2014-09-01 13:13:35

Mersin’deki mücadeleyi takdirle karşılıyorum

Mustafa Yıldırım

my@tasimadunyasi.com 01 Eylül 2014, 13:13

Gündemimizde Mersin Otogarı var. Sektörümüz için hayati bir önem taşıyan konu. Tabii, otogar projelerinin, mimari zevki tatmin etmek yerine sektörün ihtiyacını karşılayacak şekilde fonksiyonel olması lazım. Otogarın projesi, güzel ve kaliteli olabilir, ama ihtiyaçlara ne kadar cevap veriyor, sektörün taleplerini karşılayabiliyor mu, buna bakmak lazım. Ölçüsü nedir, maliyeti nedir, işletme maliyetleri nedir bunların mutlaka değerlendirilmesi lazım. Mersin’de, sanırım mimari zevk tatmini için uğraşıldı. İhtiyaçların ötesinde büyüklükte veya ihtiyaçlardan farklı, fonksiyonları yeterli olmayan insan ve taşıt ilişkilerinde sıkıntı yaratacak bir plan gördüm ben. 

Sektörün görüşünün alınması 

Öncelikle belediyelerin otogar projesini yaparken mutlaka o bölgedeki insanların görüşlerini alması lazım. Talep toplama yöntemini kullanması, hatta anketlerin yapılması, geçmiş otogardaki analizlerin yapılması, dün neydi, bugün ne, yarın ne olacak şeklinde tespitlerin ortaya konulması lazım. Çünkü otogar projesinin ihtiyaçlara göre belirmesi gerekiyor. Otobüsçünün Türkiye’deki geldiği nokta belli. Biz, tabiî ki otogarların havaalanları gibi modern bir yapıya sahip olmasını istiyoruz. 

Her yeni proje, ağır bir maliyet 

Yapılan her yeni proje sektöre ağır maliyetler yüklüyor. Sektör bu ağır maliyetlerin altından kalkamayacağı için de dirençler oluşuyor. Dün 500 lira kira ödeyenler, bugün 10 bin lira kira ödemekle karşı karşıya bırakılıyor. Bunlar doğru işler değil. Orada işletmecilik yapanlar Mersin halkına ve Mersin’e gelen insanlara hizmet veriyorlar. Mersin ekonomisine katkı sağlıyorlar. 

Otogarlar kâr yeri olarak görülmemeli 

Otogarların bir kâr yeri değil, birer ihtiyaç, birer hizmet yeri olarak görülmesi lazım öncelikle. Bunları ticari anlamda mutlak kâr eden tesisler olarak görmeye başladığınızda; ulaşım ekonomisine aykırı işler yaparsınız. İnsanların kazandığından daha fazla kiralar isterseniz bunları da alamazsınız. 

İhaleler 

Otogarların işletmeye açılması için biz otobüsçülere bir senelik, iki senelik, üç senelik ihaleler düzenleniyor. Bir sene sonra yeniden ihaleye çıkıyoruz. Bu, benim işim, mesleğim bu, burası benim için. Bu otogarı terk edip gidemem, başka bir yerde otogar yok ki orada faaliyet göstereyim. Dolayısıyla otogarlarda kiraların makul olması, artışların TEFE-TÜFE’ye uyması gerekir. Ancak taşımacı kriterlerini yok edecek veyahut ihale şartlarını yerine getiremeyecek bir durum olduğunda insanı faaliyetten men edip yazıhanesini alabilirsiniz. İki senede bir ihale ile karaborsa sistemi getiriyorsunuz. İhaleye makul, mantıklı rakamlarla çıkarsanız ve burayı alan işletmeci taşımacı unvanını kaybetmediği sürece o mekanda bulunur ve bir daha ihale yapmazsınız. Burası bakkal dükkanı değil, taksi plakası değil. Bu insanın elinden o mekanı aldığınızda o insan nereye gidecek! Ben iki, üç, beş senede bir ihale yapılmasını doğru bulmuyorum. Otogar ihalelerinde bu durumun dikkate alınması ve müktesep hakların korunması lazım. Belediyeler otogar yaparken mutlaka o il veya ilçedeki esnafın görüşlerini almalı, analizler yapmalı ve ihtiyaç programını belirlemeli. Vaziyet planlarının Türkiye genelinde standart olması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın otogar projelerinin ulaşım altyapısını denetlemesi, gerektiğinde müdahale etmesi gerekir. Tabii, bu projelerin Şehircilik Bakanlığı’ndan da alacağı mutlak onaydan önce sektöre sorulması gerekiyor. Mersin’de sektörle hiç görüşülmediğini düşünüyorum. 

Sektör zaten zor durumda 

Şu anda otobüsçüye yapılan her kira zammı otobüsçünün cebinden çıkacak ek paradır. Zaten zor durumda olan sektörün bu ağır şartları karşılama durumu yok. Belediyelerin, otogarları ulaşım altyapısının bir parçası, bir zorunluluk olarak görmesi ve buna göre yatırım yapması gerekiyor. Denizli’de şehiriçinde otogar yapılmasından büyük memnuniyet duyduk. Ulaşım modları ile desteklenmiş bir otogar olduğu için sorun yaşanmadı. Aydın Otogarı tamamen yanlış bir proje, konumu da yanlış, Aydın halkına eziyet etmek için yapılmış bir proje. Şehrin 7 km dışında servisle yolcu taşınıyor ve maliyetler artıyor. Aydın’da şehiriçinde otogar yapılabilirdi. Otogarların; konumları, projeleri, fonksiyonları, sektör ihtiyaçları, maliyetleri, iklim ve toplumsal konum gibi bütün sosyolojik dengeler de gözetilerek yapılması gerekiyor. Bu yapılmadığı zaman bütün yük şehir halkının sırtına biner, en büyük bedeli de otobüsçü öder. 

Mersin’deki direniş anlamlı 

Mersin’deki direnişi çok anlamlı buluyorum. Kendilerini kutluyorum, meslektaşlarımız mutlaka haklarını aramalı. Belediye Başkanımız, bu konuda sağduyu gösteren sektörün görüşlerini dinlemeli. Biz illa bizim isteğimizin tamamı olsun demiyoruz. Kimse kiraya da bedava verilsin demiyor. Ortak akıl, ortak yol bulunmalı. Esnafı tatmin edecek bir açıklama yapılmalı ve otogar bir önce hizmete açılmalı. Mersin halkına hizmet eden insanların önüne engel koymanın kimseye faydası olmaz. 

Bakanlık ve belediyeler

Biz otogarların projesi konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin tamamına başvurduk. Dernekler, federasyon bu işler için var. Bu Türkiye’nin sorunu. Katılımcı yönetim anlayışının olmadığı ülkelerde ‘ben yaptım’ anlayışı ile gidiliyor ve bu yaklaşımı kıramıyoruz. Biz tutumumuzu ısrarla sürdüreceğiz. Bakanlık ve belediyeler nezdinde girişimlerde bulunacağız. Bir çalışma grubu oluşturarak otogarların ulusal ulaşım altyapısının bir parçası olduğunu, toplu taşıma ve entegrasyon konusunda konumlarının önemli olduğunu, gelişmiş ülkelerde bunların atıl kalacağını ve yakışmayacağını bugüne kadar söylediğimiz gibi bundan sonra da söyleyeceğiz.  Otogarlar, ülkemizde toplu taşıma sistemlerinin buluşma noktasıdır. Ulaştırma Bakanlığı’nın yayınladığı fiyat genelgelerine hiç uyulmuyor. Bodrum’da yarımada içinde 4-5 otogar var ve sektör, bunların hepsine bedel ödüyor. 

Mersin’deki arkadaşlarımız haklarını arıyor. Belediye Başkanımızdan, sektörümüz adına rica ediyoruz: bir orta yol bulunsun ve bu sorun bitsin. İki taraf da yıpranıyor. Sektörün direncini takdirle karşılıyorum, haklarını arıyorlar. Onlara saygı duyulması gerekiyor. Bu birliktelik sürecinin, mücadelenin sektörümüze örnek olmasını diliyorum.

Hepinize iyi bir hafta diliyorum… ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.