İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve TURSAN Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orduhan, plaka tahdidi konusunda İstanbul’a göre bir model oluşturmak gerekliliğini kabul ettiklerini belirtti. Orduhan, olmazsa olmaz koşullarının plaka tahdidi olduğunu söyledi: “Sektörün beklentisi ortada. Diğer illerde olduğu gibi esnafın anlayacağı bir dilde plaka tahdidi beklentimiz var. İstanbul çok büyük bir il. Elbette başka illere benzemez. İstanbul’a göre bir model oluşturmak lazım. Bunların hepsine katılıyoruz. Belgelendirme, sertifikalandırma veya lisanslamayı kabul edebiliriz, ancak önce plaka tahdidini yapacağız. Araçların plakalarını tahdit edeceğiz, ondan sonra bu işin çalışmasına yönelik, her türlü düzenleme yapılabilir. Bunlara karşı değiliz. ‘Plaka tahdidi olmasın, lisans olsun’a karşıyız. ‘Çalışma koşulları, bir kez daha gözden geçirilsin. Tahditli plaka ile çalışacak kişilere lisans verelim, belge verelim, şunu yapalım’ denilirse, tabiî ki oturup konuşalım. Türkiye’nin birçok ilinde sektörün sahip olduğu hakların aynısını istiyoruz. Onların üzerinde bir hak istemiyoruz. Ama İstanbul’un koşulları ve şartları daha kötü veya farklı diye onlardan daha kötü bir hak, hatta hak olmayacak bir öneriye de açık değiliz.”
BELİRSİZLİK SONA ERMELİ
Orduhan, bir an önce plaka tahdidi çalışmalarına başlandığına yönelik bir açıklamanın yapılmasının önemini vurguladı: “’Şu tarihten sonra yeni araç alımları, değişimleri böyle değerlendirilecektir. Yeni başlayanları ise şöyle bir süreç beklemektedir’ diye bir UKOME kararı çıkmalı. Bu işi yapan esnaf da, üyelerimiz de bu çıkan karara göre tedbirlerini almalı. Neden yol belgesi vermiyorsunuz’ dediğimizde, plaka tahdidi çalışması yapıyoruz da ondan cevabını mı verecekler. Peki, nerede yazıyor, nerede bunun kararı, kim yapıyor? Peki, bu ne kadar sürecek? Trafik beni yolda çevirdiğinde, ‘plaka tahdidi çalışması yapılıyor, onun için yol belgem yok’ dediğimde Trafik bana, ‘peki’ mi diyecek! Bunların hepsi muamma. Büyükşehir Belediyesinin, bir an önce, plaka tahdidine yönelik çalışma kararının startını vermesi gerekiyor.”
25 MAYIS’TAN SONRA ARAÇ ALANLARIN DURUMU
Orduhan,25 Mayıs sonrasında 10-50-100 adet araç alan üyeler bulunduğunu belirti: “Sen 25 Mayıs’tan sonra araç aldın, plaka tahdidi kararı çıkarsa, senin bir hakkın yok mu diyeceğiz? Nasıl denilecek. Şu anki yönetmeliğe, yürürlüğe bakıp, ben kurala göre hareket ettim dediğinde bu kişinin günahı ne? Nerde hata yaptı? Piyasada dolaşan duyumlara kulak verip, sen de araba almamalıydın mı denecek? Şu an plaka tahdidi bir dedikodu sadece. Neye göre insanları reddedeceğiz? Bu mahkemelik bir konu. Bu tür alım yapanlar arasında ben de varım. Bir özel okul ile anlaştım ve noterden sözleşmemi yaptım, Yönetmelik ve yönerge gereği yüzde 30 özmalı belgelemek zorundaydım ve bu yatırımı yaptım. Şu an arabalarım çalışıyor. Bana ne söylenecek? Plaka tahdidi çalışmamızı duysaydın… Bize ne, almasaydın bu arabaları diyemezsiniz. Duyumlarla ticari faaliyetler yönetilemez, yönlendirilemez, durdurulamaz, teşvik de edilemez. Bana soruyorlar, araç alanlar ne olacak? 25 Mayıs öncesinde de dünya kadar insan plaka tahdidi varsayımıyla araba aldı, onlara ne olacaksa o olacak.”
CUMHURBAŞKANI PLAKA TAHDİDİ DEMEDİ
Orduhan, Başkan Kadir Topbaş’ın konuya pozitif yaklaştığını, bununla ilgili gerekli düzenlemenin yapılacağını, ancak İstanbul için nasıl yapılması gerektiği konusunda bir çalışma yürütülmesi gerektiğini ve bunu paydaşlarla birlikte yapacaklarını söyledi: “Cumhurbaşkanı’nın 25 Mayıs’ta dile getirdiği sözün bir kazanım olduğu da tartışılır aslında. Bize belediyeden söylenen şu; Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’un koşullarına göre sınırlandırılmasını ve bunun düzenlemesinin yapılması gerektiğini bilecek kadar bu işin içinde. İstanbul’u sayısal verileri ile en iyi tanıyan insanlardan biridir Sayın Cumhurbaşkanı. Sizin ifade ettiğiniz plaka tahdidini kast etmedi, ama öyle olmamasını da kast etmedi. Biz İstanbul’a en uygun yapıyı kurma noktasında çaba göstereceğiz.”
BELEDİYE NEDEN TAHDİDİ VERSİN?
Orduhan, belediyenin de durup dururken servisçi esnafına 50-100-500 bin TL edecek bir nemayı neyin karşılığında vereceğini düşündüğünü bunu düşünmekte de haklı olduğunu söyledi: “’Ben bu nemayı neyin karşılığında vereceğim, niye veriyorum? Bunun için benim kazancım, İstanbul’un kazancı ne olacak’ gibi bir bakış açısı ile yaklaşıyorlar ki, bu yaklaşım doğrudur. Bu belediyeciliğin ruhunda var. Onları suçlamıyoruz. Bize, ‘50 arabası olan bir adam bir gecede köşeyi dönecek, bu da hak mı’ diyorlar. Kendi açıklamalarımızı yapıyoruz, ama herkesin kafasını karıştıran bin tane sorunun barındığı bir tablo çıkıyor.
BU YETERLİ BİR ARTIŞ DEĞİL
Orduhan, okul ücretlerine yönelik yüzde 10-11 civarında bir artış beklediklerini, ancak yüzde 5 gerçekleştiğini belirterek, “Bu yeterli bir artış mıdır? Maalesef değildir. Enflasyon ve bazı giderlerimiz malum. Tabii, akaryakıt fiyatlarının biraz inmesi bizim için avantaj oldu. Araç maliyetinde, enflasyon ve diğer giderlerdeki artış yüzde 10’un çok çok üzerine çıktı; akaryakıttaki bir parça avantajımızı aldı. Ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda, bize bu parayı ödeyecek velilerin de durumu malum. Ülke olarak sınavdan geçiyoruz. Bu değerlerle düşünüldüğünde öğrenci taşıma sektörü elini değil, kolunu sokmuş ve bunu canla başka kucaklamış durumda. Yeni dönem fiyatları hayırlı olur inşallah” dedi. ■
PLAKA TAHDİTİ KONUSUNDA SİVİLTOPLUM KURULUŞLARI VE FİRMALARIN GÖRÜŞLERİ
● İSAROD Başkanı Hamza Öztürk: Biz, plaka tahdidi ne anlama geliyorsa, onu istiyoruz. Onun dışında lisanslandırma modeli gibi önerileri kabul etmiyoruz.