Taşıma Dünyası’nın geçen haftaki manşeti, karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün en önemli konusunu ele alıyordu: “Otogar çıkmazı”
İstanbul Otogarının maliyetinin yüksek, hizmet kalitesinin de düşük olduğu hemen başta verilmişti. Ben bu tespiti yaptığımda karşı çıkanlar, şimdi suspus. Çünkü gazetemizin manşete çıkardığı bu konu hemen bütün otobüsçülerin dile getirdiği önemli bir sorun.
Gelelim, bu sorunun nasıl giderileceğine…
Üçüncü köprünün şehirlerarası otobüslere zorunlu olmasıyla birlikte şehrin çeşitli bölgelerine birden çok otogar yapılması gerekiyor. Yoksa bir otobüs yolcularıyla birlikte saatlerce İstanbul’dan çıkamayacak. Şimdi bile, yol boş olmasına rağmen 60 kilometre fazladan yol yapıyor otobüsler. Akaryakıt giderini varın siz düşünün. Yolcunun tahammülünün kalmamasını da göz ardı etmeyin. Tabii, bizim için en önemlisi, kaptan şoförlerimizin yorulması… Boşuna saatler kaybetmiş oluyorlar.
Eğri oturup doğru konuşmanın tam zamanı. Kim ne derse desin… Bu işin sorumlusu Karayolları ise Karayollarıyla, Belediye ise Belediyeyle, Bakanlık ile Bakanlıkla, Hükümet ise Hükümetle gerçekten gündemli ve sıkı hazırlanarak masaya oturmak gerekir. Köprü geçişlerinde, şehirlerarası yolcu otobüslerine öncelik tanınması; ikinci, hatta birinci köprüden geçiş hakkının alınması için mücadele etmeliyiz. Bir elin parmakları sayısına ulaşan federasyonlar ne iş yapar, bilen var mı? Bu sorunu çözmezlerse neyi çözecekler? Bu sorun bugün otobüsçünün en önemli ve acil çözüm bekleyen sorunu. Falanı filanı bırakıp bu sorun üzerine yoğunlaşmalı ve çözüm için herkesi harekete geçirmeliyiz.
Bir diğer önemli sorun ise İstanbul Otogarının artık miadını doldurduğu konusudur. Zaten iki yıldan biraz fazla bir zamanımız var… Şimdiden yeni otogar yerleri belirleyip ilgili makamlarla oraların altyapısının şimdiden hazırlanması için girişimler başlatmalıyız. 2019’da Belediyeye devredilecek otogar, artan kalabalıkla birlikte ihtiyaca cevap veremiyor, özellikle bayramlarda, hatta hafta sonlarında bile tıkanıklık yaşanıyor. Amacımız, Türkiye’yi taşıyan karayolu yolcu taşımacılığını bitirmekse devam o zaman. Kendi ayağımıza sıkıyoruz arkadaşlar, bilmem farkında mısınız?
Şimdiden yeni otogarların şehiriçi ulaşım ağlarıyla entegre olmasını, yolcunun da en az otobüsler kadar kolay ve rahat otogara girip çıkmasını sağlayacak altyapı çalışmalarını başlatmalıyız. Anlı şanlı, yandan çarklı federasyon yöneticilerine söylüyorum: İki yıl sonra aynı şeyleri talep ettiğinizde çok geçmiş olacaksınız. Liderlik önceden görmek demektir. Bunu da en iyi otobüsçüler bilir.
* * *
Mercedes-Benz Türk’ün başına ilk kez bir Türk geçti. Bu, sadece otobüsçülerin değil, Türkiye’nin de gururu.
Sayın Süer Sülün’ü kutluyor, başarılar diliyorum. ■