Yeni nesil bilmez, ama yolculukta herkes birbirini kaptana emanet ederdi. Özellikle anne babalar, çocuklarının yaşı kaç olursa olsun, kaptanın kulağına “aman iyi bakın, bir sorun olursa yardımcı olun” diye fısıldardı. Öğrenciler zaten doğrudan kaptana emanet edilir, hatta çocuğa, ihtimal ki bir sorun yaşarsa, muhakkak kaptanı bulması istenirdi. Zaten büyük şehirlerde vardı sadece okullar ve seferler de devamlıydı.
He oldu da bu güvenilirlik kaybedildi, söyleyecek kimse var mı? Balık baştan kokar misali her önümüze geleni, direksiyon sallıyor diye, belki birilerinin tavsiyesiyle kaptan diye alınca sadece kaptanların değil firmaların da güvenilirlikleri azaldı. Muavinlik müessesesi de yanlış bir uygulamayla yok edilince çekirdekten yetişen kaptan kalmadı. Kamyon şoförleri yalnız çalıştıkları, kendi başlarına buyruk oldukları için otobüs kaptanlığına terfi ettirilince sorumluluğu kaldıramadılar.
Yapılması gereken ise çok geç hayata geçirildi. Kaptanlık okulları kuruldu, ama hayattan kopuk eğitim -ki sadece otobüsçülük sektörü için değil, bütün sektörler için geçerli- nedeniyle kaptanlar yetişmedi. Gidenlerin yeri dolmadı. 26 yaşından küçük kaptan olmaması doğru, ama kişinin o yaşa kadar kendisini yetiştirmesinin sağlanması gerekir. Okulu bitiren evde oturuyor, askerliği bitirdikten sonra yaşı tutuyor ve geçiyor direksiyon başına. Bu, yeterli mi? İnsan psikolojisini kitaptan bilmek yetmez, deneyimlemek gerekir. Taşıdığı 50 kişinin sorumluluğunu omuzlayacak kadar bilinçli olması gerekir.
Yeni Yönetmelik taslağının ardından firma sahipleri birleşen yetki belgeleriyle bağlantılı olarak özmal koltuk sayısı üzerine tartışacakları yerde bu işin vitrini olan, taşıyıcı en önemli faktörü olan kaptanların yetiştirilmesi üzerine yoğunlaşsalar daha doğru olmaz mı? “Bizim zamanımızda…” deyip mangalda kül bırakmayanlar, bu zamanda neler yapıyor, sormak gerekir. Onlara ne zaman ve hangi şartlarda direksiyon teslim edildi, hangi yollardan ve sınavlardan geçtiler, unutmasınlar.
Karayolu yolcu taşımacılığı bizim ülkemizde ana ulaştırma sistemi, dünyada da böyle. En gelişmiş ülkelerde de karayoluyla ulaşım diğer modlara göre daha çok tercih ediliyor. Bu sektör bitmeyecek, eğer biz kendi ellerimizle gömmezsek. Bunun vebalini kim üstlenecek? Bu kadar dernek ve federasyona sahip sektörümüzün bundan daha önemli ve acil görevi yoktur. ■