Dünya bir kazan gibi kaynıyor. Bir tarafta yaşanan bir olayın etkisi bütün dünyayı dolaşıyor. Kelebek etkisi denilen bu durum, bizde çok daha büyük sorun doğuruyor. Dünyanın öbür ucunda kelebeğin çırptığı kanadın oluşturduğu rüzgar, mesafe arttıkça fırtınaya dönüşüyor. Zor bir durum tabii. Olan da bizim gibi hizmet sektörüne oluyor.
İsrail’in, Filistinlileri küçük büyük demeden öldürmesi sadece bir savaş sayılamaz. İnsanlık düşmanlığıdır. Kınanması, lanetlenmesi gerekir. Amerika’nın yaptığı da farklı bir şey değil, sivil insanların öldürülmesine çanak tutuyor. Haklı olarak tepki göstermek gerekir. Gösterilecek her tepki orada hayat kavgası veren insanların yanında olmak demektir. Türkiye de bunu yapıyor, iktidarıyla muhalefetiyle…
Ancak bu olaylar olurken, bir yandan da seçim sürecini yaşayan Türkiye’de hem ekonomi güç durumda hem de döviz aldı başını gidiyor. Karayolu taşımacılığı sektöründe yolcu taşıma hizmeti veren otobüsçülerin derdi de tüm bunlarla doğru orantılı artıyor. Otobüs alıyoruz, dövizle… Köprü ve otoyollardan geçiyoruz dövizle… Tadilat ve tamirat da dövizle… Araçlarımızın kullandığı yakıt da dövize bağlı. İthal edildiği için dövizdeki en küçük hareket bize fırtına olarak yansıyor. Bir diğer kelebek etkisi de bu. Biz TL ile satıyoruz yolcu biletini… Kredi kartıyla alınmışsa, bir ay kadar da banka tutuyor, dolayısıyla iyiden iyiye eriyor kazancımız. Kaldı ki, zaten çok ucuza taşıyoruz. İsteyen, istediği ülke taşımacılığıyla karşılaştırabilir. Avrupa’da tren bile otobüslerimizden daha pahalıya taşıyor. Ki, demiryolu taşımacılığı görece ucuz olması gerekir.
Peki, ne yapacağız da kurtulacağız bu pahalılıktan? Çözümü kendisinde görmeyen başarısızdır. Biz, sektör olarak öncelikle hizmet kalitemize göre bilet fiyatı belirlemeliyiz. İkramları, şehiriçi servisleri kaldırmalı veya ortaklaştırarak en aza indirmeliyiz. Sonra da kendi gücümüze inanmalı, bizden oy isteyen siyasilerden taleplerimize ne cevap vereceğini öğrenmeliyiz. Öyle ki, onlardan gelenleri sektör ve kamuoyuyla paylaşmalıyız. İş başına geldiklerinde verdikleri sözleri tutmalarını isteyebilelim.
2 Haziran’da yapılacak olan lise sınavlarıyla sezon açılmış olacak. Bir ay kadar sonra seçimler ve üniversite sınavları var. Yüksek sezon o sınavdan sonra başlayacak. Seçime kadar siyasilerden ne vaat alabilirsek o kârdır.
Ramazanı şerif hepimize hayırlı olsun. ■