İTO Meclis Üyesi ve Turizm Taşımacıları Derneği Genel Sekreteri Mehmet Öksüz, Koronavirüs süreci ve sonrasına yönelik Taşıma Dünyası’na açıklamalarda bulundu. Dünyanın zor bir süreç yaşadığını ve Koronavirüs ile mücadelenin cok yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü belirten TTDER Genel Sekreteri Mehmet Öksüz, “Birçok sektörde olduğu gibi taşımacılık sektörü olarak 2020 yılına büyük umutlarla girdik. Herkes büyümeye yönelik yeni yatırımları planına alırken bir anda tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs süreci başladı. Salgın ile birlikte yaşanan çok sayıda can kaybının yanı sıra büyük ekonomik kayıplarda yaşamaya başladık. Ekonomik kayıp o kadar büyük seviyeye geldi ki, artık 2020 yılından herkesin ortak beklentisi ayakta kalabilmek. Haziran ve Temmuz ayında normalleşme süreci başlasa bile 2020’nin özellikle de turizm ve taşımacılık açısından bittiğini düşünüyorum. Bizim artık 2021 planlarını yapmamız gerekiyor” dedi.
TOBB kredi anlaşmasına kamu bankalarını da katmalı
Ekonomik kayıpların giderilmesine yönelik paketler açıklandığını da belirten Mehmet Öksüz, “İlk paketler yeni krediler vermek oldu. 40 yıldır üyesi olduğum Türkiye Odolar ve Borsalar Birliği (TOBB) üyelerine kredi imkanı sunabilmek adına Denizbank ile yıllık 7.5 faizli 50-100 bin TL Nefes Kredisi anlaşması yapıldığını açıkladı. 40 yıldır üyesi olduğum, aidatını ödediğim TOBB’un zaten atması gereken bir adımdı. Ancak yaptığımız görüşmelerde de bunun tek banka ile sınırlı olmasının yetersiz olduğu görüşü hakim oldu. Denizbank’ın şube sayısının sınırlı olması, virüs sürecinde de bankaların kısıtlı sürede çalışması krediye erişimi zor hale getirdi. Kredi anlaşmasının neden bir banka ile yapıldığını, erişimin ve kredinin daha kolay alma imkanın bulunduğu kamu bankalarının anlaşma kapsamında neden olmadığını merak ediyoruz. TOBB’un hızlı bir şekilde kamu bankalarını da sürece katarak anlaşma kapsamını genişletmesi gerekiyor. Kredi verme sürecinde de incelemenin sicile bakılarak yapılması, eğer sorunlu bir müşteri ise ona göre teminat alınması öncelik olmalı. Yoksa anne kızlık soyadı sorarak kredi vermenin artık bir anlamı kalmadı. Bankalar her türlü bilgiye ulaşırken çağdışı bir soru ile müşteri karşısına çıkmamalı” dedi.
Trafik sigortaları aracın çalışma süresine göre düzenlenmeli
Kredi vermenin yanı sıra yeni kararların da alınması gerektiğini belirten Mehmet Öksüz, “Mart ayı ile birlikte taşımacıların araçları parklarda yatıyor ama biz bu araçların hala trafik sigortalarını ödüyoruz. Bir aracın yıllık zorunlu trafik sigortası 10 bin TL’yi buluyor. Kasko bunun içinde değil. Bizim virüs süreci öncesinde de gündeme getirdiğimiz bir konu var. Okul taşıtları 8 ay çalışıyor, 4 ay yatıyor. Bu taşıtların zorunlu trafik sigortalarının da buna göre yapılması gerekiyor. Bu araçların çalışmadığı süreç için herhangi bir bedel alınmamalı. Eğer çalışıyorsa da sigorta durumunu yol kontrollerinde bulmak çok kolay zaten. Böyle bir durum oluşursa ağır yaptırımlarda yapılmalı” dedi.
D2 belgesi devredilebilmeli, belge verilmesi durdurulmalı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın da bu süreçte taşımacıya yönelik bir adım atabileceğini belirten Mehmet Öksüz şunları söyledi: Sayın Bakan Adil Karaismailoğlu ile hafta içinde yapacağımız telekonferans da da dile getireceğim bir konu var. D2 belgesini almak artık 165 bin TL gibi çok yüksek bir bedel. İşte bu noktada taksici, servisçi tahditli plaka kapsamına alınmaları nedeniyle işi bırakırken bir bedel alarak bu işten çıkabiliyor. Ama D2 belgeli taşımacılar bu işi bırakırken belgesini devretme imkanı bulamıyor. Bu büyük bir haksızlık değil mi? Zaten yıllardır sıkıntı içerisinde olan turizm taşımacısına Koronavirüs süreci en ağır darbeyi indirdi. Birçok taşımacı belki işini devam ettiremeyecek. Bakanlığın belge devrine imkan tanıması ve zaten büyük bir fazla kapasitenin de bulunduğu sektöre belge verilmesini de durdurması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Araç değişim süreçleri uzayacak
Turizm taşımacılarının da Koronavirüs süreci sonrasına yönelik planlamalarını şimdiden yapması gerektiğine de vurgulayan Mehmet Öksüz, “Artık eski çalışma düzeni olmayacak. Belki yaşadığımız kayıpları iki üç yıl da geri alabileceğiz. Artık taşımacının araç yenileme süreçleri de uzayacak. Bir otobüsün yatırım maliyetinin dönüşü en az 10 yılda mümkün oluyor. Taşımacılar en az 10 yıl aracı kullanabilmeli. Öyle 3-4 yılda bir araç değişimi olmayacak. Otobüs üreticilerine de bu noktada bir teşekkür de etmek istiyorum. Borcu olan otobüsçüye çok olumlu ve yapıcı yaklaştılar. Borçların ötelenmesi noktasında en iyi imkanları sunmak için çaba gösterdiler. Taşımacılar yeni süreçte yıkıcı rekabet yapmaya değil, ortak çalışma ile ortak kazanç oluşturma çabası içine girmeli. Herkes aldığı işlerde birbirini destekleyecek adımları atmalı” diye konuştu.