Yarası olan gocunur diye bir sözümüz var. Bilenler bilir, ben atasözlerini de özlü sözleri de çok severim ve sık sık kullanırım. Taşı gediğine oturtmak gerektiğinde, en kısa, en kestirme yoldur ve faydası da sonsuzdur.
Alibeyköy Terminali üzerine bir yazı yazdım… Bekledim ki otobüsçüler feveran etsin, ama hiç ummadığım yerden geldi cevap: İSPARK’tan.
Bana göre, yani benim penceremden bakarsanız, iyi bir şey bu cevap verme… Çünkü gazetemizin okunduğunun kanıtıdır. Acaba başka kaç gazetedeki kaç yazara böylesi cevap yolluyor İSPARK? Sanmam ki ikincisi olsun.
Yine de cevaba cevap vermekten alıkoyamayacağım. Sordum soruşturdum, yetkililerle konuştum; meğer ihale kuralları gereği imiş bu fiyat yükseltmek. Yani İSPARK’ın tasarrufunda değilmiş. Ama İSPARK’ın hatası, bu durumu açıklamaktan imtina etmesi bana göre. Bir de cevapta da kendileriyle alakası olmayan fiyatların yükselmesine değinmemeleri…
Bernard Show, “Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz” demiş… Nasıl da cuk oturuyor bizim bu konumuzla. Tabii, bırakalım İSPARK’ı, biz otobüsçüler açısından tutalım ucundan…
Yazın tozu dumanı, kışın karı boranı, yolu, aracı, otogarı, şehiriçi ulaşımı, motorin fiyatları, tedarik sıkıntıları gibi aslında sıralansa bırakın bu köşeyi tüm sayfada yer kalmayacak kadar çok sorunların üstesinden gelen bir hizmet veriyor otobüsçüler. Ülkemizin ana ulaşım sistemi olduğu gibi ekonomisinin de can damarıdır şehirlerarası yolcu taşımacılığı. Bu saydıklarımız kadarıyla bile başa çıkmak için güç birliği yapmak gerekir. Otobüsçü de bunun farkındadır, hep birlikten yana konuşur, tutum takınır. Ama lafla peynir gemisi yürümez. Yürümediği için de ‘dön baba dönelim’ oynarız olduğumuz yerde. Yine bir atasözüne sığınacağım: Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur.
Peki, otobüsçü ne yaparsa bu sıkıntılarını bir nebze olsun atlatır? Otobüsçünün kararlı olması şarttır en başta. Ardından da Alibeyköy’de olduğu gibi kendisi düşerken yanındakini de düşürmek için çekmemelidir. Tutunacaksa, düşmemek için tutunması gerekir. Ama kazın ayağı öyle değil… Ben söylemeyeyim, Alibeyköy Terminali ihalesine bakın. Otobüsçü, çuvaldızı değil mızrağı kendine batırmalı ki bu uykusundan uyansın. Uyumaya devam ettiği sürece daha çoook ihaleden boynu bükük ayrılır, sonra da birbirimizi yeriz. Boşuna bakmalılar otobüsçünün gözlerinin içine, ne zaman kavga edecekler de birbirlerine girecekler diye.
Birlik olursak biz kazanırız.
Kamyoncuları örnek göstersem yeter mi? ■