Erkan YILMAZ / ŞEKERPINAR
Anadolu Isuzu, Gebze Çayırova’daki üretim tesislerinde otomotiv sektör medyasına yönelik özel bir fabrika gezisi düzenledi. Gazeteciler, Akıllı Fabrika uygulamasının yanı sıra “Terzi Usulü İmalat” modeli ile Ar-Ge Merkezi ve Teknoloji Merkezi’nin faaliyetleri hakkında bilgiler aldı. Fabrika ziyareti öncesinde Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan önemli açıklamalarda bulundu.
Teknolojik değişim yıkıcı olabilir mi?
Uzun bir aradan sonra yeniden fiziksel etkinliklerde bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek konuşmasına başlayan Arıkan, “Çok önemli yıkıcı teknolojik bir değişimle karşı karşıyayız. ‘Bu nasıl yıkıcı oluyor’ deniliyor ve bundan elektrikli araçlar anlaşılıyor. Evet, elektrikli araçlar bunun bir bölümü, ama ne yazık ki tek başına elektrikli araçlar değil. Alternatif yakıtlı araçlar çok önemli bir gelişme. Bugün biyogaz ile biyodizel ile çalışan araçlar da yapmaya çalışıyoruz. Çünkü geçiş döneminde bunlar da önemli. 2023-2024 yılında alternatif yakıtlı araç portföyümüzü tamamlamış olacağız. Önemli bir yatırım planımız var. Bu yatırım planı doğrultusunda 2025 yılında Avrupa’daki emisyon başlangıcı öncesinde portföyümüz tamamlanmış olacak. Alternatif yakıtlı araçlar dışında akıllı ve bağlantılı araçlar konusu da var” dedi.
Çok önemli tehlike
Arıkan, çok önemli bir tehlike var uyarısı yaptı: “Bugün otobüs ve kamyonlarda çok yüksek yerlilik oranına sahibiz. Ama hem alternatif yakıtlı araçlar hem akıllı bağlantılı araçlar geliştirmede zamanında ve yerinde hareket etmezsek, yerlilik oranlarımız düşebilir. Bu yüzden birçok firma ile işbirliği yapıyoruz ve bunu kültürümüz haline getirmeye çalışıyoruz. Bizi güçlü kılan bu olacak. Sanayi Bakanlığının açıkladığı hamle programına mobilite çözümleriyle katıldık. Bunun dışında ekosistem, mobilite, startup çalışmaları var. Birçok mühendislik şirketleriyle mobilite çalışması yaptık. TAYSAD dışında da tüm firmalara kapımızı açtık. Çünkü otobüslerde ve kamyonlarda yüzde 50-60 olan yerlilik oranını düşürme lüksümüz yok. Türkiye’nin global tedarik zincirindeki ve mobilitedeki yerinin tam anlamıyla şu andaki seviyede kalması gerekiyor. Geç kalmış değiliz. Bütün dünyada yıkıcı teknolojilere geçiş, sözde çok hızlı görünüyor ama sahada bu kadar hızlı değil. Bir geçiş süreci yaşanacak. Altyapının gelişimi için de bizim en önemli avantajımız TOGG olacak.”
Otobüs dünyasında fark yaratmak
“Akıllı olmak sadece araç ile bağlantılı olmak değil” diyen Arıkan, “ Fabrikamızı da akıllı hale getirmeye çalışıyoruz. Onun ilk fazını bitirdik, daha sonraki süreçleri var. Verimlilik, ihracatta rekabet açısından akıllı fabrika ve akıllı kalite kontrol yaklaşımlarına mecburuz. Daha çok terzi işi üretim ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Gerek Ar-Ge gerek üretim tesisinde bu konu üzerinde duruyoruz. Tabii, bu durum özellikle otobüs dünyasında büyük fark yaratıyor” dedi.
Yeşil mutabakat
Otomotiv sektörünün önündeki bir başka önemli konunun da “iklim” olduğuna dikkat çeken Arıkan şunları söyledi: “Çok fazla duyarlılık var. Bu duyarlılığın ana dinamosu Avrupa. Avrupa bu konuda çok ciddi. Pandemi döneminde bu ciddiyet daha da arttı. Bir oluşum önümüze çıktı: Yeşil mutabakat. Bu gelişme sadece Avrupa’ya ihracat yapan tüm firmaları etkiliyor. Bu yüzden fabrikanızda çevre ile ilgili kuralları hayata geçirmezseniz, karbon vergileri ödeyeceksiniz. Bu da bizi rekabette olumsuz etkileyecek.”
Elektrik ihtiyacının yüzde 55’i güneşten
Tuğrul Arıkan, sürdürülebilirlik anlamında güneş enerjisine yönelik de yatırımlar gerçekleştirdiklerini açıkladı: “Fabrikamızda güneş enerji santrali kurmaya yönelik adım attık ve bunun sözleşmesini imzaladık. Bu sene Ağustos ayı itibariyle elektrik üretimine geçilecek. İlk etaptaki yatırımımız fabrikanın yüzde 50-55’lik elektrik ihtiyacını karşılayacak. Bunun ikinci aşamasında yüzde 70’e çıkmak istiyoruz. Bizi örnek alan çok firma var. Doğalgaz açısından da çalışmalarımız var. Karbon emisyon seviyemizi 2025-2026 yılında belli bir seviyeye indirmek önemli bir taahhüdümüz olacak. Avrupa’ya ihracat yapan tüm şirketlerin bunu dikkate alması gerekiyor. 2030’da şartlar daha ağır olacak.”
Satış sonrasındaki en önemli hedefimiz
İç pazarda müşterileri memnuniyetini sürekli olarak takip ettiklerini açıklayan Arıkan, “Müşterilerimizin memnuniyetini en yüksek seviyede tutmaya çalışıyoruz. Burada en önemli güçlerimizden birisi, satış bayilerimiz ve yetkili servis ağımız. Satış sonrasındaki hedefimiz; bütün dünyada bir tek aracımızın bile yolda kalmaması. Bunun için de gerekli müdahaleyi yapabilecek seviyeye gelmek istiyoruz ve bu alana yatırım yapıyoruz. Yetkili servislerimiz de alternatif yakıt dönüşümüne hazırlanıyor. Ama bayilerimizin muhakkak dijital dönüşüme de girmeleri gerekiyor” dedi. ■
NOTLAR... NOTLAR... NOTLAR...
Hidrojen yakıtlı araçlar, otonom araçlar
Hidrojen yakıtın mutlaka takip edilmesi gerekiyor. Bu sistem ağır kamyonlarda ve büyük otobüslerde çok uygun olabilecek. Aslında hibrit teknoloji. Biz 2024 yılında alternatif yakıtlı araçlar portföyünde yer alması için ön çalışmalara başladık. Bu konuda altyapının da olması çok önemli. Otonom araçlarda 3’üncü aşama seviyesinde olan aracımızı tamamlama sürecindeyiz. Aracımız Gebze Üniversitesi kampüsünde çalışıyor. Hedefimiz bu sene otonom araçları tanıtmak.
Global tedarik zincirinde ülkemizin şansı çok büyük
Pandemi sürecinde e-ticaret tarafındaki olumlu gelişim kamyon tarafında ciddi bir talep artışı getirdi. Ürettiğimiz orta segment kamyonlara da ciddi talep artışı oldu. Pandemi süreci turizm ve seyahat araçlarına talebi düşürdü. Toplu ulaşımda da talebin düştüğünü gördük. Ağır ticaride düşen ve ertelenen bir talep vardı. Bunun yukarı çıkmasını bekliyorduk. Şimdi otobüs tarafında talepte hem Avrupa acısından hem de iç pazarda ciddi bir artış bekliyoruz.
Pandeminin ana konusu tedarik
Pandemiyle birlikte çalışma biçimlerinde değişiklikler oluştu. Dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. 2018 yılında başladığımız çalışmaları da arttırdık. Tedarik sürecinde maliyet artışları ve bulunabilirlik sorunu söz konusu. Sadece çip değil, birçok noktada tedarik sorunu var. Navlun hizmetleri döviz bazında 6-7 misli arttı. Bu sene bu artışlar biraz daha hafifledi, ama çip bazlı sıkıntılar devam ediyor. Biz planlarımızı tedarike ve bulunabilirliğe göre yapıyoruz. 2021 yılında bunu iyi yönettik ama 2022 yılında biz de hissetmeye başladık.
Pandeminin ana konusu tedarik oldu. Dünya global tedarik zincirinde yeni merkezler arıyor. Bu anlamda Türkiye’nin şansı çok büyük. Türkiye’nin global tedarik zincirinde öneminin 3-4 sene içerisinde artacağına inanıyorum. Sanayiyi ve Ar-Ge’yi benimsemiş bir ülkeyiz. Otomotiv yan sanayinin ihracatında son iki senedir önemli artışlar var. Bunun sebebi birçok global üreticinin işlerini Türkiye’ye aktarması.
Kendi eğitim merkezimiz
Bütün dünyanın nitelikli eleman bulma sorunu var. Biz her yerden personel bulmaya çalışıyoruz. Ama nitelikli insan, özellikle kadın çalışan bulma hususunda sıkıntı çekiyoruz. Kendi mesleki eğitim merkezimizi kuruyoruz. Amacımız bulmakta zorlandığımız, kaynakçı, boyacı, elektronikçi gibi elemanları yetiştirmek. 9 aylık sürede 35 kişi eğitim görecek. İŞKUR ile konuştuk. Eğitim sonunda sertifika verilecek ve istihdam edilecek. AR-Ge merkezimizde 250’ye yakın insan çalışıyor.
45 ülkeye ihracat yapar hale geldik
Yurtiçi satış bayileri, yetkili servis ağı ve yurtdışındaki distribütörler ile geniş bir aile olduklarını açıklayan Tuğrul Arıkan, “45 ülkeye ihracat yapar hale geldik. 2021 yılı sonunda Fransa’ya bininci aracın ihracatını gerçekleştirdik. 6 sene içinde bu seviyeye gelmenin mutluluğunu, gururunu yaşadık. 2022’nin ilk 4 ayı ile de 1250 adetlere gelmiş durumdayız” dedi.