Kentiçi toplu taşıma sektörü, dünyanın her yerinde çok hareketli ve dinamiktir. Hareketlilik arttıkça sorunlar da artıyor ve sürekli yeni düzenlemeler le değişiklikler yapmak gerekiyor.
Diğer bir yönden, sürekli yapılması gereken bir kamu hizmeti özelliğine sahip kentiçi toplu taşıma faaliyeti, yerel yönetimler açısından en önemli kent yönetme unsuru. Belediyeler, kent için planladıkları sosyal, çevre, trafik gibi politikalarını bu sektör üzerinden hayata geçirirler. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerde, toplu ulaşım, özel olarak korunur, desteklenir, teşvik edilir ve sürekli niteliği arttırılır. Önemi nedeniyle, kamu; yatırım ve işletme maliyetleri açısından hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak özel teşebbüsü teşvik eder.
Mevzuat gereği, özel halk otobüsleri, belediye adına toplu taşımacılık hizmeti veriyor… Gerek 4736 sayılı Kanun ve ek yapılan düzenlemeler, gerekse UKOME kararları gereğince, bazı sosyal kesimleri ücretsiz taşıyoruz.
ÖZULAŞ AŞ ortağı olan 453 özel halk otobüsü olarak, BELBİM AŞ verilerine göre, 2013 yılında toplam 6 milyon 437 bin 80… 2014 yılında 10 milyon 757 bin 977… 2015 yılında 14 milyon 272 bin 933 ve 2016’nın ilk 6 ayında 8 milyon 406 bin 906 ücretsiz yolcu taşımışız. 2016’nın ilk 6 aylık verisini ortalama olarak 12 aya yaydığınızda yıl sonuna kadar ücretsiz yolculuk rakamının 16 milyon 813 bin812 olması öngörülüyor.
Yani, yılsonu itibariyle gerçekleşmesi muhtemel bu rakam 1 yılda İstanbul nüfusu kadar ücretsiz yolcu taşıdığımız anlamına da geliyor. ÖZULAŞ olarak, 4 yılda taşıdığımız toplam ücretsiz yolcu sayısı ise 48 milyon 281 bin 802’dir. Yuvarlayarak 50 milyon diyebiliriz. Rakamlar her yıl, bir öncekine göre katlanarak yükselmiş; hızlı ve istikrarlı bir artış söz konusu. 2013 yılına göre 2016’daki artış oranı yüzde 161,2’ye tekabül ediyor. 2016 yılı rakamlarına göre bir özel halk otobüsünün yılda 37 bin 117… ayda 3 bin 093… günde ise 103 yolcuyu ücretsiz taşıdığı anlaşılıyor.
Bu rakamlar sadece ÖZULAŞ’a bağlı 453 araca ait. İstanbul genelindeki 2100 civarındaki özel halk otobüsünü (İOAŞ araçları hariç) baz aldığınızda; elimde total rakamlar yok, ama bölgeler arasında kısmi farklılıklar olsa da ortalamada oranlar aynıdır. ÖZULAŞ rakamlarını baz alarak 1 aracın 4 yılda 106 bin 583 yolcu taşıdığı hesabıyla 2100 özel halk otobüsünün 4 yılda yaklaşık 224 milyon yolcu taşıdığını ve bunun güzel ülkemiz nüfusunun yaklaşık 3 katı olduğunu söyleyebiliriz. Başka bir ifadeyle, 4 yılda ülkemiz nüfusunu, yaklaşık 2100 özel halk otobüsüyle, 3 defa ücretsiz taşıdığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Malum olduğu üzere, uzun uğraşlarımız üzerine özel halk otobüslerine, devletimiz ücretsiz taşıma desteği ödemeyi kararlaştırdı. 2015 Nisan ayı başından geçerli olmak üzere İstanbul için otobüs başına 1.000,00 TL/Ay olarak belirlenen rakam üzerinden ödemelere başlandı. Ödemelerde, çeşitli nedenlerle, gecikmeler oldu, olmaya da devam ediyor. Daha önce birikmiş 11 aylık ödemeler yapıldı, kalan aylara ait ödemelerin de Kurban Bayramından önce aşamalı olarak ödenmeye başlanacağını umuyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu konuda emeği geçen Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım dahil bütün eski ve yeni Başbakan, Bakan ve bürokratlarımıza teşekkür ediyorum.
Otobüs başına aylık 1.000,00 TL olan destek, 2016 yılında aylık taşınan ortalama 3.093 yolculuğa bölündüğünde yolculuk başına 0,32 TL’ye tekabül ediyor. Elbette bu rakam çok azdır. Yolculuk sayısının sürekli arttığını dikkate aldığımızda yolcu başına gerçekleşen 0,32 TL her geçen gün daha da düşecek, belirli bir zaman sonra anlamsız hale gelecektir.
Birim başına (otobüs) yolcu sayısı; gerek İstanbul’daki bölgeler, gerekse iller arasında farklılık arz etmektedir. Mesela İstanbul’da kent merkezinde ve D-100 Karayolunun güneyindeki bölgelerde oran yüzde 25’lere varırken kentin kenar semtlerinde çok daha düşük oranda olmaktadır. Bu nedenle de hiçbir özel taşımacı D-100 Karayolu ile Marmara Denizi arasında kalan bölümde çalışmak istemiyor. Bir sosyal uygulama yaparken, farkında olmadan başka bir sosyal soruna neden oluyoruz.
Bizler ÖHO temsilcileri olarak, destek miktarı ve hesaplama şekli belirlenirken bölgesel farkların ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için ısrarla elektronik kart uygulaması olan yerlerde tıklama (yolcu başına) başına yapılmasını önermiştik. Elbette İstanbul ve Ankara gibi nüfusun daha yoğun olduğu yerlerde otobüs başına ödenecek meblağ daha yüksek belirlendi, ama bu hem optimum değil hem de eşitliği sağlamıyor. Bu itibarla mevcut uygulama sürdürülebilir olmadığı için, mutlaka ücretsiz yolcu taşıma destek miktarının artırılması ve hesaplama esaslarının yeniden düzenlenmesi gerekir.
Sonuç olarak, sürdürülebilir ve üst seviyede nitelikli bir kent içi toplu ulaşım faaliyeti için “sürdürülebilir bir gelir” ön şarttır. Mevcut sosyal ve indirimli tarife uygulamalarıyla, bunu sağlamak maalesef mümkün olamıyor. Ücretsiz yolcu sayısı sürekli artıyor, aktarma ve indirim ücretleri sürekli düşürülüyor ve bunun tabii neticesi olarak, şu anda ortalama yolculuk ücret 1.60 TL civarında. Bizler ÖHO temsilcileri olarak, bu konuda gerekli çalışmaları yaparak görüş ve önerilerimizi, muhatabımız olan kurumlara ilettik. Gelirlerimiz sürekli düşüyor ve buna mukabil değişen ve gelişen şartlar maliyetlerimizi sürekli arttırıyor. Bugün için yüzde 100 alçak tabanlı 12 metre otobüsün fiyatı 500 bin TL’yi aştı. Gelirin sürekli düşmesi, ücretsiz taşıma destek miktarının düşük olması ve ödemede yaşanan sıkıntılar taşımacıların birikmiş diğer sorunlarıyla birlikte gelecekle ilgili endişeye neden oluyor.
Bağlı olduğumuz İBB ve İETT’nin sektörün geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve sorunlarının çözümü için her türlü desteği vermeye ve sorumluluk üstlenmeye hazırız. Tek talebimiz var: Katlandığımız maliyetlere ve üstlendiğimiz yatırım riskine göre talep ettiğimiz gelire objektif bakılsın ve gelirde optimum seviye tespit edilerek istikrar sağlansın.
Bu kutsal kentin çok daha iyi ve nitelikli kentiçi toplu taşımaya ihtiyacı var. Bunu biliyor ve kabul ediyoruz. Ancak mevcut gelir imkânlarıyla bunu yapabilmek ve sürdürebilmek mümkün değil. Kamu yöneticilerimizden de bu konuda gerekli çalışmayı yapmalarını bekliyor ve talep ediyoruz.
Başta tüm milletimiz olmak üzere, sektörümüze birlik ve beraberlik içinde, huzur ve güven içinde Kurban Bayramı geçirmeyi temenni ediyor, Bayramın barış ve kardeşliğe vesile olmasını yüce Mevla’dan diliyor, saygılar sunuyorum. ■