Bu hafta gazetemizce duyurulup taşımacıların gündeminde yer alan, önemli olduğunu düşündüğüm üç konuya yazımda yer vermek istiyorum: Ankara UKOME’nin B2-D2 belgelerine ilişkin kararı, havayolu-karayolu kombine taşıma genelgesinin yenilenmesi ve trafik sigortası değişikliği…
Bunlardan ilk ikisi, önemli olduğundan ve zaten taşımacıların gündeminde önemli yer tuttuğundan dolayı önce Trafik Kanunu değişikliğini özetle tekrarlamak istiyorum.
Trafik Kanunu ne diyor?
Trafik Kanununda son yapılan değişiklikler içinde yer alan ek madde 2 değişikliğinin konuya ilişkin bölümünde, “ilgili belediyeden çalışma izni/ruhsatı almadan belediye sınırları dahilinde yolcu taşıma yasak olup, aykırı hareket edenlere 5010 TL (bir yıl içerisinde tekrarı halinde iki kat) idari para cezası ve 60 gün süreyle trafikten men cezası uygulanması” yer almaktadır.
Bazıları tartışmaya açsa da kanun metni gayet nettir. İfadenin ne dediğinin tartışılması adeta topu taca atmak gibidir. Getirilen yeni düzenlemeyi beğenmemek, yanlış bulmak, tartışmak ve eleştirmek gibi haklar hiç şüphesiz ki vardır. Ancak bu düzenleme iptal edilinceye, değiştirilinceye veya uygulaması erteleninceye kadar -yürürlük tarihinden itibaren- herkes buna uymak zorundadır. Bu kanunun uygulanmasında görev alan kamu görevlileri bu konuda daha da titiz olmak durumundadır.
Trafik Kanunundaki bu değişikliğin taşımacılara getirilen belge zorunluluğunu yerine getirmeye bile fırsat (üç ay süre gibi) vermeden yürürlüğe girmesinin yanlışlığını belirtmek isterim.
Ankara UKOME kararı
Çok sayıda kişi ve kuruluşun başvuruları sonrasında Ankara UKOME’nin gündeme alıp karara bağladığı hususta başvuranların talebi özetle “tüm yasal sorumluluklarını eksiksiz yerine getiren taşıma firmalarına güzergah izin belgesi verilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi” şeklinde belirtilmektedir. Ben bunu “Trafik Kanunu değişikliğinin gerektirdiği izni bize verin, Ankara içinde kanuna uygun çalışabilelim” şeklinde makul bir talep olarak algılıyorum.
Konuya ilişkin UKOME kararında belirli şartlar ifade edildikten sonra “başka belge aranmaksızın, bu konuda yeni bir düzenleme getirilinceye kadar turizm amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmasının uygun olacağı” görüşüne varıldığı belirtilmektedir.
Bunun anlamı Trafik Kanununda getirilen belge zorunluluğunun bir süre aranmamasıdır. Peki, UKOME, Trafik Kanununu bir süreliğine de olsa uygulamama yetkisini nereden almıştır? Bu konuda görev yapan trafik polisleri TBMM’nin kararı olan kanuna mı, yoksa “bunu uygulamayın” diyen UKOME’ye mi uyacaklardır? Cevap açıktır: Kanunu uygulayacak yetkililere, sadece TBMM kanunla görev verir ve görevliler aksine kararlara değil, kanuna uymak zorundadırlar.
Kanun metni mi iyi yoksa UKOME kararı mı? Bu tartışma gereksizdir. Hangisinin iyi olduğu değil, hangisinin uygulanacağı önemlidir.
Hava-kara kombine taşıma genelgesi
Hava-kara kombine taşıma genelgesi
Bu konuda 2009 yılında çıkarılmış olan genelge yürürlükten kaldırılıp yeni bir genelge yürürlüğe sokuldu. Bu genelgede gördüğüm en önemli değişiklik; yerleşim yerleri arasındaki yolcu taşımalarının büyükşehir sınırları içinde olan kısmında görülüyor. Eski genelgede yer alan belediyenin izin ve denetimiyle yapılacak taşımalardan sonra yeni genelgede Havalimanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22) uyarınca A Grubu Çalışma Ruhsatı alan özel hukuk tüzel kişileri ile havalimanı işletmecisinin görüşleri dikkate alınarak, Bakanlıkça izin verilecek olanlar da taşıma yapabileceği eklenmiş.
Şimdi yeni eklenen ikinci ve üçüncü hallerin belediyelerin haklarına ve Trafik Kanunundaki belediyeden yetki belgesi/izin zorunluluklarına göre durumu nedir? Bu haller bana göre; açıkça diğer mevzuatın ihlalidir. Gösterilecek hiçbir gerekçe bu ihlali haklı yapmayacaktır. Kanunlara uyma zorunluluğunun, önce kamudan bekleneceği düşünülürse bana göre bu önemli bir hatadır. D4S belgesi icadından sonra ikinci kez hayal kırıklığı yaşıyorum…
Problem oluşturabilir
Sabiha Gökçen’deki havalimanı işletmecisinin izniyle illerarası taşıma yapma yanlışı ortadan kalkacak gibi görünüyor. Ancak Bakanlık izni, yer tahsis şartı ve anlaşılamayan ihale konuları problem oluşturmaya aday.
Genelgenin tarifesiz taşımalar kısmında belediye alanı içi ve dışı ayrımı yapılmaksızın tüm taşımalar B2 ve D2 belgelerine verilmiş. Yani havalimanından şehiriçine bu belgelerle transfer mümkün görülüyor. Bu husus, yine yukarıda belirttiğim belediye alanı içinde, Trafik Kanunu’na aykırılık tartışması oluşturacak. Buna ilişkin karmaşa artacak.
Genelgenin ilgili bölümünde otomobil taşımalarında A1 yetki belgelerinin taşıma yapacağından söz edilmeye devam ediliyor. Allah aşkına, bu kadar kırpılmadan sonra ne kadar A1 belgeli otomobil kaldı ki?
Trafik Sigortası değişiklikleri
21 Aralık 2018 günü 30632 sayılı Resmi Gazete’de resmi adıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayınlandı. Buna göre önceki iki tablo değiştiriliyor ve iki yeni tablo ekleniyor. Değiştirilen ilk tabloda 1 Ocak’tan itibaren uygulanacak yeni teminatlar yer alıyor. Buna göre 2019’un ilk 6 ayı boyunca sağlık gideri ile sakatlanma ve ölüm teminatları kişi başına 360 bin, kaza başına yolcu taşımada 1 milyon 800 bin, yük taşımada 3 milyon 600 bin olarak uygulanacak. Yolcu taşıtlarında taşıtın kapasitesine göre ilave teminat zorunlulukları da var. Bakıldığında, bunlar 2018 yılı sigorta teminatlarının ilk 6 ay boyunca aynen uygulanması ve bunun sonrasında kısmen artırılması şeklinde karşımıza çıkıyor. Teminat artmayışı primlerin artmaması bakımından iyi olabilir. Ancak teminat kaybı da dikkate alınmalı.
Bir açıklama
Geçen hafta, köşe yazımda toplu taşıma kanununun bir hayal olduğuna yer verdim. Bu konudaki düşüncem aynen sürüyor. Tek tek düzeltilmesi mümkün olan, en basitinden, otobüslerin Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçirilmesi olarak gördüğüm düzenlemeler yapılamazken hepsinin birden yapılmasının imkansızlığına ilişkin düşüncemde ısrarlıyım. Bazıları dediklerimi yanlış anlamasınlar. Ben böyle bir kanunun gereksiz olduğunu, yanlış olduğunu söylemedim. Bu arada aynı kanunda toplanabilecek hususlar dışında vergi gibi, eğitim gibi konuların bu kanunda yer almasını Türkiye’nin mevzuat yapılanması açısından mümkün görmüyorum. Siz ne derseniz deyin; sürücülerin sağlığı, askerliği, eğitimi gibi konular ayrıca taşımacıların gelirlerinden veya enerji kullanımlarından vergilendirilmesi gibi konular kendi mevzuatında yer alacaktır. Siz ÖTV’siz yakıt istiyorsanız bunu ilgili mevzuatta yaptırabilirsiniz ve her zaman tek yol bu olacaktır; Toplu Taşıma Kanununda bu gibi hususlar bulunmayacaktır. ■