Her zamanki gibi bir hayal kırıklığı yaşadık. Birileri, ‘ben yaptım oldu’ya getiriyor. İstenilenlerin; gerçeklikle, uygulanabilirliğiyle çelişkileri var. Araçlarla ilgili aynı engelliler durumuna döndü iş. ‘Engelli rampası olacak bütün araçlarda’, ama böyle bir üretim yok. Koltuklara sensor isteniyor, araçların böyle bir üretimi yok. Üç noktalı emniyet kemeri deniliyor, emniyet kemeri normuna aykırı olduğu için zaten iki noktaya dönüldü. Bunu kime nasıl yaptıracağız? Rehber personele, gördüğü bir aksamayı rapor etme yetkisi verilmesi o mesleği onore etme açısından iyi. Ancak part time çalışan bir rehberin sigortalı olma ilgili gibi bir direnci var. Çünkü babasından, kocasından elde ettiği kazanılmış haklarını kaybediyor. Tam sigorta yapıldığında ve asgari ücret verildiğinde bunu karşılayacağı bir gelir yok.
Sensor önemli
Araçların tümünde araç içi GPS ve araç içi kamera kayıtlarının bir aylık saklanması isteniyor. Ortaya verimsiz ve başarılı olmayan bir uygulama çıkacak. Sensor önemli. Servisçiyi büyük bir maliyet bekliyor. Nereden nasıl karşılayacak, devletin hiçbir desteği yok. Bunlar iyileştirici düzenlemeler değil, sektörden uzaklaştıracak düzenlemeler. Fiyatları ‘UKOME açıklar’ deniliyor. Ama yine hala ‘esnaf ve sanatkarlar açıklar’ diye bir düzenleme var. Esnaf ile UKOME karşı karşıya getiriliyor. Ücreti ‘büyükşehirlerde UKOME açıklar’ deseydi, karmaşayı önlerdi
Çok başlı bir Yönetmelik olmuş. Biz, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı ve tek başlı iken bile süreçleri kolay yönetemiyorduk. Endişem, bakanlıklar, bazı olayları birbirinin üzerine atarak geçiştirmeye çalışacak.
Net bir düzenleme değil
Bu yönetmelik için iki konu üzerinden harekete geçildi. Bir çocuk unutulması, bir de okul önünde çatışma… Ama ben okul önündeki çatışmayı önleyebilecek net bir düzenleme görmedim. Mülki idare amirinin onayına sunularak izin verilir, ne olursa izin verilmez? Bu çatışmayı önleyecek bir hamle midir? ‘Okul alanının kullandırılmasında farklı muamelede bulunulamaz’ deniliyor. Okul bahçesinde yine tanıtım yapabiliyor. Oysa ‘taşımacıya reklam ilan ve tanıtım yaparak müşteri bulma hakkını vermez’ diyecekti bu kadar.
Sertifikamız zaten var
Üç yıla yönelik anlaşma düzenlemesi daha önce yoktu ama yasak da yoktu.
‘Mesleki yeterlilik belgesine sahip olmak’ denmiş ‘tüm sürücüler ayrıca Milli Eğitim’in eğitimine katılacak, verecek’ denmiş. Mesleki yeterlilik belgesi varsa, Milli Eğitim’den sertifika düzenlemesi biraz çelişmiyor mu? Bunlar herhalde ilerleyen günlerde belli olacak.
Biz sürücüyü seçerken, aranılan niteliklerde olup olmadığını nereden göreceğiz, nerden tespit edeceğiz, bu yok. GBT kayıtları bize açılacak mı? Biz bunları görerek mi çalıştırmama sorumluluğunu alacağız? Bu çok önemli.
Rehbere ışıklı bir yelek dirençlerle karşılaşılıyor, ama bu uygulanabilir. Rehberin elinde ışıklı levha, çok pratik değil. Rehberlerin bazen bir elinde çocuk, bir elinde çantası oluyor. Bazen iki çocuğu indiriyor. Rehberin çocuğu koruması kısıtlanmış oluyor. Alınan kararların, işleyişle bağlantılı oluşturulduğunu düşünmüyorum ve bundan da üzüntü duyuyorum.
Rehberde lise mezunu şartının aranmaması, ilköğretim mezunu olması şartının yeterli olması gerekirdi. Çünkü lise mezunu rehber dediğiniz zaman, alan son derece daralıyor zaten rehber bulunamıyor, şu an çok ciddi sıkıntı var.
Servisçi korunmamış
Koltukların sensorlu olması taşımacıların elinde olmayan bir konu. Renkli cam konusunda; servisçi o günkü mevzuata göre aracını almış, onun ne günahı var. ‘Camları değiştir’ demek büyük haksızlık. Son derece maliyetli. Camlar söküldükten sonra orijinali gibi de olmuyor. Bu maliyetleri servisçi esnafına yüklediğinde karşılığını servisçi nereden alacak, öğrenci ücretlerinden mi? Bu konuda devletin bir desteği olacak mı? Bunları yapanlardan ‘bir yıl trafik bandrolünde veya bir yıl vergisinde indirim yaparım, ÖTV’sini almam’ diye hiçbir unsur yok. Maalesef devletin bu yanı çok kötü.
Mesleki örgütlere sorulmalıydı
Ankara’da usulen bir çalıştay yaptılar, herkesi çağırdılar Düzenlenmesi gereken alanlarla ilgili, yaklaşık 20’ye yakın madde yazmışlardı. Biz orada yazan birçok maddeye itiraz ettik, düzeltilmesi gerekenleri belirttik. Onların hiçbiri dikkate alınmamış.
Yayınlanmadan önce sivil toplum örgütlerine sorulsaydı, mağduriyetler de önlenebilirdi. Maalesef sivil toplum örgütleri hiç dikkate alınmıyor. Masa başında bir Yönetmelik hazırlanıyor. Sektörün buna uyması bekleniyor. Servis sektörü buna uyamayınca kötü insan, kural tanımaz insan oluyor. ■