Bazı durumlar vardır, neresinden bakacağınızı şaşırırsınız. Şu açıdan doğru gibi gelen bu açıdan çok yanlıştır. O zaman, bütün tarafları dinlemek, yorumu ondan sonra yapmak gerekir.
Karayolu yolcu taşımacılığı sektörü, ülkemizin ana taşımacılık sisteminin sektörüdür. Her ne kadar uçaklar çoğalmış olsa da, hızlı trenlerin menzili uzasa da otobüsün yaptığını yapabilecek kadar değiller. Bu ne anlama geliyor?
Bu, otobüsçülüğün bitmediği anlamına geliyor. Biz bir yandan “öldük, bittik” diye haklı olarak ağlarken, bir yandan da 100 otobüs alan, filolarını yenileyen firmalar var.
Ancak günün en önemli haberi, sektörün en eski, en bilinen ve yolcu için de en güvenilir firmalardan biri olan Kamil Koç’un yabancı sermayeye satılması oldu. Başlığa çıkardığım soruların şimdi tam yeri: Kamil Koç neden satıldı? Niye satıldı? Nasıl satıldı?
Yolcu taşıdığı 85 yıldır ne kimseye zarar verdi, ne haksız rekabet yaptı ne de hasetlendi. Firmanın başındaki ikinci kuşak, üç hanımefendi, bilinçli ve sistemli olarak yönetiyordu babalarının kurup yücelttiği Kamil Koç’u. Bu üç hanımefendi, muhakkak ki ince eleyip sık dokuyarak, önünü ardını iyice araştırarak gitmişlerdir anlaşmaya. Üç on paraya değil, değerinin de üstünde satış anlaşması yaptıklarına inanıyorum.
İçimde yine de bir yangın var; Yunus Emre’nin “Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm / Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi”… bilirsiniz, Anadolu’da tam olmamış başaklara gök ekin denir… Kamil Koç da bana gök ekinmiş gibi geliyor… içim yanıyor.
Bir diğer taraftan baktığımızda, yabancı sermayenin gelişine takılıyor aklım. Önümüzdeki haftalarda ele alır, işleriz ama yine de sektörde ne gördü de geldi bu yabancı sermaye?
Devletin imtiyazıyla yükselen havayoluna, menzili artan ve genişleyen demiryoluna rağmen karayoluyla yolcu taşımacılığının geleceği var. Bu durum onu gösteriyor.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmanın, ince eleyip sık dokumanın, bir araya gelip durumu tartışmanın, sektörün geleceğini belirlemenin hatta bir adım ileri gidip yol haritası çizmenin zamanı. Ayrılığı gayrılığı bir tarafa bırakıp sektörün geleceği için birbirimize güvenmeliyiz.
Böylelikle sadece sektörün ve firmaların değil seyahat eden yolcuların güvenini kazanır, ülke ekonomisinin de güçlenmesini sağlarız.
* * *
Sektörümüzün duayeni, hepimize yol gösteren, sektörümüzün birliği ve güçlenmesi için mücadele eden Saip Konukoğlu da Hakkın rahmetine kavuştu. Saip Amca’ya Allah’tan rahmet, ailesine baş sağlığı, sektörümüze sabır diliyorum. ■