Bugünlerde bir kesimi rahatsız eden bir durum, diğer tarafı nasıl da mutlu ediyor. İnsanlar yada kurumların kendi menfaatleri için bu denli ayrışmasını anlamak ve şaşırmamak mümkün değil...
Şaşırıyoruz, ama aslında üzülmemiz gereken bu gidişin sonuçları vahim olacak. Bireysel düşündükçe, dayanışma ve birlik duygumuz hızlıca yok oluyor. İstikbalimiz yanı sıra istiklalimiz de etkileniyor. Madem herşeyi çocuklarımız için yapıyoruz biraz da geleceğe onlar için güzel şeyler bırakmayı deneyelim. Bırakmayı düşündüğümüz mal ve mülkün, huzuru kalmayan toplumda onlara fayda getirmeyeceğini anlamamız gerekiyor.
Kendin için istediğini, bir başkası içinde istemedikçe gerçek manada insan olamazsınız..
İnsanların kendi menfaatleri doğrultusunda hak ve adaletten bu denli sapmasının sonuçlarının tüm toplumu kokuşmuş hale getirdiği, bariz şekilde ortadadır.
Bunu çok iyi anlatan bir hikaye var. Pek çoğumuz “Her koyun kendi bacağından asılır” sözünü biliriz ama hikayesini bilmeyenler olabilir.
Behlül Dana, Abbasi halifesi Harun Reşit zamanında yaşamış sufi bir derviştir. Kimliği hakkında pek bilgi yoktur. Harun Reşid'in kardeşi olduğu iddiları da vardır.
Hakkındaki menkıbelere göre mezarlarda ve harabelerde dolaşır, yalnızlığı sever, zaman zaman çocukların maskarası olur, onlar tarafından taşlanır, ama o bunları hep hoş karşılardı. Behlûl’e atfedilen fıkra ve hikâyeler hem güldürücü hem düşündürücüdür.
Behlül Dânâ, halka doğru yolu göstermek için söylediği sözlerden rahatsız olanlar, birgün Hârûn Reşîd’e gidip; “Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın. Sonra her koyun kendi bacağından asılır” gibi sözlerle şikâyet ettiler…
* * *
Bunun üzerine Hârûn Reşîd, Behlül Dânâ’yı çağırtıp, halkın isteğini bildirdi. Behlül Dânâ hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti. Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin köşe başlarına astı… Aradan günler geçtikçe, asılan hayvanlar kokuyordu. Kokudan rahatsız olan aynı kişiler Hârûn Reşîd’e gidip, durumu anlattılar. Behlül Dânâ’yı çağırtıp, sorduğunda;
“Bir kötünün herkese zararı olduğunu herhalde anladılar. Ben bir şey yapmadım, her koyunun kendi bacağından asıldığını onlara gösterdim” diye cevap verdi…
* * *
Şimdilerde toplumumuzda bu durumun tam da benzeri yaşanıyor. İnsanlar yaptıkları uygunsuzluklara karışılmamasını istiyor ama başkaları tarafından yapılmış uygunsuzlarda da etkilendikleri için şikayetçi oluyorlar.
Haksızlık yapanlar haksız kazanç elde edenler bunu kendileri için hak görürken bir başkası için farklı düşünüyor. Sonuç olarak toplumun tamamını etkileyen siyaset, adalet ve ticaertte bu kokuşmuşluk hızlı şeklde yayılıyor. Rahatsızlık had safhalara ulaşıyor.
Bunların dışında spora bile bulaşan bir deformasyon söz konusu hale geldi. Bu gidişin aklı selim insanlarca önüne geçilemediği taktirde...
Hepimiz Behlül olacağız gibi görünüyor... ■