7 Nisan’da Ulusal Strateji Belgesi ile ilgili olarak Ulaştırma Bakanlığı’nda Nurhan Tüfekçioğlu’nun koordinasyonunda bir toplantı yapılmıştı. Bunu, köşemizde değerlendirmiştik. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Busworld fuarında yaptığı değerlendirmelere katılıyorum. Ekonomi Bakanlığı; yolcu taşımacılığı sektörünü stratejik sektör olarak kabul ediyor, ama Hükümet ve Ulaştırma Bakanlığı belgelerinde yolcu taşımacılığında karayolu payının hala yüksek olmasını olumsuz bir faktör olarak değerlendiriyor. Türkiye’de karayolu payının yüksek olması olumsuz bir faktör değildir. Benzemeye çalıştığımız ABD’de bile karayolu payı, yüzde 86’nın üzerindedir. Avrupa ülkelerinde de karayolu payı yüzde 80’lerin altında değil. Buna rağmen oralarda özel otomobil taşımacılığı fazla.
Türkiye’de karayolu sadece yük taşımacılığında değil, yolcu taşımacılığında da önemli bir paya sahip. Başka ülkelerde toplu taşımacılık, bireysel taşımacılığa karşı devlet desteği görmüşken, bizde -karayolu yolcu taşımacılığında- bırakın desteği, hala birtakım stratejik belgelerde karayolunun yüksek oluşu olumsuz unsur olarak görülüyor. Biz kara, deniz, hava ve demiryolunun hep birlikte yükseltilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Otobüsçülere yakıt satıyor
Ulaştırma Bakanlığımız, yat sahiplerine ÖTV’siz akaryakıt verirken, amacı balığı ucuzlatmaktı. Yat sahipleri aldıkları o yakıtı otogar civarında otobüsçüye satıyorlar. Eskiden yatçılar birkaç kilo fazla balık tutmak için hırs yaparlardı. Şimdi balık niye tutsun, ÖTV’siz akaryakıtı ÖTV’li diye bize satmak varken? Balık da pahalandı üstelik. Ekonomi Bakanlığı yolcu taşımacılığını stratejik sektör olarak kabul ediyor, ama devletin kurumları arasında bu konuda uyum yok. Bizi en çok desteklemesi gereken, Ulaştırma Bakanlığı, hala tereddüt içinde. Karayolu yolcu taşımacılığı payının yüksek oluşu olumlu mu olumsuz mu hala tartışılıyor. Oysa en çok övüneceğimiz konu budur. Burada eksik olan devletin karayolu yolcu taşımacılığını, toplu taşımacılığı desteklememesidir. Bireysel araçlara karşı toplu taşıma kullanımını devletin desteklemesi lazım.
Hisarcıklıoğlu, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisi’nin sektörün nabzını tuttuğunu söylüyor. Zaten Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi niye kuruldu? Biz dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı 2011’deki genel kurulumuza ağırlarken kendisinden şu talepte bulunduk. Biz artık dernekler kanunu kapsamına sığmıyoruz. Otobüsçülerin dernekleri, federasyonları, kapsama sığmıyoruz. Biz gücünü kanundan alan, mesleğe giriş-çıkışta etkin olan, Ulaştırma Bakanlığı ile sektörü disipline eden, mesleki saygınlık ve yeterlilik konularında kontrol ve denetimi sağlayabilen, Bakanlığının bir kısım görevlerini de üstlenen bir kurum haline gelmek istiyoruz dedik. Bakanlık da bunu uygun gördü, ancak TOBB, Türkiye’deki yetki kullanan sivil toplum örgütlerinin kendi bünyesinde oluşturdukları sektör meclisleriyle birlikte oluşması gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu’nun bize dediği şu: Kanunla kurulmuş meslek birliği, hangi görevi üstlenecekse, yolcu taşımacılığı meclisi de o görevi üstlensin. Biz o zamana kadar Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi içinde, kamyoncu arkadaşların arasında kaybolmuştuk. Size, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisini verelim, başına da Türkiye’yi getirelim, karayolu yolcu taşımacılığı bütün unsurları olsun. Bu meclis oluştuktan sonra Ulaştırma Bakanlığı ile bir protokol imzalayalım. Ulaştırma Bakanlığı birtakım yetki belgelerinin verilmesini TOBB, üzerinden yapsın… Sayın Hisarcıklıoğlu’nun dediği buydu.
Bu meclis kurulalı 5 yıl oldu. Biz UDH bakanlığı ile TOBB arasında bir protokol yapılarak, UDH bakanlığından bir yasa çıkarmasını istedik. Bu yasa da torba yasaların birinde çıktı. TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisimiz, sadece toplanıp ağlama duvarı gibi konuşan bir hale geldi. Biz ağlama duvarı değil, çözen bir meclis istiyoruz.
Meclisimizin kurulma amacı buydu. Sayın Hisarcıklıoğlu hala Başkan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TOFED de aynı TOFED. Meclis son iki senedir aktif çalıştı ama sadece toplanıyor. Tavsiye kararı alıyor. Diyoruz ki, biz TOFED olarak eğer bu meclis böyle ağlama duvarı olarak kalacaksa, kanunla kurulmuş bir mesleki birlik iddiamızı dile getirelim. Sayın Hisarcıklıoğlu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisinin sektörün nabzını tuttuğunu söylüyor. Bizim görevimiz nabız, tutmak değil. Nabzı tutmak yetmiyor, o nabza göre çözüm bulmak gerekir.
Bu meclis kurulduğunda, Ulaştırma Bakanı yine Sayın Binali Yıldırım’dı. Yanına gittiğimizde ya kanunla kurulmuş mesleki birlik, ya Odalar ve Borsalar Birliği’ne yetki istiyorduk. Yetki kanunu torba yasalarla geçti. Ulaştırma Bakanlığı’nın bir kısım yetkilerinin TOBB’da kullandırılabileceği bir protokol gerekli. Hangi yetkilerin kullanılması konusunda biz kendileriyle görüşmek için bekliyoruz.
Bir taşıma yetki belgesi almak isteyenlerin evraklarını, önce TOBB’a vermesi lazım. TOBB, kendi bünyesindeki sektör meclisinin icra organı tarafından yerine kadar gidip inceleme yapacak. Mesleki saygınlığı, mesleki yeterliliği, mali saygınlığı olup olmadığını belirleyip UHD Bakanlığına verecek. Bu yaklaşım uyarınca Ulaştırma Bakanlığı, önüne gelene yetki belgesi veremez. Mesleğe girişte söz sahibi olan bir kanunla kurulmuş bir birlik istiyorduk, TOBB’un meclisinin bunu sağlayacağı vaat edildi. Şimdi, karayolunun stratejik bir konumda olmasını istiyorsak, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisinin de buna uygun olarak, aktif bir rol almasını istiyorsak, bunun yolu sektörün meclisini güçlendirmek, icracı bir meclis yapmaktan geçer. Bu konuda Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarına teşekkür ediyoruz ve kendisini bir kez daha göreve davet ediyoruz. ■