Mustafa Karslıoğlu son yolculuğuna uğurlanıyor.

Kapadokya’da düzenlenen bisiklet yarışında geçirdiği kaza sonucunda yaşamını yitiren Turport Turizm firma sahibi Mustafa Karslıoğlu son yolculuğuna uğurlanıyor. 

48 yaşındaki Mustafa Karslıoğlu, bugün Üsküdar’daki Şakirin Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacak. Turport Turizm firma sahibi Mustafa Karslıoğlu ile 11 Mayıs 2015 yılında bir röportaj gerçekleştirmiş, taşımacılık işine başlayışını ve sektörün sorunlarını konuşmuştuk.

Mustafa Karslıoğlu’na Taşıma Dünyası olarak Allah’tan rahmet ailesine, yakınlarına ve Turport Turizm çalışanlarına başsağlığı diliyoruz. 

Turport Turizm Mustafa Karslıoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajı anısına tekrar yer veriyoruz. 

İSTAB Yönetim Kurulu Üyesi ve TURPORT Turizm firma sahibi Mustafa Karslıoğlu: Bireysel servis sahiplerinin hedeflerini belirlemeleri gerektiğini söylüyor.

Tekstil işinde yaşadığım kriz sonrası, 2000 yılında tedarikçi olarak sektöre adım atan birisi olarak; ben şu an çalışan tedarikçilere bakıyorum; bir amaçları, hedefleri yok. Sabah akşam gideyim, servisimi yapayım; ondan sonra da biraz yatayım, uyuyayım, ekstra bir şey yapmayayım derdindeler. Ama tedarikçiler zamanı daha iyi yönetmeyi öğrenmeliler. Ben servis çekerken sabah akşam servisleri arasında, alternatif bir iş üretip orada çalışıyordum. Sektördeki arkadaşlara tavsiye ediyorum. Boş zamanlarını değerlendirsinler, çünkü çok boş zamanları var.

Turport Turizm, 130 araç ile personel ve okul taşımacılığı alanında hizmet veriyor. Firma sahibi Mustafa Karslıoğlu, aynı zamanda, İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. Mustafa Karslıoğlu ile Ataşehir Yenisahra’da bulunan firma merkezinde bir araya geldik. Mustafa Karslıoğlu, tekstil sektöründen servis taşımacılığı alanına yönelen bir isim. Onun yönlenmesine ise iş hayatında yaşadığı krizler neden olmuş, “2000 yılı öncesinde üst üste gelen krizler sonrasında tekstil sektöründen ayrılarak servis taşımacılığına adım attım. Tabii, bu adım atışımız da hemen bir firma kurarak olmadı. İlk başta ben de servis aracı alarak bu işe girdim. 10 yıl süre ile firmalarda tedarikçi olarak çalıştım. 2010 yılında ise Turport Turizm’i kurma kararı verdim. 2010 yılında firmamı kurdum” dedi. 

Karslıoğlu, aradan geçen 15 sene içinde kar ve hizmet anlamında yaşanan değişimi değerlendirerek, “Karlılık, her sektörde olduğu gibi bizim sektörde de azaldı. Karlılık açısından dünü arayan firmalar var. Her sektörde olduğu gibi taşımacılık sektöründe müthiş bir rekabet var. Bundan zarar görüyoruz. Sektörde iyi hizmet veren firmalar artmaya başladı. Ancak bir yandan da kullandığımız araçların kalitesi arttı. O gün kolay manevra yapamayan, sokaklara girip çıkması çok zor olan araçlardan, bugün normal binek arabalarda olmayan lükse eriştik. Geçen 15 senede firma ve fabrika sayıları arttı, servis taşımacılığına talep arttı. Ama rekabetten dolayı neredeyse maliyet fiyatına yapılan servisler görüyoruz, bunu hayretle karşılıyoruz. Biz, iyi maliyetleri, iyi fiyatı, nasıl alabiliriz hatta maliyetlerimizi nasıl yükseltebiliriz, bunu düşünmemiz gerekirken, biz maliyetin altında fiyat vererek iş yapmaya çalışıyoruz. Biz de artık sektördeki diğer firmalar gibi, var olabilmenin rekabetin olduğu ortamda, en az kayıp ile nasıl bu işin içinden çıkabiliriz bunun hesaplarını yapıyoruz” dedi.

Karslıoğlu, 20’si özmal olmak üzere 130 araç ile hizmet verdiklerini belirterek, firma olarak kontrollü ve ölçülü bir büyümeyi önemsediklerini ifade etti: “Kontrollü büyümeyen birçok firmanın sonunun ne olduğunu görüyoruz. Bu kadar müthiş rekabetin olduğu bir ortamda, kontrollü büyümediğimiz sürece, mevcut işlerimize de sahip çıkamayacağımızı görüyoruz. Sektörde kaliteli yönetici eksikliği var. Turport olarak yüzde 80 personel, yüzde 20 öğrenci taşımacılığı alanında hizmet veriyoruz. Kadıköy’den Dilovası’na kadar olan bölgede personel taşımacılığı yapıyoruz. Okul ve personelde uzun soluklu işbirliklerinden yanayız. Okulda ve personel taşımacılığında en iyi hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Firmamıza başka illerden talep gelirse İstanbul dışında taşımacılık yapmayı düşünebiliriz.” 

Karslıoğlu, kendisinin tedarikçi olduğu zamanlarda bugünkü tedarikçilere göre zamanını daha iyi değerlendirdiğini söyledi: “12 sene önceki ben ile bazı şeyleri kıyaslayıp şu an çalışan tedarikçilere bakıyorum. Amaçları, hedefleri yok. Ben sabah akşam gidiyim, servisimi yapayım. Ondan sonra da biraz yatayım, uyuyayım, ekstra bir şey yapmayayım derdindeler. Ama bizim daha çok çalışmamız lazım. Biz, gün içindeki zamanımızı nasıl değerlendirebileceğimizi belirlemeliyiz. Ben servis çekerken sabah akşam servisleri arasında, alternatif bir iş üretip orada çalışıyordum. Boş zamanımı değerlendiriyordum. Sektördeki arkadaşlara tavsiye ediyorum. Boş zamanlarını değerlendirsinler, çünkü boş zamanları var.” 

2014 yılında 1 Temsa Prestij, 7 Mercedes Sprinter yatırımı yaptıklarını ve filolarının yüzde 90’ını Mercedes Sprinter araçlardan oluştuğunu belirten Karslıoğlu, “Bu yıl, 16 koltuklu Fiat Ducato ve Mercedes Sprinter araç görüşmeleri yapıyoruz. 2014 yılında çalıştığımız firmaların üzerine 4 tane daha yeni proje ekledik. 2015 yılı için de bütün mevcut sözleşmelerimizi koruduk. Her yaptığımız işte, gerçek anlamda hayalcilik kurmadan, düzgün maliyetlerde iş almaya çalışıyoruz. Bunda da en büyük referansımız müşterilerimiz oluyor. Yeni teklif verdiğimiz yerlerde bizi müşterilerimizden özellikle sormalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Araç üreticilerine firma sahipleri olarak, sektörde değişen taleplere göre ihtiyaç duyulan donanımların araç içinde standart olarak yer almasını istediklerini dile getiren Karslıoğlu, şunları söyledi: “Geçtiğimiz sene, araçlara dış kamera ve GPS zorunlu hale getirildi. Bazı şeylerin standart olmasını talep ediyoruz. Dış kameranın, GPS bağlantısının, arabalara fabrikadan takılmış olarak çıkmasını istiyoruz. Zaten, emniyet kemeri de bizim taleplerimiz sonucunda üreticiler tarafından araçlara takıldı.” 

Bireysel taşımacıların, gömlek, kravat parası için firmalardan haklı olarak şikayet ettiğini belirten Karslıoğlu, bazı firmaların gömlek ve kravat üzerinden işin ticaretini yaptığını vurguladı: “Kıyafet konusunda ben de onlarla aynı şekilde düşünüyorum. Biz arkadaşlara gömlek ve kravat verdiğimiz zaman beyaz gömlek giymeleri gerektiğini, fakat beyaz gömlekleri varsa bunları da giyebileceklerini söylüyoruz. Bunu ben birçok yerde ifade ettim. Büyük firmaların satmış olduğu gömleği, kravatı ve kıyafeti İstanbul’un en büyük perakendecisi aklınıza kim gelirse, satmıyordur. Yani bunu bir ticaret haline getirmeleri hoş bir şey değil. Gömleklerin üstüne, yakasına firmaların logolarını isimlerini koyuyorlar. Niye koyuyorsunuz onu, kim okuyor ya da görünce ne oluyor? Gömlekleri logosuz verin, 10 liraya aldıysanız da 20 liraya vermeyin” dedi. 

Karslıoğlu, plaka tahdidinin İstanbul’da doğru hayata geçirildiği takdirde korsan taşımacılık gibi birçok sorunu çözeceğine inandığını; plaka tahdidi gelir diye firma sahibi olarak endişesinin olmadığını söyledi: “Plaka tahdidinin artılarını düşünmek zorundayız. Senelerdir tahdide karşı olan firmalar da tahdit olmasını istiyor. Biz de olmasından yanayız. Bunun rant haline gelmemesi için altının doldurulması gerekli. Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Arkadaşlarım, fikirlerini sürekli beyan ediyorlar. Bunların hepsi derlenip toparlanıp son noktada gerekli mercilere ulaştırılacak. Tahdidin başarılı olduğu illere baktığımızda; Kocaeli bize yakın duruyor. İstanbul’da tahdidin başarılı olacağına inanıyorum. Sermayesi olup plaka tahdidinin geldiğini duyan, ben gideyim 100 tane araba alayım, plaka tahdidi geliyor gibi, bir düşünce içinde de olmasın. Bunun altı mutlaka doldurulacak. Tahdit gelir diye endişem yok. Sonuçta insanların hakkını, hukukunu verdiğiniz sürece, kişi bulmakta kişi çalıştırmakta çok zorlanacağınızı düşünmüyorum.”

Okul servis sürücülerine getirilen 26 yaş sınırı ve filoların yüzde 5’inin özmal olma şartı ile ilgili sorular yönelttiğim Karslıoğlu şunları söyledi: “Özmal sayısının artırılması ile her önüne gelen bu işi yapıyor şikayetinden kurtulacağız. Birçok firma çalıştırdıkları araçların yüzde 10’u kadar özmala sahip. Personel taşımacılığında özmal oranı şu an yüzde 5. Özmal oranının artırılması sektörde gerçek anlamda bu işi yapan, hakkını veren kişilerin işi yapabileceği anlamına da geliyor. Okul servis sürücülerine getirilen 26 yaş kararı ile ilgili itirazımızı yapacağız. Daha yeni meclisten 18 yaşını dolduran kişiler milletvekili olabilir kanunu çıktı. 18 yaşını dolduran bir kişi, milletvekili olabiliyorsa, kesinlikle ehliyeti alan kişinin de, yaş sınırı olmadan, bu hizmeti verebilmesi gerekiyor. Bu kararı çok yanlış buluyorum. Bu karar sektörde 8-10 bin kişinin işsiz kalması anlamına gelecek. Eylül ayında uygulamaya konacak bu kararın ertelenmesi için çalışıyoruz. Ertelenmemesi durumunda biz de firma olarak 6 sürücümüzü işte çıkarmak zorunda kalacağız. Biz şu algıdan çok rahatsızız. Her yaşanan olayda hemen personel ve öğrenci taşımacılığı yapılan firmalar öne çıkıyor. Hatlı minibüslerdeki, belediye otobüslerindeki, özel halk otobüslerindeki kıstaslar, sınırlamalar nedir?  Adam kahveden aldığı birini minibüsüne çıkarttırabiliyor. Servis yaptırıyor, buna hiçbir şey yok. Bu algının değişmesi lazım.” 

İSTAB’ın yaptığı birçok toplantıda, İstanbul trafiğini rahatlatacak kademeli saat talebinin dile getirildiğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bununla ilgili rapor sunulduğunu da dile getiren Karslıoğlu, “Bununla ilgili herhangi bir somut adım atılmadı. Bunu dönem dönem zümre toplantılarında dile getirerek taleplerimize karşılık bulmaya çalışıyoruz. Kademeli saatin faydalı olacağına inanıyorum. Kademeli saat olduğunda, trafikte yüzde 25-30 oranında bir araç azalması olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. ■

İSTAB SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETİYOR 

İstanbul Taşımacılar Birliği’nde, sektörün problemlerini çözmek için bir arada olduklarını dile getiren Karslıoğlu, “Sektörümüzün bağlantılı olduğu her yerde her dernekte yer almaya çalışıyoruz. TÜHİM’de imza yetkisi almak istiyoruz. Derneğimize bağlı firmaların taleplerini isteklerini nasıl gerçekleştirebiliriz. Bunlar üzerinde çalışıyoruz. Servis taşımacılığını kullanan firmalar da personel de sektöre çok düzgün bir gözle bakmıyor. Personel ve okul taşımacılığında gerçek anlamda düzgün hizmet vermenin tek hedef olduğunu söylüyoruz. Sektörü daha üst noktalara çıkarmak için yönetim olarak elimizden geleni yapıyoruz” dedi. 

Birkaç ay önce gündem olan ve hükümet tarafından yapılan ana arterlerde servis taşımacılığı kaldırılacak açıklaması ile ilgili Mustafa Bey’e görüşlerini sordum. Mustafa Bey, servis taşımacılığının kaldırılmasının aksine, daha da büyüyeceğini dile getirerek şunları söyledi: “Personel ve öğrenci taşımacılığının daha da büyüyeceğine inanıyorum. İstediğiniz kadar raylı sistem ağını artırın, bizim bugün personel servisinde 300 metre yürütemediğimiz personelimiz mevcut. Öğrenci servisi zaten kapıdan kapıya yapılan bir servis türü. Şehir sürekli büyüyor, kuzeye ve güneye birer milyon nüfuslu şehirler yapılacağından bahsediliyor. Üçüncü köprü yapılıyor, bunun bağlantıları olacak. Kanal İstanbul deniliyor, bunun bağlantıları olacak. Buralarda yerleşim yerleri olacak. Şehrin büyüme hızı, metronun yapılma hızının kat kat üstünde. Ben, sektörün biteceğini düşünmüyorum, aksine daha da büyüyecek.”