Şimdi yazımın başlığına bakınca kiminiz, “E, Salim Ağa, otobüsçü özgür değil miydi ki” diyebilirsiniz. Ben de derim ki, ne zaman özgür oldu ki! Özgür olan sektör bugünkü gibi zor duruma düşer miydi? Bakın gerçekten artık sektörümüz özgürlüğe adım adım koşuyor, şu an farkında olmasalar bile. Yarın Salim Altunhan bunu demişti diyeceksiniz. İstanbul Otogarı 25 yıllık süreçte otobüsçüye ne verdi, nelerini aldı? Her şeyimi aldı diyebilirsiniz. Halkısınız da.
Bu sektör maliyetler altında hiç bu kadar ezilmemişti, hiç bu kadar ağır sorunlarla baş başa kalmamıştı. İstanbul Otogarı’nı işleten şirketin sahibi meslek örgütlerinin de sahibi konumunda oldu hep. Sektörün çıkarları değil patronun çıkarları korundu. Bu sektör 3’üncü köprü dayatmasına bile doğru dürüst tepki gösteremedi. Neden? Patron istemedi çünkü. İstanbul Otogarı’nın sahibi değişiyor artık. Bu değişim kaçınılmaz olarak meslek örgütlerine de bir süre sonra özgürlük getirecek. Bakın yıllarca sesini çıkarmayan sektör İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden şimdi neler talep edecek göreceksiniz…
Şehirlerarası karayoluyla yolcu taşımacılığı yapan otobüslere FSM Köprüsü’nün açılmasını isteyecekler. Otogar çıkış ücretinin düşürülmesini de isteyecekler. Meslek örgütlerinin, otogar çıkış ücretlerinin düşürülmesini istediğini daha önce gördünüz mü? Cevabı ben söyleyeyim: Hayır. Ben görmedim. Size bir telapte daha bulunacaklarının müjdesini vereyim: Kendilerinin bir türlü yapamadığı ama altında ezildikleri ücretsiz servis işine de “sen hallet Belediye” diyecekler...
Şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün içinde yer alan herkes artık konuşacak ve sektörün çıkarları için mücadele edecek. Çünkü artık değişim zamanı. Bakın değişim bununla da sınırlı kalmıyor. Kamil Koç artık Alman şirketi Flixbus’ın. Bu şirketin Avrupa’daki çalışma şeklini inceleyin, sektörde firma bazında da neler değişecek görürsünüz… Bu bir başka yazı konusu..
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■