ABD’nin reddettiği emisyon değerlerinden izin verilen değerden 40 kat yüksek, 10 numara yağ 100’lerce kat yüksek ve tehlikeli.
ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından VW araçların emisyon değerleriyle oynanmasının tespit edilmesi sonucu ortaya çıkartılan ‘Emisyon Skandalı’ ve ülkemizdeki durum hakkında Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Açıklamayı Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Arslan ve AİTM Komisyonu Başkanı Alpay Lök, Fatih Dizdar, Ümit Çevik birlikte yaptılar. Bildiride, “Ülkemiz eski araç parkının egzoz gaz salınımları ve yakıt ortalaması Avrupa Birliği’nin ortalamasından çok daha yüksektir" denildi.
Alman Otomotiv firması Volkswagen AG’nin 11 milyon aracı ilgilendiren araç egzoz emisyonlarını bilinçli bir şekilde düşük gösteren bir düzenek ilave etmiş olduğu ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından tespit edilmiştir.
ABD Çevre Koruma Ajansı yetkilileri aynı araçların emisyon değerlerinin AB emisyon değerlerine göre daha düşük olması üzerine; (bu ülkedeki emisyon sınır değerleri AB standartlarına göre neredeyse iki katı daha düşüktür) daha önce uygulanmayan yol üzerinde testler yapmıştır. Araçların test ölçümlerinin yol üzerinde yaklaşık 35 kat daha yüksek NOx (Azot oksit) emisyon değerleri tespit etmişlerdir. Bu tespitleri Volkswagen yetkilileri de kabul etmiş, Defeat Device adı verilen test sırasında emisyon değerlerini olduğundan 20-30 kat daha düşük gösteren bir aldatma cihazı (Bu cihaz ve yazılım aracın test edildiğini anlayarak egzoz salınımlarını uygun hale getirmektedir) ve yazılımı yüklediklerini kabul etmişlerdir. Cihazın ve yazılımın emisyon testi sırasında aracın direksiyon pozisyon bilgisi, hız bilgisi, motor çalışma süresinden ve hava emiş değerlerinden aracın test edildiğini anlayarak gerçek emisyon değerlerini manipüle ederek uygun emisyon değerlerini verdiği belirlenmiştir. Bu gelişmeler üzerine Volkswagen Grup CEO’su ve grup markaları Ar-Ge yöneticileri istifa etmişler, bazı çalışanlar da görevden alınmışlardır.
Avrupa Birliği ve ABD Araç Tip Onayı mevzuatı tamamen farklıdır; AB uygulamalarında Araç Sertifikasyon Kuruluşu standart testlerine göre araçlar ve aksamları raporlanmaktadır.
ABD uygulaması ise imalatçı kuruluş beyanı (Self certification) yoluyla yapılmakta imalatçı kuruluşun tüm mevzuatlara uyduğunun taahhüdü istenmektedir. ABD emisyon standartları özellikle Azot oksit değerleri (NOx) AB’nin yaklaşık yarısı kadardır.
Aldatma cihazı egzoz gazı emisyon donanımı ve yazılımı uygulanmış araçların uygun hale getirilmesi için Volkswagen grubunun aksiyonları beklenmektedir. Alman motorlu araç otoritesi KBA, Volkswagen’e aksiyon planı için 7 Ekim’e kadar süre vermiştir.
Çevre politikalarında Avrupa Birliği mevzuatını takip eden ülkemizdeki mevcut durum değerlendirildiğinde; hava kirliliğini önlemek amacıyla motorlu araçlara getirilen standartlar 2000 yılından itibaren Euro 1 ile birlikte zorunlu hale gelmiştir.
Avrupa, "EURO 6" standardını 2014 yılı Eylül ayından itibaren uygularken bizim ülkemizde ise 2016 yılından itibaren pazara yeni giren araçlarda EURO 6 uygulama kararı alınmıştır. Tüm araçlar için uygulama firmaların talepleri üzerine 2018 yılına ertelenmiştir. Ülkemizde üretilen ve tip onayı alan araçların EURO 6 standardına geçmeleri 2019 yılının sonuna ertelenmiştir.
Ülkemiz eski araç parkının egzoz gaz salınımları ve yakıt ortalaması Avrupa Birliği’nin ortalamasından çok daha yüksektir. Bu kararlarla zaten yüksek olan salım değerlerinin iyileştirilmesi ötelenmektedir.
Ülkemizdeki mevcut durum değerlendirildiğinde; ülkemizde araçların üretim onayı ile ilgili mevzuatlar (emisyon dahil) AB ile eşittir. Bu nedenle VW araçlarında geriye dönük yapılacak aksiyonlar Türkiye’de de yapılması beklenmelidir.
Öte yandan AB ile bağlayıcı mevzuatlarımız aynı olmakla birlikte ülkemizdeki yürüyen araçların durumu olumsuz anlamda oldukça farklılık göstermektedir:
· Ülkemizde eski araç parkı ve bu araçların emisyonları oldukça yüksektir.
· Araç yakıt ve Emisyon sistemlerinde kayıt dışı ve yetkin olmayan merdiven altı tamircilerde onaysız tadilatlar yaygındır.
· Euro 5 sınıfı araçlar benzer aldatma yöntemleriyle Euro 1 standartlarına getirilerek on numara yağ veya kaçak uygun olmayan standart dışı yakıtlar halk otobüslerinde bile yaygın olarak kullanılmakta ve olması gerekenden yüzlerce kat daha fazla zararlı gaz salımı ile halk sağlığı tehdit edilmektedir.
· Euro 5 yakıtları yerine kullanılan on numara yağlar, kaçak yakıtlar ve yüksek salınımları, on numara yağ kullanan araçların yanması, katalitik konvertör/partikül filtresi/EGR iptali ile emisyonların bozulması, emisyon sistemleri ve Ad-Blue kullanımını iptal eden kayıt dışı parçalar, uygun olmayan bakım ve eşdeğer olmayan parça kullanımı, araç muayenesinden geçebilmek için değişen sök-tak parçalar yol güvenliği, halk sağlığı ve çevresel ortamı tehdit etmektedir.
· Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğunda olan emisyon ölçümleri özelleştirilerek piyasalaştırılmış ve 2/3’ü özel araç servislerinde yapılır hale getirilmiştir. Birçok firma bu denetimleri sağlıksız yapmakta, hatta emisyon "denetiminde" verilen pullarla ilgili "Egzoz Pulu Verilir" şeklinde tabelalar asarak hedefin çevresel denetim değil ticari kazanç olduğunu vurgulamakta ve güven vermemektedir.
· Denetimi yapmakta olan kuruluşların otomobil firmaları ile ilişkilerinin olmaması gerekir ki bu bizim ülkemizde tersi şeklindedir. Elbette ki bir otomotiv kuruluşunun yani her şeyden önce kar amacı güden bir şirketin ülkemizde trafik ve çevre güvenliğini ilgilendiren bir konuda denetim yapması problemlidir. Kar için etik kurallar yerle bir edilmektedir. Bu durumun ülkemizdeki araç muayene sürecinde yaşanmayacağının garantisi yoktur. Kamusal denetimler bağımsız kurumlarca, kar amacı gütmeyen kurum veya kuruluşlarca yapılmalıdır.
Egzoz Gazı Salınımları konusunda dünyanın en zor ülkesi ABD, AB‘nin en prestijli araç üreticisine emisyon sistemini otoriteleri, kandırmasından dolayı yüksek cezalar verecek ayrıca tüketicilerin kandırılması ile ilgili tüketici davaları söz konusu olabilecektir.
Muhtemelen dünyada motor emisyonu tip onay ve motor emisyon periyodik muayene mevzuatlarını değiştiren uzun bir süreç yaşanacaktır. Bu sırada araç muayenesi ile ilgili AB’de yürürlükte olan 2009/40/EC ve 2018 itibariyle devreye girecek olan 2014/45/EC mevzuatlarının da etkilenmesi beklenebilir.
Bu yeni süreç ülkemizi de yakından ilgilendirecektir. Ancak MMO olarak bizi bu süreçten daha çok ilgilendirecek olan;
- Periyodik muayeneden geçtikten sonra gerekli yol üstü denetim yapılmaması ve kayıt dışı kullanılan on numara yağ gibi kirli yakıtlarla çevrenin ve halk sağlığının tehlikeye atılmasıdır.
- Halkın can ve sağlık güvenliğini doğrudan ilgilendiren emisyon, lpg denetimi, araç muayenesi gibi denetimlerin kamusal hizmetler kapsamından çıkarılarak aynı zamanda otomobil sektörüyle de bağlantısı olan uluslararası şirketlere devredilerek ticarileştirilmesidir.
- Bu konudaki görüşlerimiz araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesi sürecinde kamuoyu ve kamu otoriteleri ile de paylaşılmış, çekincelerimiz yargıya taşınmış; Danıştay defalarca özelleştirme uygulamasını durdurmasına karşın olumlu bir sonuç alınamamıştır.
Bu vesileyle, bir kez daha hatırlatıyoruz.
1) Araç tadilat ve muayene süreçlerinde kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olan Odamız, kesinlikle sürecin içerisinde yer almalıdır.
2) Proje onay ve denetim süreçleri ticarileştirilmemeli kamusal bağlamından kopartılmamalıdır.
3) Son zamanlarda Araçların LPG’ye dönüşümü ve LPG’li araçların periyodik sızdırmazlık kontrolü alanında görüldüğü üzere, trafik ve yol güvenliği konusunda Odamızı devre dışı bırakmaya çalışan girişimlere son verilmelidir.
MMO olarak bu hususlarda yürüttüğümüz mücadeleye devam edeceğimizi, meslek uygulama alanlarımıza giren konularda halkımıza ve ülkemize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmekte kararlılığımızı kamuoyu ile bir kez daha paylaşırız.