Özürlü kimdir?
Öncelerde başta ‘sakat’ olmak üzere çeşitli nitelemelerin yerini günümüzde ‘özürlü’ ve ‘engelli’ şeklindeki iki kelime almıştır. Konuya ilişkin ortak ve standart bir dil ve çerçeve getirilmesi amacıyla bir sınıflandırma çalışması da Kanunla başlatılmıştır. Adı geçen kanunda ‘özürlü’ kavramı bulunmakta olup şu şekilde tanımlanmıştır: “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi.”
Ne kadar özürlü var?
Adı geçen kanunun sınıflandırma başlıklı 5’inci maddesi; konuya ilişkin önemli sorumlulukların bu kanunla verildiği Maliye, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Milli Eğitim bakanlıkları ile Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığınca özürlülük ölçütünün tespiti ve uygulama esaslarına ilişkin bir yönetmelik hazırlanmasını getirmiştir. Özürlülerle ilgili derecelendirme, sınıflandırma ve tanımlamaların uluslararası özürlülük sınıflandırması temel alınarak hazırlanacak özürlülük ölçüsüne göre yapılacağı da belirtilmiştir. Bu hükme rağmen düzenlemelerde farklı anlayışlarla değişiklik yapılmış ve özürlü sayısı önce 13 milyon, sonra 9 milyon ve 8 milyon şeklinde açıklanmıştır. Özürlülük ölçütlerine, tanımlarına ve bunlara sağlanacak haklara yönelik belirsizlik ve çelişkiler ile kurumlar arası farklar da sürmektedir.
Kanunda neler var?
Adı geçen kanunda özürlülerin bakımı, rehabilitasyonu, sağlığı, mesleki rehabilitasyon ve eğitimi, istihdamı, genel eğitimi gibi konularda esaslar, yapılacaklar ve sorumlular belirtildiği gibi ilgili kanun ve kanun hükmündeki kararnamelerde bu amaçlarla değişiklikler de yapılmıştır. Böylece özürlüler çeşitli alanlarda korunmaya çalışılmıştır. Yapılan değişiklikler arasında konumuzu teşkil eden ulaştırma düzenlemeleri de bulunmaktadır.
Trafik Kanunu değişikliği
Adı geçen kanunda ulaştırmayı ilgilendiren üç madde bulunmaktadır. Bunlardan ikisi doğrudan, biri de dolaylı olarak ulaştırmayla ilgilidir. Doğrudan ulaştırmayla ilgili birinci maddede 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 61’inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Bu değişiklik özürlülere ayrılmış park yerlerinin özürlü olmayanlarca kullanım yasağını ve buna aykırı davrananlara diğer park cezalarının iki katının uygulanmasını içermektedir.
Toplu ulaşım hizmetleri
Adı geçen kanunun geçici 3’üncü maddesi şöyledir: “Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.
Kamu yapıları
Adı geçen kanunun geçici 2’nci maddesi şöyledir: “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.”
Peki, bu madde terminalleri de kapsar mı?
Terminallerin durumu
Her ne kadar özel sektörce yapım ve işletilmesi Karayolu Taşıma Kanun ve Yönetmeliğince mümkün görülse de kendi taşıtları dışında başkalarına da kalkış-varış, indirme-bindirme hizmeti vererek ticari biçimde işletilen bir terminal özel sektörce yapılabilmiş değildir. Mevcutların tamamı belediyelerce yapılmış/yaptırılmış olup işletme hakkı devredilmiş olsa da bazı istisnalar dışında tamamı belediye mülküdür. Bu nedenle de bu Kanuna uyumları gerekir. Terminallere bu açıdan bakılmalı gerek belediyeler (işlettiği ve işlettirdiği tüm terminallere) gerekse UDH Bakanlığı özürlülere uyumu takip etmelidir.
Başka bir belediye terminali yapılmaksızın bazı belediyeler kendilerine imtiyaz olarak verilen tekel konumundaki terminallerini satarak bazı işletmecileri terminal mülk sahibi yapmışlardır. Bu satışların hukukiliğinin ve geçerliliğinin tartışılmasının ötesinde kamusal sorumluluğun da devredildiği düşünülerek bu terminallerin de adı geçen kanuna uyumu gerekmektedir.
Diğer belediye görevleri
Kanun madde 13, son bendi: “Sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilir. Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde, halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapar. Özürlünün rehabilitasyon talebinin karşılanamaması halinde özürlü, hizmeti en yakın merkezden alır ve ilgili belediye her yıl bütçe talimatında belirlenen miktarı hizmetin satın alındığı merkeze öder.”
Büyükşehir olsun, olmasın bütün belediyeler geçiş süresi olmaksızın bu yükümlülük altındadır.
Kanun ek madde 1: “Büyükşehir belediyelerinde özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimleri oluşturulur. Bu birimler, faaliyetlerini özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği hâlinde sürdürürler. Özürlü hizmet birimlerinin kuruluş, görev, yetki, sorumluluk ve işleyişine ilişkin usûl ve esaslar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.”
Sadece büyükşehir belediyeleri için mevcut olan bu görev, önceden mevcut Kocaeli ve İstanbul dışındaki 14 büyükşehir ve yeni kurulan 14 büyükşehir için ilk yerel seçimler sonrasında tüm il çapında geçerli olacaktır.
Sonuç
Konunun belediyelere önemli yükler getirdiği ve bunun için zamana ihtiyaç olduğu bilinmektedir. Buna rağmen Kanunun yayımı üzerinden 8 yıl geçecek olması ve yürürlüğe girmeyen düzenlemelerin özürlülere önemli hak kayıpları getirdiği dikkate alınarak yeni bir uzatma talep edilmeksizin uygulamaya geçilmesi yerinde olacaktır. ■
--------------------------------------------------------------------
İzmir ile ilgili açıklamalar konunun ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar çok kişiyi ilgilendirdiğini açıklamaktadır.
İzmir’de engelli yolcu sayısı 7 yılda yüzde 130 arttı
Engellinin yaşamı değişti
2004 yılı öncesinde sadece birkaç adet özel yapım otobüsle engellilere ulaşım hizmeti verilebilirken, bugün alçak tabanlı, açılıp kapanan rampalı, yana yatarak alçalma özelliğine sahip ve klimalı 1000’e yakın otobüsün satın alınması kentteki engellilerin yaşam kalitesini artırdı. Artık İzmir’de yaşayan engelliler sosyal etkinliklere daha fazla katılıyor, kimseye bağımlı kalmadan tek başlarına yolculuk yapabiliyor.
Ücretsiz ulaşım imkanı sağlayan engellilere yönelik toplu ulaşım kartı sayısı da aynı dönemde büyük artış gösterdi. 2006 yılında 32 bin adet olan engelli kartı sayısı, 2013 yılı itibariyle 100 bini aştı.
Deniz ulaşımında da engeller kalkıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ihalesini gerçekleştirdiği ve halen yapım aşamasındaki 15 yeni geminin tamamı da engellilerin kullanımına uygun olacak. İskelelerde yapılacak düzenlemeler ve inşa edilecek yeni iskelelerle deniz ulaşımının önündeki engeller de tamamen kalkacak.