Biz, Taşıma Dünyası olarak ülkenin tümündeki taşımacılık faaliyetleriyle ilgiliyiz. İstanbul’da olduğumuz için kendimizi İstanbul gazetesi olarak görmüyoruz, ancak İstanbul çeşitli özellikleriyle çok büyük önem taşıyor. Burada olanlar, çoğu zaman ülkenin başka yerlerini de ilgilendiriyor. İşte, bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararlarını da elimizden geldiğince takip ediyoruz. Bu yazıda buna ilişkin ilgimi çeken bazı hususları belirteceğim.
Taşıma yetki belgeleri
Belediyelerin özellikle de büyükşehir belediyelerinin kendi mevzuatından kaynaklanan, yolcu taşımacılığına ilişkin önemli hakları var. Bunların başında da belediye alanındaki yolcu taşımacılarına yetki belgesi verilmesi geliyor. Tabii, bu belgelerden de bir ücret alınıyor. Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce hazırlanıp Belediye Meclisi’nce onaylanan 2017 ücret tarifesi elime geçti. Bazıları 2016’ya göre biraz arttırılmış, bazıları aynı bırakılmış. Gelişmelere göre yeni oluşturulan ve ilk kez ücrete bağlanan belgeler de var. Fayton ruhsatının da yer aldığı ilginç listede yeni eklenen bir belge de kamyonet yetki belgesi. Benim bildiğim kamyonet, trafikte yük taşıma aracıdır, yolcu değil. Öyleyse belediyeyle ne alakası var? Yük taşıması belediye alanı dahil, tümüyle UDH Bakanlığı yetkisinde değil mi? Otomobil gibi yolcu amaçlı kullanılanlar ticari olmadıkları sürece belgeden muaf. O zaman bu belgenin anlamı ne?
Otogar ücret tarifesi
Bir ücret tarifesi daha var ki, bunda bazı kullanıcıların ödeyecekleri durak, park gibi yer ücretleri, hatta pazar tezgahı yer ücretleri bulunuyor. Bunun için de terminal ücretleri de yer alıyor. Terminali kullanacak vasıtalardan büyüklüklerine yani koltuk sayılarına göre kalkış veya transit geçiş yapılmasına ilişkin ödeyecekleri ücretler var. Kalkış yapacak en büyük otobüsün ödeyeceği giriş çıkış ücreti 2016’da 75 TL imiş, 2017 için de aynı rakam uygulanacakmış. Bunun Karayolları Müdürlüğünün belirlediği tarifeden alındığı ve bunun uygulandığı belirtiliyor. Birincisi; Karayolları Müdürlüğü denilen makam neresi? İkincisi; onun bu tarifesi nerede bulunuyor? Üçüncüsü ise belediye tarafından kabul edilen bu tarifeye uyulup uyulmadığı önemli ve anlamlı mı? Eğer öyleyse, bunun takibi ve aykırılıkların önlenmesi gerekmez mi? Değilse bunu niye karara bağlayıp tarifenize koydunuz?
Ataşehir Otogarı
Otogar planlama ve yapımına ilişkin UKOME kararları ve belediye uygulamaları gazetemizde hep yer alır. Bunlardan biri de Ataşehir Otogarıdır. 27 Haziran tarihli 238’inci sayımızda “Ataşehir Cep Otogarı ihalesi yapıldı” başlıklı bir haberimiz var. Bunu tabii ki bir kaynaktan aldık. Derken, bazıları bu otogardan vazgeçildiğini belirterek alternatifleri konuşmaya başladılar. Elimdeki 16 Aralık 2016 tarihli İBB Meclisi Ulaşım ve Trafik Komisyonu – İmar ve Bayındırlık Komisyonu müşterek raporunda bazı imar planı değişikliklerinin onaylandığı belirtiliyor. Bunda Ataşehir Otogarını da ilgilendiren hususlar var. Bana göre, bunda bazı iyileştirmeler yapılıyor. Öyleyse durum ne? Ataşehir Otogarı iptal edildi mi, yoksa buna ilişkin çabalar sürüyor mu?
Otogar yeri
İstanbul’da mevcut otogarların kullanımının sürüp sürmemesinde en önemli kriter, bunların uygunluklarıdır. Bu düşünce Bayrampaşa, Alibeyköy ve Harem dahil tüm otogarlar için geçerlidir. Uygunluk değerlendirmesinde önemli kriterlerden biri bulunduğu yerdir. Çok öncelerde yeri nedeniyle uygun olan Harem Otogarı, bugün uygunluğunu kaybetmiştir. Yakın zamana kadar yerleri uygun olan Bayrampaşa ve Alibeyköy otogarları yer açısından bugün sorunlu hale gelmiştir. Bunun nedeni, onları uygun yapan TEM yolunun ve FSM Köprüsünün kullanımının kısıtlanmasıdır. Mevcut ve öneri yeni otogarlar açısından köprü ve güzergah kullanımları önemlidir. Bu kapsamda YSS Köprüsüne yönelik Kuzey Marmara Otoyolu tamamlandığında otobüsler hangi güzergahı kullanacaklar? FSM yerine YSS Köprüsü zorlamasından sonra bir de TEM yerine yeni otoyolun kullanım zorunluluğu getirilecek mi? Bu sorunun cevabı önemli olup bu cevap bulunmadan doğru otogar yerini belirlemek zordur.
Cep otogarı
Yukarıda adı geçen raporda söz konusu edilen otogardan Ataşehir Cep Otogarı diye söz ediliyor. Bizim gazete haberimizi görmesek bile resmi evrakta cep otogarı deniyor. Öyleyse cep otogarı diye bir otogar türünün olması gerekiyor. Peki, cep otogarı nedir, nasıl bir otogardır? Daha önce de yazdığım gibi cep telefonundan hareketle bu otogara cebe girecek otogar diyebilecek miyiz? Değilse nedir? Temel soru da şu: Bu otogar veya terminalden otobüsler seferlerinde kalkış veya varış yapabilecekler mi? Bir başka soru ise Alibeyköy’deki otogara benzeyip benzemeyeceğidir. Eğer benzeyecekse cebi-mebi yok bu, basbayağı otogar veya terminaldir. Cep otogarı diyerek bunu küçümsemek, hatta anlaşılırlığını zorlaştırmak yanlıştır. Üstelik tanımı bulunmayan bir kavramı kullanmak kabul edilebilir değildir. Özellikle de resmi evraklarda.
Halk otobüsü tanımı…
Bir şeyin tanımının ne olduğu, tanım ile neyin amaçlandığı gibi hususları daha önce konu ettim. Bu arada doğru tanım önemli olmakla birlikte tanım ile sorun çözülemeyeceğini ve hak kazanılamayacağını belirttim. Buna karşın hâlâ yanlış öneriler yapılıyor. TOBB Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisince hazırlanıp sunulan Sektör Sorun Raporunda yine halk otobüsü tanımının bulunmaması sorun olarak yer aldı. İşte size bir tanım örneği: Belediye otobüs hatlarında yolcu taşımacılığı yapan özel mülkiyetli otobüs. Böyle bir tanım ile ne çözüldü? Başka türlü bir tanım yapılsa bile çözüm getirir mi? Hayır! Eğer halk otobüsleri mevzuatla birtakım haklar talep ediyorlarsa bu, halk otobüsü tanımının o mevzuata girmesiyle sağlanamaz. Onun metin kısımlarında bu hakların verilmesi, varsa olası yanlışların düzeltilip doğrularının konması ile olur. Bu, her mevzuat için böyledir. Bu arada, mevzuatın tanımlar kısmına yanlış anlamaları önlemek için bir de tanım konabilir. Nasıl olduğu önemli olsa da bu tanım sorunu çözmez. Hani meşhur bir laf vardır: Zarfa değil mazrufa bak. Anlamayanlar için söyleyelim ki zarfın kapağına değil içindeki yazıya bakın.
Barış içinde; sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yıl dileklerimle… ■