Yönetmelikle ilgili düşüncelerim genel olarak hayal kırıklığı. Güvenlik açısından en önemli ve en uygulanabilir olan 7’nci madde maalesef tüm maddelerden daha basit ve önleyici olmasına rağmen değişmedi.
Okul önündeki silahlı çatışmaların önüne geçebilecek bir sistem yok şu an. Araç içinde güvenlik var, öğrenciyi indirdiğiniz okulun önünde güvenlik yok. Devlet okulları önünde bireysel servisçiler arasında yaşanan kavgalar, çatışmalar tüm servisçilere mal edilerek yansıtılıyor.
Güvenlik sistemleri olmalı
Yönetmelikteki bazı maddeler zaten işini iyi yapma uğraşı içindeki firmaların süreçlerinde bulunuyor. Bunlar; Araç Takip, Kamera, Koltuk Kaza Sigortaları, Rehber Donanımı, Tek Tip Kıyafet, 3-4 Nokta Emniyet Kemerleri ve daha fazlası… Biz bu güvenlik sistemlerinin olması gerektiğini savunup, mücadelesini verirken meslek örgütlerini yanımızda değil, karşımızda gördük. Bizi bireysel esnaf üzerinden kâr elde etmek istemekle suçladılar. Oysa biz işimizi iyi yapma, çocuklarımızı güvenli taşıma anlayışı ile maliyetlerimizi fiyatlarımıza yansıttık. Bizi UKOME’ye, belediyeye şikayet ederek ceza yazdırma uğraşı içine girdiler. Kimi firmalar mahkemelik bile oldu, işini iyi yapmak isterken. Ama aslında biz bunları yapmayanlardan hep daha az kazandık. Az kazanç olduğu halde yine de bu anlayıştan vazgeçmedik hatta zorluklara rağmen savunduk.
Uygulaması zor
Okullarda velilerle, şirkette bireyselci arkadaşlarla sorunlar yaşadık. Yasa koyucu ve UKOME hem bu maliyetlere katlanın hem ücretler aynı kalacak derse daha büyük kaos olur. Bu zaten büyük bir hayal. Şu andaki tarife ile ve her yıl yapılan yüzde 8-10 zam ile bu maliyetlerin uygulanabilmesi imkansız, hatta ütopik! Keşke olsa, bizim için sevindirici olur. İstenilen sistemler şu anda mevcutlardan daha ileri bir teknoloji. Örneğin bizim kameramız sadece iç çekim yaparken şimdi dış çekim ve uzun süreli kayıt isteniyor. Maliyetlerimiz içerisinde sensorlu koltuk konusu yok. Bunu nerede yaptıracağımız da belli değil. Bu Yönetmelik açıklanırken, bir yandan da daha güvenli taşımacılık için velilere, ‘maliyetleriniz artacak’ denilseydi keşke. Bu konuya girilmedi. Yönetmelik hazırlanırken sektöre de danışılmadığı için işte böyle uygulanması çok zor bir Yönetmelik çıktı.
Servisçi yine mağdur
Bu sektörde çalışmamış, yeterince gözlem yapmamış, maliyetleri, ülke şartlarını bilmeyen kişiler tarafından hazırlanan bir Yönetmelik olmuş gibi. Bilerek yapılsaydı, bu sisteme geçişle ilgili 1 yıldan daha kısa bir geçiş süreci verilmezdi. Ama sanılmasın ki, biz bu teknolojileri istemiyoruz, keşke daha fazla teknolojik ya da sosyal önlem alabilsek. Düşüncede çok güzel, ama işleyiş de incelenerek adım atılmalıydı. Plaka tahdidi sözüyle çıkılan yolda mağdur yine servisçi oldu. Sebebini anlamadığımız plaka değişikliği sürecinde trafik denetleme şubesine mevcut plakaları teslim etmeden yeni plakaları alamıyorsunuz. Süreç iki gün. Plakasız işe gidemiyorsunuz. Yüzlerce servisçi 1700 TL ceza ödedi. Ceza ödemek istemeyen ya sahteciliğe plaka basmaya başvurdu ya da servise gitmeyip mağdur oldu. Yine bu da bilinçsiz kişiler tarafından yapılan bir geçişti.
Ulaşımdaki yerimiz ne?
Servis sektörü olarak çok merak ediyoruz. Biz toplu taşıma aracı mıyız? Ulaşımdaki yerimiz ne? Eğer toplu taşıma aracıysak 2016 rakamlarına göre özel otomobiller hariç en yüksek yolcu sayısı 2 milyon 560 bin 270 ile biz servisçilere ait. Tüm toplu taşıma araçlarında en yüksek oran 16.79 ile yine bizim. Bu toplu ulaşım araçları içerisinde işini en iyi yapan biziz. Herkes diğerlerine bir de servis araçlarına baksın, Bizim araçlarımız çok daha lüks kalıyor. Çalışanların en büyük isteği servisi olan bir iş değil midir?
Servis araçlarını kamu denetlerken, kendi içinde denetimini yapmaya çalışan bir sektörüz. Toplu taşıma araçları içerisinde en güvenlisi ve konforlusu servis sektörüdür. Biz uygulanabilir olsa da olmasa da Yönetmelikteki tüm yaptırımları daha iyi hizmet adına destekliyoruz. ■