Ramazan Bayramı’nın 9 günlük tatile çıkması ile birlikte yoğun bir hareketliliği yaşadık. Sektör mensuplarının yolcu talebinden yüzü güldü ancak onları mutsuz eden bir nokta var ki artık bu kaçınılmaz bir sona doğru gidildiğini bize gösterdi. Ramazan Bayramı sürecinde bütün sektör ve bütün ülke gördü ki, İstanbul Otogarı ihtiyaçlara cevap veremiyor. Bunu daha önce de birçok kez yazılarımda dile getirdim.
Otogarın ahı gitmiş, vahı kalmış
İstanbul Otogarı’nın yerinde kalması ve rehabilite edilerek hizmete devam etmesi yönünde talepleri de okuyorum, dinliyorum. Ancak medyada bayram sürecinde çıkan haberlerde de gördük ki, otogar artık işlevini yitirmiş, ahı gitmiş, vahı kalmış. Ben insanların, şoförlerin yetersiz otogar yüzünden çile çekmesine gönlüm razı olmuyor. Ellerinde bavullarla otogarda yürüyen yolcu görüntüsü gerçekten beni çok üzüyor.
Gerçeklerden kaçamazsınız
Şunu artık çok iyi biliyoruz ki; 1994 yılında hizmete giren otogar bugünün ihtiyaçlarına cevap veremez hale geldi. Otogarın artık bu yükü taşıyamadığını sağır sultan bile duymuş durumda. O yıllarda İstanbul’un nüfusu 7 milyon civarında iken bugün nüfusun 17-18 milyona ulaştığı ifade ediliyor. Bu rakam bile bize gerçeklerden kaçamayacağımızı gösteriyor. 22 yıl önce cep telefonları takoz şeklinde yeni yeni çıkmaya başlıyordu. Bugün akıllı telefonlar herkesin elinde. Bugün yollarda lüks otomobilleri görüyorsunuz ama 22 yıl önce Murat otomobillerden Şahin ve Doğan’a yeni yeni geçilmiş ve zamanın en iyi arabası olarak onlar gösteriliyordu. 403 otobüsler yeni çıkmaya başlamıştı. Araçlar bugün ki teknolojik özellikleri ile geçmişle karşılaştırılmayacak kadar farklı.
Otogara benzemiyor
Şunu bende sektör mensuplarımızda çok iyi biliyor; İstanbul Otogarı otogar haricinde her şeye benziyor ama otogara benzemiyor. Ben daha önce de söyledim; Bursa Otogarı’na bakın, Ankara Otogarı’na bakın, İzmir Otogarı’na bakın, Afyon Otogarı’na bir bakın, İstanbul Otogarı’na ‘otogar’ demek mümkün değil.
Örnek otogarların sayısı artabilir
Afyon Otogarı’na yönelik Taşıma Dünyası’nda çok güzel bir manşet haber vardı. Çok okunduğunu tahmin ediyorum ama okumayanlar varsa internetten bulup mutlaka okusunlar. Afyon Otogarı işleten AFTAŞ A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Altınkaya’nın bir sözünü çok takıldım. Sayın Altınkaya diyor ki, “Otogarımız adeta bir yaşam merkezi işlevi görüyor. Şu anda Afyon’da,‘iyi bir yemek yiyelim, iyi bir lokum alalım’ diye soranlara ‘otogara git’ diyorlar. Bu, iyi bir referans, öyle değil mi? Siz insanlara iyi bir hizmet sunarsanız, o muhakkak takdir ediliyor. Dolayısıyla işimiz kolaylaşıyor. Belediyeye sık sık teşekkür gidiyor. Onlar da bize teşekkür ediyorlar. Belediye Başkanı her ay, ‘Bu ay gene çok teşekkürümüz var otogarla ilgili’ diyor. Onu da yapmaya çalışıyoruz” Ne güzel değil mi, biz otogarlarımızın bir yaşam merkezi olmasını istiyoruz. Bunun için otobüsçü birlikte hareket etmeli. Örnek otogar sayısı neden artmasın ki?
Bu ısrar niye
Ben bile 22 yıl zarfında 4 kere ev değiştirdim. İnsanlar eski kaldı bu ev yenisini talep ediyor. Artık evler bile teknolojik olarak değişti. Bir sürü neden var artık İstanbul Otogarı’nın artık işlevini bitirdiğine yönelik görüşlerini söyleyebilmemizi için. İstanbul Otogarı’na yönelik ısrarı anlamakta zorlanıyorum. Bütün bu yetersizlikleri görüp ısrar etmekte ben art niyet görüyorum artık. Büyük çıkar ve menfaatler için bu talepler ısrarla dile getiriliyor. Biz yeni yapılacak otogara da otobüsçüler ortak olabilir, bunun için görüşmeler yapılabilir.
Rehabilite mümkün değil
Ben otogarın rehabilite edilerek işlevini sürdürebileceğine yönelik görüşlere de katılmıyorum. Otogar fiziki yapısıyla rehabilite edilecek bir yapıda değil. Raylı sistem bağlantılarına yönelik görüşlerde anlamsız.
Raylı sistem çok kısa sürede yapılır
Artık raylı sistem ağı çok hızla büyüyor. Yeni otogar inşaatı başladığında raylı sistem ağı da tamamlanır. Osman Gazi Köprüsü’nü çok kısa sürede yapan, Marmaray’ı yaparak boğazın altından tren geçirenler, üçüncü köprüyü yapanlar, 3’üncü havalimanını yapanlar oraya da bu hükümet için belediye için raylı sistemi yapmak sorun değil. Ben yeni otogarın temelinin atıldığı anda raylı sistemin de startının verileceğine inanıyorum. Artık kimse kurnazlık yaparak menfaatlerini devam ettirmeye yönelmesinler. Artık bahane üretmesinler.
Alibeyköy Terminali pırıl pırıl
Bayram tatili süreci içinde İSPARK’ın işlettiği Alibeyköy Terminali’ni görme imkanım oldu. Pırıl pırıl bir terminal. Yolcular ve yazıhanecilerin mutluluğunu da gördüm. İSPARK yönetimini tebrik ediyorum ama küçük bir gözlemim var. Havalimanı andıran o büyük ekranda otobüslerin kalkış saatlerini görebiliyorduk, ben ziyaretimde ekranın çalışmadığını gördüm bu bir eksiklik. Ekran çalışmazken, terminal içinde otobüslerin yanaştığına yönelik bir genel anonsun da yapıldığını duymadım. Bunlar çok küçük eksiklikler ve İSPARK yönetiminin bunu da halledebileceğine inanıyorum.
Sektör mutlu olmak istiyor
Yolcularımızda artık sektör mensuplarımızda kendilerinin de içinde olmaktan mutluluk duyacağı yeni bir otogara çok acil ihtiyaç duyuluyor. Ben bir önceki köşemdeki başlığı tekrar yazarak yazımı bitiriyorum; “Otogarı yaşat ki, otobüsçü yaşasın” ■