İstanbul Beyazıt’ta üç kişinin yaralandığı ve 16 aracın büyük zarar gördüğü, özel halk otobüsü kazası sonrasında Noyan Doğan’ın, 25 Mart 2019 tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısı dikkat çekiciydi. Biz de, daha önce gazetemizde çözüm önerileriyle birlikte yer verdiğimiz kaza ve sigorta konusunu bir kez daha ele almayı gerekli gördük.
Kaza olayı
Adı geçen kazada 3 kişi yaralandı, bunların tedavi masrafları söz konusu. Eğer sakat kalır veya ölürlerse zarar büyüyecek. Zarar gören 16 aracın çoğu lüks araç ve pert, yani tamir olmaz durumda. Bu nedenle de ortaya, büyük bir toplam zarar çıkıyor. Bu büyük zararı kazadan sorumlu olan otobüs sahibi karşılamak durumunda. Tabii, durumu uygunsa. Bu türden kazalar ve sorumluluklar sık sık ortaya çıkabiliyor.
Sigorta bilgisi
Bütün araçlar için zorunlu olan trafik sigortası otobüste de var. Bunun içinde kişi ve kaza başına ölüm ve sakatlanma ile sağlık gideri teminatları var, ancak sınırlı biçimde. Bunun ötesinde, araçların hasarları içinki araç ve kaza başı teminatlar da yer alıyor. Hatırlatalım ki, trafik sigortası sorumlunun başkasına verdiği zararları karşılar. Sorumlu görülen otobüs sahibinin kendi zararlarını, yani otobüsünün hasarını karşılamaz. Bu durumda otobüsün trafik sigortası büyük zararları karşılamaktan çok uzaktır.
Akla otobüsçüler için getirilen taşımacılık sigortası gelebilir. Ancak bu sigorta şimdi aranmıyor.
Tabii ki bir de kasko sigortası söz konusu. Otobüsün varsa kasko sigortası kendi zararlarını yani tamir masraflarını karşılasa bile zarar verilen araçları kapsamaz. Zarar gören otomobillerin varsa kasko sigortaları onların zararlarını limitleri dahilinde karşılar, ancak bu, otobüs sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Otomobillerin kasko sigortası kapsamındaki harcamalar, sonunda otobüs sahibinden geri alınır.
Akla gelebilecek zorunlu otobüs koltuk ferdi sigortası ise sadece otobüs yolcularının zararlarını sorumlunun kim olduğuna bakmaksızın karşılar. Otobüs sahibinin tazminat yükümlülüklerinden sayılmaz.
Sigortadan yeterli desteği alamayan otobüs sahibinin büyük sıkıntısı ortaya çıkıyor. Bu durum otobüsler için zaman zaman gündeme geldiği gibi başta diğer ticari araçlar olmak üzere tüm araç türleri için de söz konusudur.
İhtiyari sigorta şart
Akla gelebilecek ilk çözüm, trafik sigortası teminatlarının arttırılmasıdır. Ancak bu çözüm, kaza yapan/yapmayan, az yapan/çok yapan tüm taşıt sahiplerinin prim yükünü artıracaktır. Üstelik ilgili mevzuatın da değişmesi gerekiyor.
İkinci çözüm ise zorunlu olan ihtiyari mali mesuliyet, yani trafik sigortası yanı sıra riski yüksek olan ve bu riski karşılama gücü bulunmayan taşıt sahiplerinin ihtiyari, yani zorunlu olmayan mali mesuliyet, diğer bir deyişle ek trafik sigortası yaptırmalarıdır. Kendi seçecekleri teminat limitlerine göre uygun bir prim söz konusu olabilir. Zira bu sigortadan sadece trafik sigortasının yetmediği hallerde faydalanılacağından sigortacının riski yüksek değildir. Zaten bir araca kasko sigortası yaptırılırken bunun içinde bazı sigortacılar belirli bir miktarda ihtiyari mali sorumluluk teminatı da vermekteler. Bunun ötesi taşıt sahibine kalıyor.
Tabii, seferlerde iyi araç ve iyi sürücü kullanmanın önceliği unutulmamalı. ■