Tavan fiyat zorunluluk, sektörle birlikte hazırlanmalı
Tavan fiyat zorunluluk, sektörle birlikte hazırlanmalı
TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi Başkanı Mustafa Yıldırım, sektörün zor bir süreçten geçtiğini tavan fiyatın yayınlanmasının bir zorunluluk olduğunu belirterek, “ Ulaştırma Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Murat Baştör’ü ziyaretimizde birçok konuyu gündeme getirdik. Ancak acil çözümü gereken konu tavan fiyatın tekrar yayınlanması bir zorunluluk oldu. Burada en kritik nokta ise yeni tavan fiyatın sektörle birlikte istişare edilerek hazırlanması. Çünkü daha önce hazırlanan tavan fiyat listesinde km’ler konusunda yapılan yanlışlık sektörü de mağdur etti. Daha öncekiler mantıksız ve tutarsızdı. Yeni tavan fiyat kaçınılmaz. Mutlaka sektörle birlikte istişare edilerek hazırlanmalı. Ayrıca yüzde 50 kapasite zorunluluğu da devam ediyor. Köprü ve otoyollarda da otobüsçüye indirim talep ediyoruz” dedi.
6 maddelik rapor
Yaptıkları görüşmelerle ilgili Taşıma Dünyası’na açıklamalarda bulunan Başkan Mustafa Yıldırım, “Sektörün yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerimizi 6 başlık halinde bir rapor haline geatirdik. 1’inci bölüm COVİD-19 salgın sürecinde sektörün yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerimizi içeriyor. 2’inci bölüm usulsüz ve kayıtdışı taşımacılığın önlenmesini, 3’üncü bölüm taşımaların engellenmesi ve toplu ulaşım yasası ihtiyacı, 4’üncü bölüm Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin güncellenmesini, 5’inci bölüm planlama sorunlarını ve son olarak da yanlış konumlandırılan ve yanlış projelendirilen otogar projeleri oldu” dedi.
İŞTE RAPORUN TAM METNİ
TOBB Sektör Meclisi Başkanı Mustafa Yıldırım ve heyet tarafından Bakanlığa sunular raporun tam metni şu şekilde;
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve yönetmeği kapsamında, yolcu taşımacılığı yapan sektörümüzün, salgın öncesi, salgın süreci ve sonrasıyla ilgili sorunlarımız ve çözüm önerilerimiz aşağıda takdim edilmiştir.
Sorun : 1 COVID-19 SALGIN SÜRECİNDE YAŞANAN SORUNLAR
COVID-19 salgın önlemleri kapsamında, şehirlerarası dolaşımın 3 ay süreyle sadece zorunlu hallerde izne bağlı olarak yapılması iş hacmini % 98 oranında daraltmış, durma noktasına gelen sosyal ekonomik ve kültürel faaliyetler nedeniyle gurup ve arızi seferlerde tamamen durmuştur.
Aynı dönemde sosyal yaklaşma mesafesi uygulaması nedeniyle, kısıtlı kapasite ile çalışma zorunluluğu getirilmiş, buna karşılık artan maliyetlere rağmen taşımacılara hiçbir destek sağlanmamıştır.
1 Haziran 2020 tarihinde başlayan normalleşme sürecinde, sosyal yaklaşma mesafesi zorunluluğunun devam etmesi, salgın korkusu ve ekonomik nedenlerle ulaşım talebinin azalması, yolculuklarda otomobil kullanımının tercih edilmesi, uluslararası ve yurt içi turizm faaliyetlerindeki hareketsizlik sektörümüzü ekonomik darboğaza sürüklemiştir.
Salgının ilk döneminde ertelenen ve yapılandırılan borçlar (yatırım, krediler, tedarikçiler, vergiler), kısıtlı kapasite kullanımı, işsizlik ve artan maliyetler nedeniyle zararına yapılan seferler, önümüzdeki dönemde iflasları kaçınılmaz hale getirecektir.
Çözüm önerimiz :
A- Uçaklarda ve servis araçlarında uygulamayan sosyal yaklaşma mesafesi zorunluluğu ve tam kapasite ile çalışma imkanının aynı önlemler alınmak kaydıyla otobüslerdede serbest bırakılması,
B- Kısıtlı çalışma dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla, terminal kiraları, otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde % 50 indirim uygulanması,
C- MTV taksitlerinin alınmaması,
D- Vergi sigorta ve KGF kredi ödemelerinin faizsiz olarak uzun vadeye yayılması,
E- Tavan ücret uygulamasının tutarlı hale getirilerek güncellenmesi ve uygulamaya konması,
F- Kısa çalışma ödemesinin kısıtlı çalışma dönemi boyunca devam ettirilmesi.
Sorun 2 :USULSÜZ VE KAYITDIŞI TAŞIMACILIĞIN ÖNLENMESİ
Kanun ve yönetmelikler arasındaki çelişkiler, denetim ve yaptırımlardaki yetersizlikler nedeniyle, insan taşımacılığı her geçen gün kayıtdışına kayarak haksız rekabete neden olmaktadır.
İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizde kısa mesafelere belgesiz veya usulsüz taşımacılık hızla artmaktadır.
D2 yetki belgesi usulsüz kullanılarak Tekirdağ, Çorlu, Lüleburgaz, İzmit, Adapazarı gibi kısa mesafelere, İstanbuldan Bodruma ve birçok turizm merkezine bakanlık logosu kullanıp ilan verilerek, gurup taşımacılığı yapılmaktadır.
Çözüm Önerimiz :
A- UETDS sisteminin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından entegre edilerek eşzamanlı ve eşgüdümlü olarak kullanılması sağlanmalı, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve yönetmelik kapsamındaki taşımalar UETDS sistemi üzerinden denetlenmelidir.
B- Denetimcilere (Ulaştırma ve Altyapı, İçişleri ve Maliye) UETDS sistemi ve ulaştırma mevzuatı konusunda eğitim verilerek akıllı sistemlerle etkin denetim yapılmalı, kayıtdışı ve usulsüz taşımalara caydırıcı yaptırım uygulanmalıdır.
Sorun 3 : TAŞIMALARIN ENGELLENMESİ VE TOPLU ULAŞIM YASASI İHTİYACI
Karayolu yolcu taşımacılığını düzenleyen kanunlar arasındaki çelişkiler, uygulamada sorun yaratarak taşımacıların mağduriyetine neden olmaktadır.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı sorumluluğundaki 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında, D2 ve B2 belgesi olan araçlara, belediyeler tarafından yol belgesi verilmesi, taşımaları engellemekte ve 2918 sayılı kanunun ek 2 maddesi yanlış yorumlanarak denetimlerde ağır yaptırım uygulanmaktadır.
D2 ve B2 belgeli araçların yurtiçi turlarda her belediyeden ayrı ayrı yol belgesi alması uygulanabilir değildir.
Ayrıca belediyeler servis araçlarına yol belgesi vererek D2 belgesi olmayan araçlara, turizm ve gurup taşımacılığı yapılmasına müsaade ederek haksız rekabet ortamı yaratmaktadır.
Çözüm :
A- Bakanlık kapsama alanında D2 ve B2 belgesi ile yapılan taşımalar için, ayrıca belediyeler tarafından yol belgesi veya güzergah belgesi işlemi durdurularak, İçişleri Bakanlığı bu uygulamayı denetim kapsamından çıkarmalıdır.
B- İçişleri Bakanlığı tarafından 2918 sayılı kanunun ek 2 maddesi sadece belediyelerden belge alarak yapılan taşımaları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenerek yerel yönetimlere gönderilmelidir.
C- Belediye sınırları içindeki taşımaları düzenleyen “Toplu Ulaşım Yasası” hazırlanarak uygulamaya konmalı, bu yasa belediyelerin sorumluluk alanındaki taksi, dolmuş, minibüs, halk otobüsü ve belediye otobüslerinin çalışma esaslarını, hatlarını, güzergahlarını, ücretlerini, taşımacıların hak ve sorumluluklarını tanımlamalıdır.
D- Bakanlığın yetki ve sorumluluk alanında 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve yönetmeliği kapsamındaki yolcu taşımaları yerel yönetimlerin müdahale alanından çıkarılmalıdır.
Sorun 4 : KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİNİN GÜNCELLENMESİ
2003 Yılında yürürlüğe giren 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamındaki Karayolu Yolcu Taşımacılığı Yönetmeliğinde bu süre içinde birçok değişiklik yapılmıştır.
Yine bu süre içinde ulaşım sistemleri ve ulaşım talepleri birçok değişime uğramış, yönetmelik bu talepleri karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Çözüm :
A- Yönetmelik bugüne kadarki değişiklikleri ve zamanın ruhuna uygun talepleri karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
B- Yeni düzenleme sektör görüşü alınarak, ulaşımın önündeki engelleri kaldırmalı, akıllı sistemlerin daha etkin bir şekilde kullanımını sağlayarak bürokrasiyi azaltmalıdır.
C- Karayolu taşımacılığının güncel sorunlarını çözmek, düzenlemelerin katılımcı bir anlayışla yapılmasını sağlamak ve sektörün geleceğini belirlemek için bakanlıklar arası koordinasyonu sağlayacak “Ulaştırma Danışma Kurulu” kurulmalıdır.
Ulaştırma Danışma Kurulu
Ulaştırma ve altyapı Bakanlığı koordinatörlüğünde
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü,
İlgili Daire Başkanları,
İçişleri Bakanlığı,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı,
Belediyeler Birliği,
İlgili Üniversiteler ve
Mesleki Sivil Kuruluşların Temsilcilerinin katılımı ile kurulmalıdır.
Sorun 5 : PLANLAMA SORUNLARI
Hızla değişen ulaşım talepleri, planlamadan ve ulaştırma entegrasyonundan yoksun bir anlayışla sürdürülen ulaştırma politikaları, ulaşımında kaynak israfına neden olarak, hizmet kalitesi, kapasite kullanımını, verimliliği ve sürdürülebilirliği engellemektedir.
Çözüm :
A- Uluslararası, yurtiçi ve kent içi ulaşım sistemlerinin akıllı sistemlerle desteklenerek altyapı ve işletme entegrasyonunu sağlayacak “Ulaştırma Ana Planı” katılımcı bir anlayışla hazırlanmalıdır.
B- Bundan sonra yapılacak her ulaştırma yatırımı Ulaştırma Ana Planı dikkate alınarak yapılmalı ve planın tamamlayıcı parçası olmalıdır.
Sorun 6 : YANLIŞ KONUMLANDIRILAN VE YANLIŞ PROJELENDİRİLEN OTOGAR PROJELERİ
Yerel yönetimler tarafından yanlış konumlandırılıp, yanlış projelendirilen otogarlar sektörümüze ağır mali yükler getirerek, kent içi ve kentler arası entegrasyonu engellemektedir.
Çözüm :
A- Ulusal ulaşım sisteminin birer halkası ve ulaşım entegrasyonunun tamamlayıcısı olan Otogarların konumlandırılması, yapıldığı yerin iklimine ve sektörün ihtiyaçlarına göre projelendirilmesi için sektör görüşü ve Bakanlık onayının zorunlu hale getirilmelidir.
B- Otogar projelerinin konumlandırılma ve projelendirme süreçleriyle ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Belediyeler Birliği, İlgili Üniversiteler ve Mesleki Sivil Toplum Örgütlerinin katılımı ile bir çalıştay ve düzenleme yapılmalıdır.
Arz ederim.