Metin Uludağ;
“Ütopik hedefler peşinde koşmuyoruz. Uzun vadeli hedeflerimize ulaşabilmek için kısa vadede anlamlı hedeflerle ilerliyoruz. Gerçekleştirilmesi imkansız, günün ve sektörümüzün çok uzağında hedefler koymuyoruz”.
■ Öz Uludağ Turizm’in kuruluş öyküsünü özetler misiniz? İnternet sitenizde Avcılar’da 3 Mayıs 2020 tarihinde kurulduğunuz yazıyor. Merak ettim, yolcu taşımacılığına nasıl adım attınız? Firma kaç araçla kuruldu? Bugün kaç araçlık bir filoya sahipsiniz?
- Öncelikle Taşıma Dünyası’na, bizlere yer verdiğiniz için teşekkür etmek isterim. Umarım okuyucularımız için güzel bir söyleşi olur. Sorunuza gelince, ailece, geçmişte taşıma hizmetlerinin başka alanlarında bulunduk. Gerek ben gerekse ortağım Baki Uludağ, o işlerde aracın direksiyonuna da geçerek işimizi icra etme fırsatını yakalamıştık. 1992 yılında ailemize ait 2 adet kamyon ile köyümüz sınırlarındaki bir işletmede taşıma işleri ile uğraştık. Lise yıllarımızdı. Buradaki işletme kapanınca diğer köylülerimiz gibi bizde İstanbul’da hatlı minibüs ve ticari taksi işletmeciliği işlerine giriştik. Ailenin kalabalık olması nedeniyle Baki Bey, 1998 yılında servis taşımacılığı işine adım atmak zorunda kaldı. Aile içinden dört kişinin servis taşımacılığı şirketini devralmasıyla bu sektöre adım atılmış oldu. Ben, sürece daha sonra dahil oldum. 4 araç ile işe başladık ve 2005 yılına kadar aktif olarak araç kullandık. Bugün itibari ile filomuzda yüzde 10’u özmal olmak üzere 1000’in üzerinde araç ile hizmet veriyoruz.
- Evet, anlamlı bir soru neden kısa sürede tercih edilen bir şirket olduk… Öncelikle insani değerler, ilkeler ve donanımlı insan kaynağına çok önem verdik. Müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle gerçekleştirdiğimiz sözleşme kurallarını titizlikle uyguladık. Anlaşmış olduğumuz koşulları hiçbir bahaneyle ertelemedik, hep yerine getirdik. Müşterilerimizin beklentilerini iyi analiz ettik, anladık ve bu beklentileri en üst yönetimden sahadaki şoför arkadaşlarımıza kadar aktardık. Bu tutumumuz kısa sürede, bizlere ve şirketimize karşı duyulan güveni daha da arttırdı. Refere edilerek kısa sürede birçok işletme ve kuruluşa hizmet verme şansını yakaladık. Aslında biz görev tanımımızı yerine getirmiştik. Bunu ihmal eden arkadaşlarımız olunca biz fark yaratmış olduk.
■ İstanbul merkezli başladığınız faaliyetlerinizde diğer bölgelere yayılma süreci nasıl oldu?
- İstanbul Beylikdüzü merkezli bir işletmeyiz. Önce Tekirdağ-Çorlu bölgesinde sonra Anadolu yakasında (Şekerpınar-Çayırova) şubeleştik. Böylece Kocaeli-İstanbul-Tekirdağ hattında aktif ve hızlı şekilde gelen taleplere cevap verme imkanına kavuştuk. Bu bize farklı tecrübeler kazandırdı. Gebze ve Tekirdağ bölgelerinde proje yönetmek İstanbul’a oranla daha zor. Bunu başarmayı ve kalitemizden taviz vermeden sürdürmeyi öğrendik. Artık daha tecrübeli ve güçlüyüz.
- Büyük ölçüde hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Ütopik hedefler peşinde koşmuyoruz. Uzun vadeli hedeflerimize ulaşabilmek için kısa vadede anlamlı hedeflerle ilerliyoruz. Gerçekleştirilmesi imkansız, günün ve sektörümüzün çok uzağında hedefler koymuyoruz. Reel gittiğimizi söylemek doğru olur. Bu hep böyle olmuştur geçmiş yirmi yılda. Bazen planlamamız dışında bazı gelişmeler olur ve onlara birazda zorunlu olarak katılırız. Bunun dışında hedeflerimizin tuttuğunu söyleyebiliriz.
- Farklı iki sektörde iş tecrübemiz oldu. Dostlarımız ile inşaat ve çelik ev üretimi alanında bunu denedik. Özellikle inşaat alanında bir aile apartmanı ve Büyükçekmece’de bir site deneyimimiz oldu. Gayet de başarılı geçti. Fakat ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve gayrimenkul alanındaki üretim fazlası sebebi ile biraz ara vermek durumunda kaldık. Doğru lokasyonda ve kârlı olabileceğine inandığımız bir proje olur ise devam etmek istiyoruz. Özellikle inşaat ilgimizi çekiyor.
■ Şirket için geleceğe yönelik nasıl bir planlama oluşturdunuz?
- Kalifiye insan kaynağına, elektronik altyapımıza ve tüm çalışanlarımızın eğitimine çok önem veriyoruz. Bütündepartmanlarımızda iyi eğitimli, üniversite mezunu arkadaşlarımızla takviye ettik. Bunun faydasını hissedilir şekilde görüyoruz. Yine kullandığımız profesyonel yazılımımız ile ciddi sistemsel gelişmeler kazandık. Bunu sürdürmeye devam edeceğiz. Teknolojik yeniliklere önem veren bir kuruluş olduğumuzu söyleyebilirim. Müşterilerimizden bu anlamda çok olumlu geri beslemeler alıyoruz. Ayrıca genç bir filoya sahibiz. Özmal araç filomuz 0-5 yaş aralığında. Bunu da koruyarak devam etmek istiyoruz.
- Aslında, pandemi ilk ortaya çıktığında, ülkemizde henüz görülmediği günlerde bizler önlemlerimizi almaya başlamıştık. Bu plan doğrultusunda gerek ofis uygulamalarımız, gerek araçlarımızın temizlik ve hijyen koşulları, dezenfekte makineleri ve kimyasalları, çalışanlarımızın bilgilendirilmesi ve kontrolü, bilgilendirme yazıları vb. birçok acil eylem planımız hazırdı.
Baki Uludağ, Metin Uludağ
■ “Süreç sonrasında hiçbirşey eskisi gibi olmayacak” dediniz ya, servis sektöründe nasıl bir değişim olabilir?
- Sektörümüz plaka tahdidi ve ekonomik değişikliklerle birlikte kabuk değiştirme sürecindeykenbir de pandemi yaşanması ile birlikte çok daha hızlı bir etkileşim içerisine girdi. Neredeyse kişilere özel bir hal alan taşımacılık işi, bir işletmenin faaliyetini idame ettirmesi noktasında en önemli konuma geldi. Daha kontrollü, denetlenebilir, hijyen kurallarının uygulandığı araçlarla personeller, hem işletmelere hem evlerine en az riskle taşınıyor.
- Bu sorunuzu iki farklı uygulamayı örnek vererek cevaplamak isterim. Birincisi; 2017 yılında Okul Servis Araçları Yönetmeliği yayınlanmıştı. Bu Yönetmeliği üç yıldır tam anlamıyla hayatın merkezine maalesef koyamadık. Masabaşında alınan kararlar güncel sahadaki gelişmelere uzak; her yıl ötelenmek zorunda kalındı. Bir aracın dönüştürülme bedeli 20 bin TL’yi buluyor. Ayrıca bu dönüşümü sağlayacak yetkin yerlerde yok denecek kadar az. Bu ve benzeri köklü değişikliklerde sektörümüzün STK’ları dernekler, odalar ve bileşenlerinden görüş talep edilmemesinin uygulamada başarısızlıklar getirdiğini görmekteyiz.