RÖPORTAJ: ERKAN YILMAZ
53 yaşında Bayburtlu bir bireysel otobüsçü Korkmaz Erel, Trabzon’da yaşayan ve işini orada sürdüren Korkmaz Erel ile yaşanan mevcut durumu ve bireysel otobüsçülerin gelecekten beklentilerini konuştuk.
3 otobüsten 2’si parkta yatıyor
Kamil Koç bünyesinde 3 araçla hizmet veren Korkmaz Erel, 15 gün önce 2 aracını parka çekmiş: “Aslında çok uzun süredir iş yapamıyorduk, ama sigorta ödemeleri gelince bizde iş yapamadığımız halde para ödemek istemediğimiz için plakalarını söktük ve parka çektik. Şu an parkta yatıyorlar. 1 otobüsümüz firmada hizmet vermeye devam ediyor. Birde personel ve turizm taşımacılığı tarafımız var. Bu alanda faaliyet gösteren Güvener Taşımacılık adındaki şirketimizin filosunda 4 midibüs bulunuyor. Geçimimizi de zaten bu taraf sağlıyor.”
12 yaşında kurulan hayaller
“Otobüsçülüğe ilgi duymam 1979 yılında, 12 yaşındayken başladı” diyen Korkmaz Erel, “Bunda en büyük etken öğretmen olan babam Yılmaz Erel’in otobüsçülüğe olan ilgisi oldu. Öğretmenlik yaparken bir yandan da otobüsçülüğe adım attı ve benimle birlikte iki abimin de ilgisi otobüsçülük olmaya başladı. O zaman otobüsçü olmak çok güzel bir hayaldi. 43 kişi bir otobüste ve o otobüsü kullanan kişiye çok büyük saygı duyuyor, bunu görüyor ve bende hayalini kuruyordum. Öyle ki kaptanlara, yolcuların teşekkür edişini, kaptanın firma çalışanları tarafından karşılanışını izlediğimde onların çok yüce bir görev yaptığını düşünürdüm. Kaptanları seçerlerdi yolcular. Mola yerlerinde de kaptanlara olan ilginin inanılmaz boyutta olduğunu düşünürdüm. Kaptanın sofrasına oturmak, onunla konuşmak çok önemliydi” dedi.
Geleceklerini planlayamadılar
“Kaptanlık, bireysel otobüsçülük çok kutsal bir meslekti” diyen Korkmaz Erel, “Bir kentte bir otobüsçüyü herkes tanırdı. O dönemde bireysel otobüsçülerde kendilerine verilen değerden mutluluk duyar ve işini en iyi şekilde yapmak için çaba gösterirdi. Bunun içinde bireysel otobüsçüler hiç üst akıl olarak geleceği planlamadı, gördüğü değerin hep devam edeceğini düşündü. Haklarının çalınacağını göremedi, düşünemedi. Çünkü kitap okumadı, gazete okumadı, haber dinlemedi. Sadece ve sadece işine odaklandı. Asıl gelen tehlikeyi göremedi. Vahşi kapitalizmin onu yok edeceğini unuttu, tedbirini alamadı. Bireysel otobüsçüler bir anda baktılar ki, kendi malına borçlular. Bireysel otobüsçünün artık buna direnme şansı da yok, çünkü bireysel otobüsçünün kimliği yok, kimliğini kaybetti. Bunu da kumarda kaybetmedi, sektör içinde kendi mücadelesini vermediği için kaybetti” dedi.
Benim için en güzel anlar otobüsün içinde oturmak, etraftaki otobüsleri izlemekti. Liseyi bitirdiğimde önce bir yazıhanemiz oldu. 1983 yılında bir otobüsümüz oldu. O otobüsle sonra, üzücü bir kaza da yaşadık. Yine de vazgeçmedik, başka bir işe yönelmedik,bugün mutsuz bir şekilde olsa da işimizi yapmaya devam ediyoruz. |
Kaybetme 1995’te başladı
Bireysel otobüsçülerin, sektördeki konumlarını 1995 yılından itibarenkaybetmeye başladıklarını belirten Erel, “Bu süreçte sektörde yeni bir çalışma anlayışı ile 2000’e kadar aldatmayla geçen bir trend sunuldu otobüsçüye. Ondan sonra tüm bireysel otobüsçüler önce araçlarında yarı hisseye, sonra dörtte biredüştü, sonra da tamamen kaybettiler” dedi.
Korkmaz Erel, sektörün durumunu konuştuklarında babası Yılmaz Erel’in, “Oğlum, bu işin bırakılma zamanı vardı, biz onu ayarlayamadık” dediğini anlatıyor.
Bireysel otobüsçüye eğitim
Mevcut bireysel otobüsçülerin varlıklarının devam etmesinin tek yolunun daha fazla eğitim olduğuna dikkat çeken Korkmaz Erel,“Bu konuda halk eğitim merkezlerinde bir adım atılabilir. Düzenlenecek seminerlerle her şey tane tane anlatılacak. Otobüsçüler araç kullanmayı değil önce dünyayı anlamalılar. Bireysel otobüsçüye, farklı yaşam biçimleri, ekonomik yapılar anlatılacak. Temel kültür seviyesi yükseltilecek. Bakın bireysel otobüsçü diyor ki, ‘arabaya HES kodu ile binmeyen yolcuya ben ne yapabilirim’. Bunu kavrayamıyor. Sonra ceza yediğinde,‘niye benim sahibim yok’ diyor. Ben anlatıyorum, HESkodu bir isim değil, bu salgın sürecinde getirilen bir tedbiruygulaması. Ama bunu bir türlü anlayamıyor. Bu işi yönetenlerin meslektaşlara bir eğitim vermesi gerekiyor” dedi.
3 otobüsten zararım 600 bin TL
Pandemi süreciyle birlikte otobüsçülerin çok daha zor koşullara sürüklendiğini belirten Korkmaz Erel, “Mart’tan bu yana benim 3 otobüsten zararım 600 bin lira kadar” dedi. Korkmaz Erel, birçok bireysel otobüsçünün zarar edeceği sefere gitmektense araçlarını parka çektiğini söylüyor: “Sigorta maliyeti, otogar çıkış ücretleri gerçekten çok ağır. Araçlarımızı satışa da koyduk internete, ama arayan, soran yok. Bugün firmalar tesislerden, akaryakıt istasyonlarından pay alıyorlar ama bireysel otobüsçülere bunları hiç yansıtmıyorlar. 2 milyona bir araç alıyorsunuz ve siz bu aracın bagajında uyuyorsunuz” dedi. ■
3 kız çocuğu bulunan Korkmaz Erel, kendisini çok iyi eğitmeyi başarabilmiş. Bunda birinci etken, babasının öğretmen olması zaten. İkinci etken de kendinizi eğitirseniz, çocuklara katkınız da farklı oluyor. Erel, “Ben boş zamanlarımda haberleri dinledim, gazete okudum, kitap okudum” diyor. Korkmaz Erel’in bu eğitim süreci çocuklarına da yansımış. |
Dayı Ahmet Erel, 1984 yıllarında, Ulusoy’da muavin. Karda buzda otobüs kullanmakta profesyonel. Bütün zamanların en hızlı zincirini takar, söker. Aracı yolda bırakmaz. Tam bir otobüs emekçisidir.