreten Galip Ağa, İstanbul’un en önemli ihtiyacı olan ve kendisinin de işini düzene sokacak, kolaylaştıracak bir otogar için neden harekete geçmez? Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum.
Benim aklıma bir sebep geliyor: Galip Ağa’nın çevresindeki, yağcılar onun gözünü boyuyor, dolayısıyla da onun harekete geçmesini engelliyor. Tabii, sektörel federasyonların anlı şanlı yandan çarklı yöneticilerinin de dahli var bu yağcılıkta; onların çevresindeki goygoycuların, gıybetçilerin ellerini ovuşturarak, tilki kurnazlığıyla ortalığı karıştırmalarını da göz ardı etmiyorum.
Galip Öztürk, bugünkü ahı gitmiş vahı kalmış, işlevini çoktan tamamlamış ve yetersiz kalan bu otogar yerine girişi çıkışı çok daha kolay, erişimi zahmetsiz, peronları geniş ve refah, kaptanların dinlenebileceği yerleri de olan, şehrin çeşitli bölgelerine dağılmış, dolayısıyla da yaygın hizmet verebilme imkanı olan otogarlar yapamaz mı?
Ben yapar diyorum, var mı iddiasına giren? ■