Uzun süreden beri ayrı kaldığım camiadan arkadaşlarımla güzel bir tesadüf sonucu geçen cuma sabahı bir araya geldik. Mercedes-Benz Türk Otobüs Satış Müdürleri toplantısı İzmir’de gerçekleşti. Rutin toplantı ve sonrasındaki sosyal etkinlikler sonrası otelden ayrılmadan önce kadim dostumu görmek ve biraz hasbihal yapmak için ziyaretlerine gittim.
*
O günden bu güne kadro oldukça değişmişti. Değişmeyen satışın itici gücü olan, dinamosu olan birkaç tanıdık sima kalmıştı. Sıcak karşılama ve sohbetten sonra, ortak payda sektör ve marka hakkında bilgi alışverişi ve eski günleri yad etmek onları bilmem ama bana iyi geldi.
*
Hobi, rutin yapılan işin dışındaki uğraşlar ile kendini oyalamak anlamına gelse de, bir kez daha anladım ki ne kadar süre geçerse geçsin ne kadar uzak kalırsak kalalım otobüs ile ilgili her şey bizim vazgeçemediğimiz hobimiz.
*
Normal hayatınızı yaşarken, hala geçen otobüslere bakıp model ve hatta kime ait olduğunu keşfetme gayretiniz varsa, hele hele içerisindeki yolcu adedini saymaya çalışıyorsanız otobüs ile ilgili hobiniz hatta bağımlılığınız bitmemiş demektir.
*
“Hafıza-ı beşer nisyanla maluldür” der eskiler, Kesinlikle doğru. İnsan hafızası üzerinden süre geçtikçe bazı şeyleri unutmak gibi bir özelliğe sahiptir. Olması gereken de yaratıcının verdiği, insan hafızasının çöp ev gibi olmasını önlemek için koyduğu bir özelliktir. Bu husus üzerine daha önce de yaptığım tespit, unutulan şeyin kesinlikle gereksiz, sıkıntı veren anların hafızadan silinmesi yönündedir.
*
Rakamlar, istatistikler, günlük sıkıntılar ve keyifsiz olayların pek çoğu zaman içerisinde beynimizden uçar gider. Buna karşılık keyif veren anlar, olaylar, başarılar, insanlar ilk günkü tazeliği ile yerini hep muhafaza eder. Bu tarz olayları yaşadığınız insanlar sadece beyninizde, hafızanızda yer almaz; aynı şekilde gönlünüzde de önemli bir yer tutar. Bu ilişkiler asla tek taraflı değildir. Bütün taraflar aynı hazzı ve keyfi aldığı için misliyle hissedilir.
*
Cuma sabahı işte bu hazzı yaşadığım anlarım oldu. Sevdiğim dostlarımı görmek, sarılmak ve eskileri yad etmek keyfime keyif kattı. Sohbet esnasında, beklemediğim insanlardan yazılarımı takip ettiklerinin ifade edilmesi ve hatta güncel meşgalelerin dışında insana ve hayata dair konuları yararlı ve tutarlı bulmalarını kendi adıma kazanç hanesine yazdım. Demek ki, yazılanlar bir şekilde muhatap bulabiliyormuş. Bizlerin suya yazmadığını görmek, yazmak için harcanan, zaman ve emeğin tam karşılığıydı.
*
Keyifle yapılan her iş, sonunda karşılığını bulur. Er yada geç, beklenti içerisinde olmadan yapılan her iyiliğin karşılığı bulduğu gibi. Beklemediğiniz bir insandan, beklemediğiniz bir anda, beklemediğiniz bir karşılık gelince nasıl tarifsiz mutlu olunuyorsa, benzer hissi o sabah bir söz bana yaşattı.
*
Herkesin ortak fikri, İzmir hakkındaydı. Güzel bir havada, açık alanda yapılan sohbetimizde İzmir’in ne farklı bir yer olduğu konusunda hepimiz hemfikirdik. Bir kez daha, her gün hissettiğim bu güzelliğin, sevdiğim dostlar tarafından da teyit edilmesi bir başka mutluluk kaynağımdı.
*
Tevazu göstermeyeceğim konulardan biridir bu şehir. “Havasına, suyuna, taşına, toprağına, bin can feda ben yurduma” dizelerinde olduğu gibi, her bir metrekaresi güzel yurdumun en istisna yerlerinden biridir İzmir. Bizde bu sohbeti İzmir’in en istisna yeri olan düşmanın denize döküldüğü yerde bulunan ve temsili olarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” temasını canlandıran Atatürk heykelinin bulunduğu, Cumhuriyet Meydanı’nın hemen arkasında yaptık.
*
İyi ki İzmir’liyim.
İyi ki İzmir’deyim.
İyi ki söz konusu toplantı İzmir’de yapıldı ve ben gönül dostlarımla bir araya geldim. ■