Son günlerde meydana gelen kazalar nedeniyle trafik, taşımacılık ve otobüsler medyanın gündeminde daha fazla yer aldı. Zaten medyada yer almanın iki hali var: Birisi bu kazalar, diğeri de bilet konusu; özellikle de bilet ücretleri ve yoğun günlerde bilet bulamama. Bu konularda yazılıp çizilmesine tabii ki bir söz söyleyecek değilim. Yeter ki, işe yarasınlar. Gerçeklerin ötesinde, atış serbest usulü konuşup yazmasınlar sadece. En azından, ilgili mevzuata bir göz atıp mevcut durumu bilsinler ve bunların eksik veya yanlışlarını bulmaya çalışsınlar.
Karayolu Taşıma Kanunu
Öncelikle; bilsinler ki, taşımaları düzenleyen özel bir kanun var. Buna uyulmak zorunda. Eksik veya yanlış bulan bunun değiştirilmesini istemeli. Bu Kanunun en önemli tarafı taşımaların serbest rekabet ortamında yapılacağını belirtmesi. Kimse bunu görmezden gelemez. Keza diğer hususlar da önemli.
Yönetmelik
Kanun bazı hususların Yönetmelikle düzenlenmesini öngörmüş; bunlar düzenlenebilir. Kanunun düzenlenmesini öngörmediği hususlar da buna eklenebilir. Ama Kanunda belirtilenlere aykırı düzenlemeler Yönetmelik ile yapılamaz. Taşımacılar da bunları istememeli.
Sürücü konusu
Trafik Kanunu ve Yönetmeliği ile Taşıma Kanunu ve Yönetmeliğinde sürücülerle ilgili pek çok husus düzenlenmiş. Ek düzenleme isteyenler önce bunları bilmeli. Yoksa saçma öneriler yapılabilir. Ticari taşıtlardaki sürücülere yaş sınırı getirilmesi gibi boş bir öneri okudum. Öncelerde 63 yaşından gün almama şeklindeki düzenleme taşımacıların talepleriyle 66 yaşından gün almama şekline getirildi. Pandemi nedeniyle yaş sınırının 31 Aralık 2023 tarihine kadar "69 yaşından (altmış dokuz) gün almamış olmak" şeklinde uygulanması hususunda düzenleme yapıldı. Bu arada, havayolu kaptanlarında da 65 yaş sınırının olduğunu biliyorum.
Otobüslerin durumu
Türkiye’de kullanılan çoğu yerli, bir kısmı ithal olan otobüsler dünya standartlarında. Tabii ki, gelişen teknolojiye bağlı olarak önceki yılların üretimlerinde bazı güvenlik donanımları bulunmuyor. Ama bu otobüsleri de sistemden atmak mümkün değil. Üstelik tümüyle yenilenmesi imkansız; çok zor veya çok pahalı. Şimdi, burada önemli olan husus, otobüslerdeki sistemlerin faal tutulması, kullanılması ve bakımlarının yapılması.
Denetim
Sürücülerin ve otobüslerin şartlara uygun biçimde kullanılması şüphesiz ki çok önemli. Bunun sihirli bir formülü de yok. Bence en önemli çare denetim. Bu kapsamda verilecek cezalar da çok önemli. Bunların yeterli olması ve bedelinin ödetilmesi şart. Bu cezalar hiçbir şekilde af konusu yapılmamalı. Ülkemizde ceza ve vergilerde, ödemeyenlerin ödüllendirildiği bir sistemin olduğunu görüyoruz.
Firma kurma şartları
Bazıları bunun ağırlaştırılmasını ister. Büyük firmanın daha iyi çalışacağı kesin mi? Kötü yönetilirse bu firmayı kontrolde tutmak daha da zor olabilir. Üstelik firma sayısı azalınca iyi olma için rekabet de azalmış olmaz mı? Bir de, bu husus piyasaya girişe ve serbest rekabete aykırılık teşkil etmez mi?
Lisans sınırlaması
Böyle bir ifadeyi de medyada gördüm. Bunun anlamı taşımacı sayısını sınırlamak mı? Eğer böyle ise bu husus kanuna aykırılık teşkil eder. Çok firmanın ne zararı var? Kanun, ancak özel hallerde geçici sınırlamaya izin veriyor o kadar.
Bilet ücretleri
Havayolu hakkında pek konuşmayanlar otobüs bilet ücretlerinde halkı hatırlıyorlar. Şüphesiz ki, halkı düşünmeliyiz ama maliyetler de gözden uzak tutulamaz. Taşıma Kanunu, bilet ücretlerini belirleme ve sınırlı da olsa yenileme yetkisini taşımacıya vermiş. Bu hak kullanılacak. Özel hallerde tavan ve taban ücret ilan yetkisi Bakanlığa verilmiş. Bu yetki havayolunda yok.
Hatların durumu
Eski Yönetmelikteki hatlarla ilgili düzenlemeler, yenilerinde yok. Zaten pek de önemli değillerdi. Bu konuya yeni bir bakış uygun olabilir. Hatlar veya seferler süre veya mesafe olarak kısa, orta ve uzun şeklinde ayrılıp orta ve uzun seferler özel kurallara bağlanabilir. Bu ayrım tek sürücülü, iki sürücülü sefer şeklinde de olabilir. Uzun seferlerde daha geniş araç kapasitesi aranabilir. Bu seferlerin ekspres olarak yapılması ve olan yerlerde otoyolların kullanılması gibi zorunluluklar düşünülebilir. Bir başlayalım, bir şeyler ortaya çıkacaktır.
Taşımacıların zor koşullarda çalıştığı herkesin bildiği bir gerçek. Ancak bu durum, özellikle de yüksek maliyetler, kurallara aykırılığın ve taşıma güvenliğinden taviz vermenin gerekçesi olarak kabul edilemez. ■