Yönetmelikle ilgili Ankara’da bir ön çalışma yapılmıştı. Çalıştayda, olması gerekenleri söyledik. Olması gerekenler yapılmamış, gene eksik gözüküyor. Sadece sürücülerin suç ve ceza teşkil eden konularında eksik kalan kısımların bir farklılığı var. Bir de bu sensor meselesi var. Buradaki çatışmaları önleyecek çalışmaların hiç birisi yok. Özellikle okulların firma seçme kriterleri içerisinde öğretmenlerin ücretsiz taşınmaları, okula yapılan bağışlar, ücretsiz taşımalar zaten bu işi bu noktaya getiren temel nedenler. Çünkü gözüken ve gösterilen sözleşmelerde bu açıklanan harcamalara çok değinmiyorlar. Dolayısıyla mali idarelerde ancak gösterilen harcama üzerinden gösterilecek.
Sorsalar anlatırdık
Sensör konusu çok daha komplike bir şey. Yani söylerken ve dinlerken belki güzel, ama çocuklar çantasını üzerine koysa o sensor öğrenci varmış gibi algılayacak. Dolayısıyla sensor tam çözüm değil. Daha farklı çözümleri de var. Danışmadılar ve sormadılar. Sorsalar anlatacaktık. Şu an çocuk unutulmasını engelleyecek çözümlerle ilgili uygularımız var.
Bedelini kim, nasıl ödeyecek?
Araç içi kameralarda ciddi bir maliyet getiriyor. En ucuz kamera 250-300 dolar. 1000 dolara kadar kamera var. Tabii ki görüntülerin saklanması da bir altyapı meselesi.
Kalifiye sürücü yok
Bu bedeli ne firma ne çalışan ne araç sahipleri ödeyebilir. Bu, veliye ek yük anlamına geliyor. Bir diğer önemli konu ise sürücü bulma konusu. Kalifiye sürücü bulma konusunda zorlanıyoruz. Asgari ücret ve işverenden yapılan kesintilerle bir sürücünün maliyeti 2400 TL’ye ulaşıyor. Bu düzeltilmek isteniyorsa, devlet de üzerine düşeni yapacak. Kesintileri sürücülere ödettirsin ve gelirleri bu seviyeye gelsin. Böylece bu meslek tercih edilebilir hale gelsin. Radikal bir çözüm olur diye düşünüyoruz.
Soruşturma esnasında, bizim bu bilgilere ulaşabilir olmamız gerekiyor. Ayrıca bu Yönetmelik, 7’nci madde kaynaklı okul önündeki çatışmaları da önlemiyor. Sektörün beklentilerini karşılamayan bir Yönetmelik çıkmış durumda. ■