Bugün siz değerli okuyucularıma enerji konusunda paylaşımlarda bulunup ulaştırma ile olan ilişkisine değineceğim. Akabinde de uluslar arası örnek paralelinde ülkemiz ve bölgemiz için değerlendirmeler aktaracağım.
Doğalgaz ve petrol ülkemiz ve dünya için önemli bir enerji kaynağı olarak varlığını sürdürmekte olup, alternatif enerji kaynaklarının ve kullanımının geliştirilmesi ülkemiz için hayati bir noktadadır. Ülkemiz hali hazırda petrol ve doğalgaz kaynakları anlamında zengin ülkeler sınıfında değildir fakat bu kaynaklar bazında dünya rezervlerinin %72’ sine yakınının bulunduğu ülkelerin yakın komşuluğundadır. Bununla beraber; AB’ ye girme hedefini sürdüren, bu çerçevede son yıllarda hızlanarak birçok reform yapan ülkemiz, Avrupa ile birçok politik, ekonomik ortaklaşma içerisindedir. Avrupa Birliği ise Dünyada teknolojik gelişmelerin en aktif şekilde içerisinde bulunduğu bir coğrafya olup yüksek oranlarda enerji ihtiyacı bulunmaktadır.
Sürdürülebilirlik
Avrupa coğrafyasının enerji yönünden fakir olması dolayısıyla Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinin kaynaklarına birinci dereceden ihtiyaç duymakta ve bu yönde politikalar geliştirmektedir. Avrupa Birliği’ nin ulaştırma ve enerji politikaları da bu yönde olmakla beraber ‘sürdürülebilirlik’ yaklaşımını da etkin bir şekilde içermektedir. Avrupa Komisyonu’ nca hazırlanmış olan Beyaz Kitap’ tada ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ön plana çıkartılmış, demiryolunun şehir içi ve şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılındaki payının arttırılması hedef olarak konmuştur.
Demiryolu yatırımları
Bu çerçevede son yirmi yıllık süreçte, İspanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği sathında Yüksek Hızlı Demiryolu yatırımları önemli oranda artmaya başlamış, ülkeler arası işletim çalışmaları hızlanmış ve önemli bir noktaya gelmiştir. Sürdürülebilirlik kavramı; çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik olarak üç fazda ortaya konmuştur. AB; bir taraftan ‘sürdürülebilir politikalar’ a ağırlık vermeye başlamışken diğer taraftan da doğu ve güney komşuluğunda ki ülkelerden petrol ve doğalgaz temini için stratejiler geliştirmeyi öncelikli hale getirmektedir.
Enerji transit ülkesi olmalıyız
Türkiye’ de uzunca yıllardır devam eden Doğu’ dan Batı’ ya kaynak akışının merkezinde bir konuma sahip olup bu çerçevede politikalar geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu hedef; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ mızca ‘Enerji zengini bir ülke değiliz, enerji transit ülkesi olmalıyız’ şeklinde tespit edilmektedir. Ülkemizin bu çerçevede alternatif enerji konusunda yapacağı çalışmaların önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Çünkü doğası ve coğrafyası itibariyle eşsiz konumda olan ülkemizin alternatif enerji kaynakları anlamında alternatifler sunamayacağı düşünülemez. Ayrıca ülkemiz gelişmekte olan ülkeler sınıfında yer almakta, buda enerji başta olmak üzere genel olarak tüketim miktarlarının artarak devam edeceğini göstermektedir. Buna karşın ülkemizin halen-özellikle stratejik parametreleri bazında- üretim düzeyi, kapasitesi ve tüketim dengesi olarak olması gerekenin altında seyretmektedir.
AR-GE merkezleri hayati öneme sahip
Son yıllarda yerli üretimin geliştirilmesi anlamında kayda değer gelişmeler olmakla beraber, bu anlamda daha yapılması gereken çok şey vardır. Birçok defa vurguladığımız üzere; bu noktada akademi-özel sektör-kamu ortaklıkları ve bu çerçevede oluşacak olan AR-GE merkezleri hayati bir öneme sahiptir. Ülkemizde uzun yıllar boyu öne çıkan en önemli eksikliklerden biri teori ile uygulama arasındaki kopukluktur. Buda; toplumsal kesimler arası iletişim eksikliği ve bürokrasinin ağır yapısıyla birebir bağlantılıdır.
Gayri Safi Milli Hasılası hızla artmakta olan ülkemizin, her alanda kapasitesi artmakta, ticaret hacmi büyümekte, komşuları ve gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere ihracatı artmakta, eğitim düzeyi yükselmekte, yöresel, ülkesel ve bölgesel entegrasyon ekonomik parametreler itibariyle gelişmektedir. Ülkemizin önümüzdeki on yıl içerisinde Gayri Safi Milli Hasılası’ nın iki katına çıkacağı öngörülmektedir. Bu noktada; eğitim sistemimizin içeriğinin geliştirilmesi, AR-GE faaliyetlerinin arttırılması, enerji kaynaklarının etkin kullanımı, sosyal politikaların nitelikli olarak geliştirilmesi, temel hizmet parametrelerinin devlet eliyle halka eşit, doğrudan ve azami ölçülerde sağlanması, sosyal-kültürel-teknik bütün kaynakların aktive edilmesi ve eşgüdümünün sağlanması, ulaştırma sisteminin sorunlarını minimize etmiş ve fonksiyonel bir seviyeye taşınması ve enerjinin taşınımı konuları bizim için SWOT analizi(güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler) bağlamında çok iyi etüd edilmesi gereken konulardır.
İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde; ulaşım sorunları, trafik sıkışıklığı gibi nedenlerle ciddi oranlarda zaman, enerji, parasal, çevresel ciddi oranlarda kayıplar meydana gelmekte ve bunların önemli maliyetlere varan değerlerde karşılıkları olmaktadır. Bunların; mesai saatleri kayıplarından strese kadar birçok değişen fazı söz konusudur. Daha önce birçok defa belirttiğimiz üzere; trafik güvenliğinin sağlanmasında ve ulaşım sorunlarının çözülmesinde; teknik-ekonomik-sosyal-politik birçok değişken olmakla beraber, bunlar çerçevesinde ortaya konacak somut çözüm önerileri de geniş bir alanı ihtiva eder. Bunların başlıcaları; modlar arası entegrasyon, dengeli modal dağılım, tüketim kültürünün yönlendirilmesi, alternatif enerji kaynaklarından faydalanılması, enerji verimliliğinin arttırılması, her türlü enerji kaynağı kayıplarının minimizasyonu, çevreci bakış açılarının geliştirilmesi, alternatif yatırım ve finansman kaynaklarının geliştirilmesi olarak ifade edilebilir.
Dolayısıyla; enerji verimliliğini hem mevcut her türlü enerji kaynağının(zaman, insan v.s. dahil) en az kayıpla değerlendirilmesi ve hem de alternatif enerji kaynaklarından en verimli şekilde faydalanılması olarak olarak değerlendirebiliriz. Bu çerçevede; trafik sıkışıklığının şehrin bütününde katlanılabilir seviyelere indirilmesiyle önemli kazançlar elde edilebilecektir.
Enerji, çevre, ekonomi, konut, arsa ve arazi politikalarıyla uyumlu, sürdürülebilir, kamu kesimini bağlayıcı, özel sektörü yönlendirici geniş kapsamlı, ulusal ve bütünleşik “2010-2023 Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmıştır. Kentiçi ulaşım türlerinde çeşitlilik ve bütünleşme sağlanması amacıyla bazı büyükşehirlerimizde bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak adına pilot projeler yürütülmektedir.