Ülkemizde; ‘Ulaşım Sistemi’ne baktığımızda; modlar arası Karayolu lehine dengesiz dağılımın, Karayolu Ulaşım Modu da dâhil, bütün modların ve dolayısıyla Ulaşım Sistemi’mizin aleyhine bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Zira modal dağılımda pastadan büyük payı almak ilk etapta; ekonomik açıdan karlı gibi gözükse de, taşınamayacak kadar fazla bir yük, Karayolu Ulaşım Modu’nda ‘Karayolu Güvenlik’ şartlarının sağlanmasını zorlaştırmakta, işlevselliği azaltmakta ve konfor, güvenlik, seyahat süresi gibi temel hizmet parametrelerinin sağlanmasını da zorlaştırmaktadır. Ve aynı zamanda, yatırımcı adına, optimal olmayan bir maliyet sonucunu ister istemez doğurmaktadır. Neticede; sosyal-ekonomik-teknik-kültürel her anlamda dengesiz düzeydeki bir dağılım, aslında bütün taraflara kaybettirmektedir. Bu bağlamda; ülkemizin en geniş kullanımlı ulaşım modu olan ve bu konumunu devam ettirecek olan ‘Karayolu Ulaşım Modu’nda işlevselliği sürdürmenin yolu; Karayolu’nun modlar arası dağılımdaki payını nispeten düşürmekten, ‘Karayolu Güvenliği’ koşullarını gerçekleştirilmesinden, Geometrik Standartlar vb. Karayolu standartlarının (AB standartları vb.) yerine getirilmesinden, modlar arası entegrasyonun (gerek yolcu gerekse yük taşımacılığı bağlamında) sağlanmasından ve yerli üretim şartları ile alternatif enerji imkânlarının iyileştirilmesinden geçmektedir. Bütün bunlarla beraber; gerek
Karayolları ve gerekse de Demiryolları, Denizyolları bazlı olarak ‘Toplu Ulaşım’ şartlarının geliştirilmesi(konfor, güvenlik, seyahat süresi, maliyet parametreleri açısından) ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Bu anlamda; meselenin ‘altyapı, üstyapı, hizmet düzeyi, geometrik standartlar, tüketim kültürü, kullanım alışkanlıkları ve yönelimleri, filo yeterliliği, entegrasyon, yerli üretim sanayi, maliyet’ gibi birçok değişkeni vardır.
Daha öncede ifade ettiğimiz üzere; ulaştırma sistemi ile şehirleşme arasında karşılıklı ve birbirini besleyen bir ilişki söz konusudur. Ulaştırma sisteminin planlı ve verimli bir şekilde kurulumu, şehrin de doğru bir gelişim sürecini yakalamasını sağlayacaktır. Dengeli büyüyen bir şehirde, ulaşım talepleri artacak ancak bu talepler, ulaştırma sisteminin daha yapıcı çözümler üretebilmesine de yardımcı olacaktır. Bilindiği üzere; ülkemizin genelinde, esaslı sorunlardan biri gerek ulaştırma sisteminde olsun gerekse şehirleşmede ve gerekse de diğer alanlarda ortaya çıkan ‘planlama’ eksiklikleridir. Bunun yanı sıra, farklı ve komşu disiplinler arası koordinasyon kopukluğu ve entegrasyonsuzluk da, ciddi bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Bu eksikliklerin ortadan kaldırılması ya da en aza indirilmesi, çeşitli genel toplumsal kabullerin doğru yöne tahvil edilmesinden, yönetimsel boyutta verimi arttıracak kimi yeni düzenlemeler kadar bir dizi tedbiri gerekli kılmaktadır. Kısaca değinmek gerekirse, yakın dönemde çıkartılan ‘Büyükşehir Belediyeleri’ ile ilgili düzenlemeler başta olmak üzere, yerel yönetimler reform paketlerinin önemli ayaklarından birisi de budur. Ancak bütün bu yönetimsel iyileştirmeler, kapsamlı çalışmaları gerektirmektedir.
Bu çerçevede, ulaştırma türleri arası dengeli dağılım ve entegrasyonun sağlanmasından, sadece Karayolundan, Demiryolu, Denizyolu ve Havayoluna yolculuk ve taşıma aktarım değil, aynı zamanda, ‘sürdürülebilirlik’ çerçevesinde çevreci ve verimli alternatif ulaştırma türlerine aktarımı ve çözümlemelerin geliştirilmesi de anlaşılmalıdır. Bu bağlamda; teleferik başta olmak üzere kablolu sistemler, kent içinde monoray ve benzeri farklı sistemlerin kullanımı, bisikletli ulaşım ve yerine göre yaya ulaşımının öncelenmesi gibi uygulamalar söz konusudur. Özellikle, çevreci yaklaşımlar, turizm odaklı yaklaşımlar teleferik gibi uygulamaları öne çıkarmaktadır.
Ülkemizin arazi yapısı, gerek Anadolu sathınca ve gerekse de İstanbul’ da, Orta ve Batı Avrupa’ ya oranla oldukça engebelidir. Yer yer Orta Anadolu, İç Batı Anadolu ve Ortadoğu Anadolu’ da düz araziler bulunmakla beraber, birçok ilimizin ve yöremizin genel karakteristiği, engebeli arazi yapısıdır. Bu kapsamda; turizm potansiyeli, ulaşım talepleri ve benzeri ihtiyaçlar kimi illerimizde alternatif bir ulaşım türü olan kablolu sistem yatırımlarına ön açmaya başlamıştır. Dolayısıyla son yıllarda; Samsun, Ordu, Bursa, İzmir, Antalya, Artvin, Ankara, İstanbul, Kayseri ve Bartın başta olmak üzere birçok ilimizde teleferik yatırımları gerçekleştirilmiş ya da gerçekleştirilmek üzeredir.