On binlerce, yüz binlerce yıldır insanlar yaşıyor bu Dünyada. Ondan çok daha önce dinozorlar, mamutlar, sürüngenler, uçan memeliler yaşamış. Bir şekilde miadını dolduran yerine yeni bir hayata bırakıp gitmiş yeryüzünden. Şimdi fosillerden arkeolojik kazılara kadar hemen her türlü imkanı değerlendirerek insanların binlerce yıllık geçmişi araştırılıyor.
Arkeoloji, tarih ve sosyolojik gelişmeler sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de belirliyor. Atatürk’ün, “Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceklerini de tayin edemezler” sözü, bakın, Çin atasözü olarak karşımıza nasıl çıkıyor: “Geçmişinizi bilmek istiyorsanız bugünkü şartlarınıza bakın, geleceğinizi görmek için bugün yaptıklarınıza bakmanız yeterlidir.” Yani, aklın yolu bir.
Daha düne kadar uzun, upuzun süren yolculuklar, gelişen teknolojinin de yardımıyla artık hem daha kısa sürüyor hem de daha konforlu. Neden? Çünkü birileri çalışırken diğerlerinin çalışmasından destek alıyor, onların çalışmasının üzerine koyuyor. Tabii, o gelişmiş çalışmayı tekrar ele alan grup daha da ileri götürüyor. Geçmişteki yanlışlıklardan, hatalardan ders çıkarabilmek için hem bugünümüze iyi bakmalı hem de geleceğimizi görmek için gözümüzü dört açmalıyız.
Gelelim Vehbi’nin kerrakesine: Kıssadan hisse, gücünüzü birleştirirseniz hatalarınızı görür, ona göre tedbir alır, durumunuzu düzeltir ve gelecekte aynı hataya düşmez, dolayısıyla da kaybetmezsiniz.
Bunu bilmeyen tek sektör bizimki. Otobüsçüler ne geçmişten ders çıkarır ne de gelecekte ne yapılması gerektiğini düşünür. Varsa yoksa o günün kârı. Daha düne kadar yan yana hizmet verdiği ama aynı işi yaptığı rakibi kazanmasın diye kendisini bile ateşe atmaktan çekinmezdi. Bunun örnekleri çok var; hepimiz biliyoruz. Hizmette değil de fiyatta rekabetle neredeyse üste para vererek yolcu taşıyan firmalar unutulmadı.
Artık bu tür haksız ve yıkıcı rekabetin faydası olmadığı görüldü de vazgeçildi neyse ki. Arada bir karşımıza çıksa da kulak asmaya değmez.
Bir araya gelip sadece sektör içi değil, devletle de ilişkilerimizi geliştirmek, hizaya sokmak gibi gelecekte de çok işimize yarayacak gelişmeler sağlamayı hepimiz istiyoruz. TOFED ve TOF bu sebeple kurulmadı mı? Peki, sonuç; sonuç ne oldu? Sıfıra sıfır elde var sıfır. Her ne kadar bu kadar acımasız olmak istemiyorsam da gözüken köy kılavuz istemiyor. Gönüllere yelpaze vurmakta üstümüze yok. Yelle, yelle iyi oluyor! ■