Türkiye otomotiv pazarında 5 yılda %20’nin üzerinde büyüme bekleniyor
Ergün Kış, bağımsız bir bakış açısı ile Türkiye otomotiv sektörüne bakmak istediklerini belirterek, “Bu çalışma ile önümüzdeki 5 yılın Türkiye otomotiv pazarı için neler getireceğini ve yaratacağı fırsatları ortaya koymaya çalıştık” şeklinde ifade etti. Ergün Kış, geçtiğimiz 10 yılda Türkiye otomotiv sektörünün dikkat çekici bir büyüme sergilediğini söyleyerek, 2003 yılında Türkiye’de 1000 kişiye düşen araç sayısı 95 iken son 10 yılda bu değerin 151’e ulaştığına dikkat çekti. Ergün Kış, bu rakamın Avrupa’ya göre oldukça düşük değerde seyrettiği göz önünde bulundurulursa otomotiv pazarının önümüzdeki yıllarda daha da büyüme eğilimi içerisinde olacağını belirtmenin doğru olacağını ifade etti. Bununla birlikte Türkiye’de demografik yapının değiştiğine vurgu yapan Ergün Kış şunları söyledi: “İstatistiklere göre Türkiye’de 25 yaş altı nüfusun yüzde 43’lük bir dilimi kapsadığı düşünülürse, önümüzdeki 5 yıl içinde 6 milyon kişinin ekonominin içinde önemli rol alan 25 yaş üzeri gruba eklenmesi bekleniyor. Bu da Türkiye’nin Avrupa’nın en yüksek tüketim potansiyeline sahip ülkelerinden biri olabileceğinin göstergesi. Otomotiv Yöneticileri Araştırması’na göre, Türkiye’deki otomotiv sektöründe önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 20’nin üzerinde büyüme bekleniyor. 2011 yılında 910 bin olan pazar büyüklüğünün ise 1 milyon 100 binin üzerine çıkması tahmin ediliyor.”
Türkiye’de otomotiv satış vergilerinin yeniden düzenlenmesi gündemde olacak
Otomotiv sektörünün hem Türkiye’de hem küresel ölçekte önemli belirsizlikler ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Ergün Kış, KPMG Türkiye 2013 Otomotiv Yöneticileri Araştırması’nda önümüzdeki beş yıllık dönemde öncelikli olacak konular arasında otomotiv satış vergilerinin yeniden düzenlenmesinin başı çektiğini, Avrupa krizinin etkilerinin ve aşırı fiyat rekabetinin ise diğer öne çıkan konular olduğunu belirtti. Araştırmaya göre, otomotiv yöneticileri sektör üzerindeki ÖTV, KDV gibi vergi yüklerinin bir dengeye oturtulması ve hatta azaltılmasının, sektörün gelişimi için kritik olduğunu düşünüyor. OECD tarafından açıklanan 2012 tüketim vergi trendleri incelendiğinde Türkiye’nin Danimarka ve Finlandiya’dan sonra dünyada binek otomobil satış ve tescillerinde uygulanan en yüksek toplam vergi oranlarında üçüncü sırada yer aldığı görülüyor. Oysa Danimarka’da kişi başına milli gelir yaklaşık 60 bin ABD doları, Finlandiya’da yaklaşık 50 bin ABD doları iken, Türkiye’de 10 bin 444 ABD doları seviyesinde.
Araştırmada çıkan sonuca göre Türkiye’deki otomotiv yöneticileri, BRIC ülkeleri üreticilerinin Avrupa pazarına 6 yıl gibi kısa bir süre içinde gireceğini öngörüyor. Yöneticiler, bu ülkelerin Avrupa pazarına girerken üretim üssü olarak ise öncelikli olarak Doğu Avrupa ve yeni AB ülkelerini tercih edeceğini düşünüyor. Ergün Kış, Türkiye’nin daha önemli bir üretim üssü olabileceğinin uzun bir süredir gündem konusu olduğunu, KPMG’nin 2012 Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması’nda Türkiye’nin BRIC ülkelerinin Avrupa’ya giriş kapısı olabileceği beklentisinin ortaya çıkması nedeniyle Türkiye’deki otomotiv yöneticilerinin bu konuya nasıl baktıklarını öğrenmek istediklerini söyledi. Ergün Kış, sonuçlara bakıldığında ilginç bir şekilde, katılımcıların değerlendirmelerinde Türkiye’yi ikinci sıraya yerleştirdiğini gördüklerini ifade etti. Türkiye’nin otomotiv sektörüne yönelik yatırım çekmeyi hedeflediğini belirten Ergün Kış, bu yıl açıklanan KPMG’nin 2013 Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması’nda ise BRIC ülkelerinin üreticileri için dünyada en çok büyüme potansiyeline sahip ikinci bölgenin Güneydoğu Asya’dan sonra Doğu Avrupa ülkeleri olduğuna dikkat çekti. Ergün Kış, Türkiye’nin kendi büyüme potansiyelini de mümkün mertebe kullanması gerektiğini söyleyerek, Türkiye’de iç pazarın canlandırılması isteniyorsa vergi yüklerinin hafifletilebileceğini ifade etti. 15 Şubat 2013’te yürürlüğe giren yeni teşvik kanunu ile yatırımcılar için eyleme geçildiğini belirten Kış, sektör açısından oldukça olumlu değerlendirdikleri bu kanunun Türkiye otomotiv sektörü için yeni bir döneme işaret ettiğini açıkladı.
Yeni teşvik kanunu Türkiye otomotiv sektörüne yapılacak yatırımları destekleyecek
Araştırmaya göre Türkiye otomotiv sektörü önümüzdeki 5 yıllık süre içinde yeni bir üreticinin Türkiye’ye yatırım yapmasını bekliyor. Ergün Kış, Türkiye’deki yöneticiler tarafından bu yatırımın Avrupa’dan beklendiğini açıklayarak, KPMG Türkiye olarak da Türkiye’de beklenen kapasite artışının daha çok Avrupa ve iç pazara yönelik olacağını ama uzun vadede Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun da potansiyel olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Araştırmaya katılanların bugüne kadar teşvik yasasının otomotiv sektörü için yetersiz olduğunu düşündüğünü belirten Kış, son yapılan değişikliklerle birlikte önemli gelişmeler beklendiğini açıkladı. Önümüzdeki dönemde bu nedenle Türkiye’ye yatırımların artacağını, yeni teşvik kanunu ile birlikte yatırımların yönünün Türkiye’ye dönüş yapabileceğini belirten Kış şunları söyledi: “Türkiye’deki kapasite artışının ılımlı olması bekleniyor. Yeni teşvik kanunu ile bu resim değişebilir. Son 5 yılda otomotiv yan sanayisinde 15 tane satın alma yaşadık. Bunun 8 tanesinin 2012’de gerçekleşmiş olması dikkat çekici.”
Türkiye’nin güçlü otomotiv yan sanayisi Rusya’ya odaklanıyor
Araştırmaya göre, Türkiye otomotiv yöneticileri yan sanayi için, işbirliğinde en önemli bölgenin Rusya olacağını öngörüyor. Otomotiv dünyasının Çin’i konuştuğu ortamda yöneticilerin Rusya’yı ilk sırada göstermelerinin ardında Türkiye ile Rusya’nın arasındaki potansiyelin olduğunu belirten Kış sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmaya katılan yöneticiler için Doğu Avrupa ülkelerinin ikinci sırada gelmesini de Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve önemini artırma hedefinin bir göstergesi olarak açıklayabiliriz. Rusya’da otomotiv sektörü ülkenin en hızlı gelişen sektörlerinden biri konumunda. Araç satışları açısından önümüzdeki birkaç yıl içinde Rusya’nın Avrupa’nın en büyük pazarı olan Almanya’yı da geride bırakarak en büyük otomotiv pazarı haline gelmesi bekleniyor. Rusya’da yerli otomotiv tedarikçileri en son teknoloji ve güvenilirlik konusunda geri kalmış durumdaydı. Buna ek olarak, küresel tedarikçilerin Rusya pazarındaki varlıkları daha zayıftı. Bu yüzden, Rusya’da sayısı artan ve üretimlerini geliştiren imalatçılar ile birlikte son zamanlarda Rusya pazarına birçok üretici girdi. Son birkaç yıl içerisinde, küresel anlamda ilk 50 tedarikçinin Rusya pazarındaki varlığı yaklaşık %40’tan %60’a çıktı. Bu gelişmenin üretim kapasitesindeki artışla paralel olarak seyretmesi bekleniyor. Rusya otomotiv pazarı, Türkiye otomotiv yan sanayisi için zengin bir fırsat çeşitliliği sunuyor.”