Dünya Şoförler Günü Kutlu Olsun!

GÜNDEM

Hareketliliğin insan topluluklarının en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda sürücülüğün de tarihteki en eski mesleklerden biri olduğunu tahmin etmek şaşırtıcı olmayacaktır. Yüzyıllardır hayatlarımızın vazgeçilmezlerinden biri olan bu mesleği kutladığımız 30 Kasım Dünya Şoförler Günü’nde trafikteki cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele etmenin önemini hatırlayacak, ulaşımın ilklerine doğru süratli bir yolculuğa çıkacağız.

Sürücülük 15. yüzyıldan günümüze dek varlığını sürdüren bir meslek. Otonom taşıtlar gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olana dek de varlığını kaçınılmaz olarak sürdürecek. Yüzyıllar önce hayvanların gücüyle çalışan taşıtların 19. yüzyıl itibarıyla yerini modern taşıtlara bırakmasıyla birlikte sürücülük de değişti ve dönüştü. Ulaşım araçlarındaki dönüşüm, sürücülüğün gerektirdiği fiziksel ve zihinsel şartların da farklılaşmasına yol açtı. Özellikle uzun yol sürücülüğünün ya da şehir içinde profesyonel olarak gerçekleştirilen sürücülüğün çevredekilere dair farkındalık ve dikkat, etkili karar verme becerileri, hız kontrolü, kullanılan araca hakimiyet gibi birçok yeteneği gerektirdiğini ifade etmemiz mümkün. Bunlara ek olarak profesyonel sürücülerin zaman yönetimi ve yalnız çalışma gibi becerilere de sahip olduğu; ağır ve hafif araçları kullanabildiği, bu taşıtların parçalarına, bakım ve onarım süreçlerine dair bilgi ve deneyim sahibi olduğu da belirtilebilir.

Mesleklerin cinsiyeti yoktur!

Sürücülük, özellikle bir meslek olarak ele alındığında cinsiyetçi iş bölümünün oldukça baskın olduğu bir alan olarak öne çıkıyor. Gerek gündelik gerek mesleki hayatta sürücülük noktasında kadınlara karşı ciddi boyutlara varan ayrımcılık söz konusudur.
 
Maalesef pek çok kadın sürücünün tanık olduğu bu gibi cinsiyetçi genellemeler kadınların trafiğe eşit düzeyde katılımını engellerken yeterlilik algılarına da zarar vermektedir. Gerek “kadın işi”, “erkek işi” gibi meslek ayrımcılığını pekiştiren tutumlarla, gerek sürücü kadınlara yönelik söz ve davranışlarla mücadele etmek ve mesleklerin cinsiyeti olmadığını dile getirmek, kadın sürücülerin haklarını ve cinsiyet eşitliğini korumak için vazgeçilmez bir önem taşıyor.
 
Tarihe yolculuk

Hem sürücülüğün gerektirdiği fiziksel ve zihinsel yetilere hem de trafikte mesleki ayrımcılık da dahil olmak üzere cinsiyet ayrımcılığının tüm biçimlerine karşı mücadele etmenin önemine değindik. Son olarak Dünya Şoförler Günü’nü kutladığımız 30 Kasım’da, bu mesleğin ve ulaşımın tarihine hızlı bir yolculuk gerçekleştirerek ilkleri keşfe çıkacağız.

Dünyada içten yanmalı motora sahip bir araçla çıkılan ilk uzun yolculuğun Bertha Benz tarafından gerçekleştirildiğini biliyor muydunuz? İki oğlunu yanına alarak Model III adındaki araca binen Benz, Mannheim’dan Pforzheim’a doğru yola çıktı ve herhangi bir arıza ya da kaza olmaksızın birkaç gün içinde yolculuğa başladığı noktaya geri döndü. Bertha Benz’ın tarihe geçen bu yolculuğu boyunca izlediği rota, 2008’den bu yana Bertha Benz Anıt Güzergahı olarak adlandırılıyor.

Türkiye’de şehir içinde otobüslerle yolcu taşımacılığının 1927 yılında başladığını biliyor muydunuz? O güne dek ulaşımın çoğunlukla tramvay kullanılarak gerçekleştirildiği İstanbul’da, Tramvay Şirketi’nin satın aldığı dört otobüsle birlikte Beşiktaş ve Taksim arasında otobüs seferleri başladı. Zaman içerisinde güzergahı Harbiye ve Şişli’ye doğru uzanan seferlerle günde 30 bini aşkın yolcu taşındı.

Kaynak: Otokar.com.tr

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.